Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

Lübnan Dışişleri Bakanı'ndan ateşkes umudu: Nihai karar İsrail'in

Gözler Orta Doğu'da! Saatler içinde her şey değişebilir

Hrant Dink Davası; İstihbarat Daire Başkanı Dinç İfade Verdi

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Dink Cinayeti'ne ilişkin davada ifade veren İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler'e, "Dink'in hedef olarak seçildi, korumak lazım." dediğini açıkladı.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink Cinayeti'ne ilişkin 2'si tutuklu 35 sanıklı davanın 15. duruşmasında tutuksuz sanık Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ifade verdi. Duruşmada ifadesi alınması için kürsüye çağrılan sanık Engin Dinç'in, kimlik tespiti yapıldı. İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç kimlik sorgusunda, Ankara'da oturduğunu ve 6 bin 500 lira da aylık geliri olduğunu belirtti. 1989 yılında genç bir komiser yardımcısı olarak göreve başladım. Şimdiye kadar devletimizin hizmetinde değişik noktalarda görev yaptım" dedi.

Engin Dinç, Hrant Dink'in öldürülmesine üzüldügünü, Dink Ailesi'ne ve yakınlarına üzüntülerini belirtmek istediğini söyledi.

"İSTİHBARATÇI MANTIĞIYLA OLAYA MÜDAHİL OLDUM"

Dinç, "Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde 15 Temmuz 2004 tarihinde göreve başladıktan bir ay sonra McDonalds'a bomba atılması olayı oldu. İstihbaratçı mantığıyla olaya müdahil oldum. Bu grup bu eylemi yaptığına göre takip etmemiz gerektiğini belirttim. Eylemi gerçekleştiren grubu takibe aldık, ilgili arkadaşlarım Erhan Tuncel'i buldu" dedi.

"KAMUOYUNDAKİ TEPKİYİ DE DÜŞÜNEREK YAZIYA ÇEVİRDİK"

Yardımcı İstihbarat Elemanı olan Erhan Tuncel (tutuksuz sanık) ile yapılan görüşmenin sonunda hazırlanan raporunu mahkemede okuyan Engin Dinç, "Bu fikir düşünce aşamasındaydı. Bu fikri şahsın aklından çıkarmaya çalışıyoruz. Bu bilgi geldikten sonra Türkiye ve dünya kamuoyundaki tepkiyi de düşünerek bunu yazıya çevirdik. Dink'in öldürülmesi konusu daha düşünme aşamasındayken gerekli birimleri bilgilendirdik" dedi.

"AHMET İLHAN GÜLER'E, 'BAKIN BU ŞAHSI KORUMAK LAZIM' DEDİM"

"Yasin Hayal'in İstanbul'da ses getirecek eylem yapacağı" bilgisinin yazılı olduğu raporu okuyan Engin Dinç, "Yazılan yazıdan bir polis, bir istihbaratçı ne anlar? 6 kişinin yaralanması eyleminden bahsediyoruz. Kasten öldürmekle suçlanıyorum. Ahmet İlhan Güler'i 4 kez aradım aynı gün. Kendisi aramadığımı söylüyor ama... Ahmet İlhan Güler'e, "Dink'in hedef olarak seçildi, bu şahsı korumak lazım. Bizim burada bir grup var bu adamı hedef seçti dedim' Bunu korumanız gerekir' dedim" dedi.

"BEN NORMAL VATANDAŞ DEĞİLİM Kİ DÖNÜP ARKAMI GİDEYİM"

İstihbarat Daire Başkanlığı'na atandıktan sonra Dink Cinayeti'nin aydınlatılması konusunda yetkili kılındığını söyleyen Dinç "2006 yılının HTS kayıtlarını sisteme yükledik. Ahmet İlhan Güler ile yaptığım görüşmelerimin kayıtları çıkmadı. Daha sonra TİB'in yazısında yaptığım 4 aramayı gördük. İddianamede, istihbarat Şube Müdürü'nün, diğer istihbarat müdürünü aramasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu söyleniyor. Ama aramaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Ben normal vatandaş değilim ki dönüp arkamı gideyim. Birine eylem yapılacak o nedenle arıyorum. (İstanbul istihbarat) Ben o dönem görevimi yaptığımı değerlendiriyorum. 15 Şubat 2006'da bilgi geldi, 16 Şubat 2006'da Ahmet İlhan Güler'i aradım. 17 Şubat 2006'da da konuyu resmi yazı ile bildirdik" dedi.

