Hrant Dink Cinayetinde Kamu Görevlilerinin İhmali Davası...(2)
ALİ FUAT YILMAZER : "ORHAN PAMUK NASIL KORUMA ALTINA ALINMIŞSA; DİNK DE ÖYLE KORUMA ALTINA ALINACAKTI.
ALİ FUAT YILMAZER :
"ORHAN PAMUK NASIL KORUMA ALTINA ALINMIŞSA; DİNK DE ÖYLE KORUMA ALTINA ALINACAKTI. BUNU YAPACAK MAKAMLAR BELLİDİR"
Özden ATİK, İstanbulDHA
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2'si tutuklu 35 sanıklı davaya devam edildi. Duruşmada dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ilk kez savunmasını yaptı. "Hrant Dink cinayetinde ilk dönem soruşturmaları adalete çok daha yakın durumdaydı" diyen Yılmazer, "Orhan Pamuk nasıl koruma altına alınmışsa Dink de öyle koruma altına alınacaktı. Bunu yapacak makamlar bellidir" dedi.
31' İNCİ CELSE GÖRÜLDÜ
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 31. celsesi görülen duruşmada, tutuklu sanıklar ; dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, tutuksuz sanıklar ; dönemin İstanbul İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay hazır bulundu. Bazı sanıklar ise ses ve görüntülü sistem aracılığıyla duruşmaya katıldı. Duruşmada sanık ve gelen evrakların yoklaması yapıldı. Daha sonra tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer'in sorgusuna geçildi.
"SAVUNMAMI SABIRLA DİNLEYİNİZ"
Yılmazer'in avukatlığını kızı Fatma Saadet Yılmazer üstlendi. Ali Fuat Yılmazer ilk kez yaptığı savunmasında, "Yaklaşık 2,5 yıldır tutuklu yargılanıyorum. Emniyet teşkilatında 25 yıl görev yaptım. 25 yıllık meslek yaşantımda sicil notumda bir tane bile olumsuzluk olmadan, hep pekiyi olarak sayısız taltif olmak üzere 2014'te kendi talebim üzerine emekli oldum. 25 yıllık meslek yaşantımda hiçbir olumsuzluk yaşamamışken 2014'te yaptığım televizyon konuşmalarımın sonucu hakkımda soruşturmalar açıldı ve 6 tanesinden tutuklu yargılanıyorum. Savunmamı sabırla dinleyiniz, bugünün Türkiyesi'ne, yargı sistematiğine, yargının ne kadar bağımsız olduğuna dair ibret alınacak çok meseleler olduğunu düşünüyorum" dedi.
"BENDEN ÖNCE İSTİHDAM EDİLMİŞ PERSONELLE ÇALIŞTIM"
İddianamede kendisi hakkında F4 raporunun imha edildiğine dair iddialar olduğunu anımsatan Yılmazer, "Bu imhanın C şube ile yakında uzaktan ilgisi yok. Bilgi işlem şube müdürlüğünün görev ve sorumluluğunda bu" diye konuştu. İddianamede "Cemaat yapılmasının emniyette gerçekleştirdiği" iddiasına değinen Yılmazer, "Bu beyanlar bir savcıya yakışacak sözler değil. Atamayla ilgili benim bir tane bile personel istihdamına yetkim yok. Ama yapılanmayı gerçekleştirmekle suçlanıyorum. Benden önce istihdam edilmiş personelle çalıştım. Ahmet İlhan Güler'in kadrosu neyse onunla çalıştım" dedi.
"BUGÜN GERÇEKLİĞE YAKINLIK İTİBARİYLE DAHA GERİ DURUMDAYIZ"
Yılmazer, tutuklama tedbirinin gerçekleşebilmesi için kendilerine "örgüt yöneticiliği" suçlaması yapıldığını savunarak, "Bizler tutuklanarak susturulmuşuz. Bu konu bugünlere taşınabilmesi için. Hrant Dink cinayetinde ilk dönem soruşturmaları adalete çok daha yakın durumdaydı. Bugün gerçekliğe yakınlık itibariye daha geri durumdayız" diye konuştu.
"BU İŞİN NERESİNDEYİM?"
Yılmazer, Dink cinayetinin Trabzon'da planladığını anımsatarak, "Dink İstanbul'da yaşıyor. İstanbul'da alınması gereken tedbirler alınmadığı için hayatını kaybetmiştir. Trabzon'da alınması gereken tedbirler alınmadığı için cinayet tasarısının önüne geçilememiştir. Ben bu işin neresindeyim" diye konuştu. Yılmazer, "Orhan Pamuk nasıl koruma altına alınmışsa Dink de öyle koruma altına alınacaktı. Bunu yapacak makamlar bellidir" dedi.
"HAYATIMDA TRABZON'A GİTMEDİM"
Hrant Dink cinayetine ilişkin burada olmasının nedeninin Ogün Samast'ın ifadesi olup olamadığını soran Yılmazer, "Cinayetten 8 yıl sonra o güne kadar hiç gündeme gelmedi. Niye? Çünkü benim Trabzon'la hiçbir bağlantım yok. Hayatımda Trabzon'a gitmedim. Bakın bu insanları azmettirdiysem bir bağlantı olmalı. Ama Engin Dinç'in var. Jandarma ile görüşmeleri var" dedi.
ÖZGEÇMİŞİNİ ANLATTI
Yılmazer, yargılanmakta olduğu mahkemenin adil ve tarafsız olduğuna inanmadığını, yine de iddialar karşısında insan olarak savunmasını yapacağını söyledi. Ali Fuat Yılmazer, İstaihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü'ne atanmasının sanki bir katakulliyle sağlandığı şeklinde algı oluşturulduğunu belirterek özgeçmişini anlattı. 1989 yılında Polis Akademisi'nden mezun olduğunu söyleyen Yılmazer, toplam 22 yılının istihbarat branşında sürdüğünü belirtti.
"İRTİCAİ FAALİYETLER KONUSUNDA UZMAN TARTIŞMASIZ İLK İSİM BENİM"
Aşırı sağ ve irticai faaliyetler konusunda uzman olan tartışmasız, ilk isim olduğunu söyleyen Yılmazer, "1996'da 'İslam'da Mezhepler, Dini Akımlar, Tarikatlar' adlı bir kitap yazdım. 28 Şubat döneminin askeri makamlarından gelen talepler üzerine bu kitabın tekrar tekrar basımı yapıldı. O dönemin C Şube Müdürü Necmettin Emre, ben altında başkomiser rütbesindeydim. Sabri Uzun da daire başkanı. 28 Şubat döneminde tüm komisyonlarda bakanlık temsilcisi olarak görev yaptım. O dönem C Şube Müdürü, İstihbarat Daire Başkanı toplantılara katılamazken ben çağrılırdım. Başkomiser olarak katılırdım. Bakanın çağrı kağıtlarını, yazıları ben hazırlardım. Milli Güvenlik Kurulu'nun, Milli Güvenlik Akademisi'nde din devlet ilişkileri ve irtica konusunda dersler verdim" şeklinde konuştu. Duruşma Yılmazer'in savunmasıyla devam ediyor.