Hukuk Eğitimi İçin Yurt Dışına Gönderilen Öğrenciler Bilgilendirildi
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar, üniversitelerde 28 Şubatçıların ruh dünyasından boş kalan yerden FETÖ'cülerin çıktığını belirterek, "İyi bir akademisyenin geniş bir vizyonu, entelektüel ve ahlaklı olması lazım.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar, üniversitelerde 28 Şubatçıların ruh dünyasından boş kalan yerden FETÖ'cülerin çıktığını belirterek, "İyi bir akademisyenin geniş bir vizyonu, entelektüel ve ahlaklı olması lazım. İnsanın bir devlet, toplum, millet ve vatan fikrinin olması lazım." dedi.
Hukuk alanında lisansüstü öğrenim görmek üzere bakanlıkça yurt dışına gönderilen bursiyerleri bilgilendirmek amacıyla düzenlenen toplantı, Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, YÖK Üyesi Prof. Dr. Ömer Açıkgöz, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Bülent Çiftci ve hukuk eğitimi için yurt dışına gönderilen hukuk öğrencilerinin katılımıyla Harbiye'de bir otelde yapıldı.
Kendisi de Fransa'da hukuk eğitimi alan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Hasan Nuri Yaşar, tecrübelerini öğrencilere aktardı.
İstanbul Üniversitesi'nin burslu öğrencisi olarak Fransa'ya hukuk eğitimi için gittiğini ancak ideolojik nedenlerle üniversiteden atılarak bursunun kesildiğini dile getiren Prof. Dr. Yaşar, öğrencilere kendi çabalarıyla eğitimini nasıl tamamladığını anlattı.
Türkiye'ye döndüğünde 28 Şubat sürecinin yaşandığına değinen Prof. Dr. Yaşar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğitimimi tamamlayıp Türkiye'ye geldiğimde farklı bir dünya ile döndüğümü düşündüm. Fakülteye geldim biraz köhnemiş buldum. Öğretim üyeleri bana öğretmen gibi geldi. Türkiye köhnemişti. Türkiye, o dönemde yaşadıklarıyla zihnini kaybetmişti. 1993 yılında başlayıp terör olayları vesaire bir sürü kargaşayla Türkiye'yi 28 Şubat'a getiren süreçte, Türkiye'nin entelektüel kapasitesini, sahip olduğu insan sevgisini, ruhundaki yüceliklerini kaybetmiş gördüm. İnsanlar bilmedikleri ve inanmadıkları konularda makaleler yazıyordu."
Prof. Dr. Yaşar, FETÖ mensuplarının 28 Şubat sürecini yürütenlerin devamı niteliğinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bunu yapabilecek bu tip insanlar yukarı doğru yükselmişler. Bunların yükselmesi mantarların yukarı doğru yükselmesidir. Bugün Türk eğitim sisteminin içinde bulunduğu durumdan çoğu zaman bu tür mantar hastalığı gibi etrafı saran insanlar sorumludurlar. Ben 5 yıl büyük sıkıntılar içinde akademik çalışmalarım için uğraştım. Bizim atılmamız suretiyle ortalıktan kim çıktı? Önce bizi attılar, bu 'mantarlar' çıktı. Sonra üniversitelerde 28 Şubatçıların ruh dünyasından boş kalan yerden FETÖ'cüler çıktı. Sonra bir baktık ki üniversitelerde birçok yer FETÖ'cülerin eline geçmiş."
Konuşmasını öğrencilere tavsiyelerde bulunarak tamamlayan Prof. Dr. Yaşar, "İyi bir akademisyenin geniş bir vizyonu, entelektüel ve ahlaklı olması lazım. İnsanın bir devlet, toplum, millet ve vatan fikrinin olması lazım." diye konuştu.
"Nitelikli insan gücü yetiştirilmesi önem arz etmektedir"
Programın açılışında konuşan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem ise Türkiye'nin geleceği için en önemli kaynağın iyi eğitime sahip nitelikli insan olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin 21. yüzyılın yükselen ülkesi olduğunu belirten Erdem, "Bu yüzyılda ülkelerin en önemli kaynağının donanımlı insan gücü olduğunu görmekteyiz. Teknolojinin gelecekte rekabet gücünü belirleyen en önemli unsur olduğunu bugünden bilirsek kaynaklarımızı bu bilinç ve akılcı programlarla eğitime yönlendirmenin en iyi yatırım olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple gerek ülkemizin küresel güç olmak gerekse 2023, 2071 hedeflerine ulaşılabilmesi için bilimsel araştırma faaliyetlerinde nitelikli insan gücü yetiştirilmesi önem arz etmektedir." dedi.
Eğitime ayrılan bütçenin artışı ile ilgili rakamlar vererek konuşmasına devam eden Erdem, "Hükümetimizin eğitime verdiği önem her geçen gün artmaktadır. Bu durum eğitime bütçeden ayrılan rakamlar ile görülmektedir. 2002'de 11 milyar lira olan Milli Eğitim bütçesi, 2018'de 134 milyar liradır. Bu rakam eğitimle ilgili diğer bakanlıklar ve hayırseverlerin katkılarıyla 150 milyar lirayı geçmektedir. AK Parti hükümetlerinden önce Milli Savunma birinci harcama kalemi iken bunu eğitime çevirerek vizyonunu göstermiş oldu. Bu vizyon hala da böyle devam ediyor." diye konuştu.
Orhan Erdem, 2002 yılında 76 olan üniversite sayısının 15 yeni üniversitenin kurulmasıyla 202'ye yükseldiğini belirtti. Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK aracılığıyla yurt dışına gönderilen öğrenciler için ayrılan bütçenin AK Parti hükümetlerinde sürekli artırıldığına değinen Erdem, "2002'de 48 milyon lira ayrılırken bu yıl 400 milyon lira öğrencilerimize ayrılmış durumda." ifadelerini kullandı.
Yurt dışında eğitime gönderilen öğrencilere seslenen Erdem, "Milletimizin sizden yüksek beklentisini karşılamalısınız. 80 milyonun vergileriyle yurt dışında eğitim aldığınızı hiç unutmamanızı ve eğitimlerinizi tamamlayarak ülkenize hizmet etmenizi bekliyoruz." diyerek konuşmasını tamamladı.
Yurt dışına hukuk eğitimi için gidecek öğrencilerin bilgilendirme toplantısının öğleden sonraki oturumunda Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Aktekin, "Yurt dışı eğitiminde tecrübe paylaşımı" konulu sunum gerçekleştirdi.
Hukuk eğitimi için yurt dışına giden öğrencilere yönelik bilgilendirme toplantısı, 27 Nisan'a kadar devam edecek.