"BİZ DÜŞÜNCE AŞAMASINDA BİLGİYİ ALDIK VE BİLDİRDİK"

"Yasin Hayal'in il dışına çıkması halinde yardımcı istihbarat elemanına bunun peşinden ayrılmayacaksın şeklinde talimatımız vardı" diyen Dinç, "Biz düşünce aşamasında bilgiyi aldık ve bildirdik" dedi. "Bu paralel yapının biz çok darbesini yedik" diyen Engin Dinç, Trabzon istihbaratta görevliyken pasif bir göreve alındığını, bu görevden alma işleminin ise Paralel veya derin bir yapı tarafından yapıldığını düşündüğünü söyledi. Engin Dinç, "Ben 30 Haziran 2006 tarihinde Trabzon İstihbarat Şubesi'nden irtibatımı kestim. Reşat Altay'a başka ile tayin isteyeceğimi söyledim. Afyon'a gittim, 7 ay sonra da bu cinayet işlendi. Cinayeti haber kanallarından öğrendim. İstihbaratçı olarak bunu kim işlemiş olabilir diyerek Ahmet İlhan Güler'i aradım. Güler'e ulaşamadım. Ali Fuat Yılmazer'i aradım telefonu meşguldü. Telefonu açan başka bir şube müdür yardımcısına cinayette 'Yasin Hayal grubu vardı bunu takip edin' dedim. Bu konuyu Muhittin Zenit bilir' dedim. Biz samimiyetle görevimizi yaptık. Savcının 'bilgi gizlendi' şeklindek haksız ithamı ile suçlanıyorum" dedi.

"VAR OLAN EVRAKI SAKLAMAMIZ MÜMKÜN MÜ?"

12 Eylül 2006 tarihli evrağı sakladığı iddiasını da reddeden Engin Dinç, "Biz bu davayı aydınlatma konusunda gönüllüyüz. 10 kişilik ekip oluşturduk. Bütün evrak ve dosyaları incelediler. 2007 de mahkemeye verilen ve bizim gizlediğimiz denilen raporu bulduk. Bu evrakı tekrar savcılığa verdik. Var olan evrakı saklamamız mümkün mü? " diyerek söz konusu evrakı tekrar mahkemeye sundu.

"BU KONUYA VERDİĞİMİZ ÖNEMİ GÖSTERİR"

Dinç, Yasin Hayal'i takip edilmediği iddialarını kabul etmeyerek, Hayal cezaevinden çıktıktan sonra takibe aldıklarını, konuyla ilgili toplamda 46 tane yazışma yapıldığını belirterek, "Bu konuya verdiğimiz önemi gösterir. 'Niye operasyon yapmadınız diyorlar'. Cinayetten 7 ay önce göreviminden ayrıldım. Bu sırada düşünce ve niyet aşamasındaydı. Eylem aşamasına geçildiğini düşündüğümüzde bildiririz. O dönemde elimizden geleni yaptık. Eğer biz Trabzon'da kalsaydık hakikaten o dönemde kaderin de önüne geçilmez ama bu aşamaya getirmeden operasyonu yapardık diye düşünüyorum. Bu bizden sonraki arkadaşların cevap vermesi gereken husustur. Trabzon istihabrat şubesi içerisinden alınmam, paralel ya da derin yapının yapmış olduğunu düşünüyorum. Davayla ilgili aslında huzurunuzda sanık olmamam gerekirdi" şeklinde konuştu. Duruşmaya öğle arası verildi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title