Haberler

Hrant Dink Cinayeti Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Davada tanık olarak dinlenilen Başbakanlık Teftiş Kurulu (BTK) Üyesi Yasemin Tuğçe İnan, "Ali Fuat Yılmazer'in tavrı oldukça olumsuzdu.

Davada tanık olarak dinlenilen Başbakanlık Teftiş Kurulu (BTK) Üyesi Yasemin Tuğçe İnan, " Ali Fuat Yılmazer'in tavrı oldukça olumsuzdu. 'Bu işlerle uğraşamayacak kadar işlerinin yoğun olduğunu' söyledi. Bizim orada olmamızın fuzuli olduğu düşüncesindeydi. Bilgi vermek istemedi. Konuşmanın bir aşamasında, 'O başbakana söyleyin bu işlerle uğraşacağına Ergenekon'a sahip çıksın' dedi. Biz çok şaşırdık." dedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tanıklığına başvurulan BTK üyesi İnan, raporu hazırlama süreci kapsamında İstanbul'da dönemin emniyet müdürü Celalettin Cerrah ile görüştükten sonra Ali Fuat Yılmazer ile bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, "Yılmazer'in tavrı oldukça olumsuzdu. 'Bu işlerle uğraşamayacak kadar işlerinin yoğun olduğunu' söyledi. Bizim orada olmamızın fuzuli olduğu düşüncesindeydi. Bilgi vermek istemedi. Konuşmanın bir aşamasında, 'O başbakana söyleyin bu işlerle uğraşacağına Ergenekon'a sahip çıksın' dedi. Biz çok şaşırdık." ifadelerini kullandı.

Yılmazer'in genelde taleplerini olumsuz karşıladığını ve Ergenekon ile ilgili çalışma yürüttükleri için yoğun olduklarını söylediğini de aktaran İnan, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Muttalip Ünal'ın kendilerine her zaman, dikkatli olmaları gerektiği yönünde telkinleri olduğunu da dile getirdi.

" İstanbul'daki çalışma süremiz yetersizdi"

İstanbul'da çalışma yapmaları için gereken sürenin yetersiz olduğunu da kaydeden İnan, "İstihbarat Şubeden yardım alamadık çünkü. Oradan kaynaklanan bir sıkıntı oldu. Teftiş Kurulu Başkanı dönmemizi istemişti. Biraz daha fazla çalışabilirdik o süreçte. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak, görüşmemizde adli emanette bulunan bazı tapelerden bahsetmişti bize. Bizzat gidip kendim almıştım polisle o tapeleri. Onları incelemeye başladık ancak tamamlamaya yakın dönmemiz istendiği için geri döndük." diye konuştu.

Tanık olarak bilgisine başvurulan eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Muttalip Ünal da, belirlediği müfettişlerden oluşan komisyonun 2007 yılının Temmuz ayında çalışmaya başladıklarını ve çalışmanın 2008'in Ekim ayında tamamlandığını aktararak, eksiklikler olduğu gerekçesiyle raporu 7 Kasım 2008'de, eksiklikleri gidermeleri için müfettişlere iade ettiğini hatırlattı.

Raporda, "ihmali olduğu değerlendirilen Yılmazer ile Akyürek hakkında ön inceleme yapılmasının uygun olacağı" ibaresinin bulunduğunu ve yönetmeliğin 7-e maddesinde belirtilen yetkiye dayanarak raporu iade ettiğini anlatan Ünal, şöyle söyledi:

"Raporun 97. sayfasında, 'Dink'e eylem yapacağına ilişkin bilgi intikal ettiğinde bu aslında Trabzon emniyetinin işidir' gibi bir ifade mevcut. Bir başka sayfasında, 'aslında bu İstanbul emniyetinin işi' deniyor. 'Dink'in talebi olmasa bile, kamuoyuna mal olması nedeniyle, Ermeni cemaatine yönelik tepki oluşması dikkate alındığında koruma yapılması icap ediyor' deniliyor. Raporda bizim müfettişlerimiz, 'İDB koordine etmeliydi, görevini ihmal etti' deniyor. Benim bununla ilgili bir itirazım oldu. İDB'ye Trabzon'dan gelen yazı (F4), ne zaman kayda alındı raporda bulamadım. Silsile yoluyla kimin havalesinden geçti, o dönemde İDB başkanlığınca ne gibi işleme tabi tutulduğuna yönelik bir tespit olmadığını eksiklik olarak yazdım. O dönemde Ramazan Akyürek başkan değildi, başka bir kişi mevcut. 3 ay sonra Ramazan Akyürek geliyor, yani Nisan'da. Yazı ise 17 Şubat'ta geliyor. Bu 3 aylık dönem içinde kim İDB başkanı, kim C şube müdürü, kim kayda alacak, kim havale edecek, kim işleme tabi tutacak, 'buna bakın' dedim."

"Bir yazının tek başına bir anlamı olmayabilir"

Konunun evveliyatının da öğrenilmesi gerektiğini ve bir yazının tek başına bir anlamı olmayabileceğine dikkat çektiğini anlatan Ünal, müfettişlerin raporu, iade etmesinden 8 gün sonra aynen kendisine teslim ettiğini ve kendisinin de raporu değiştirmeden, iade etme gerekçelerinden bahsederek Başbakanlık onayına sunup, onaydan sonra kimi kurumlara gönderdiğini ifade etti.

Mahkeme heyeti başkanının, "Müfettişlere, 'aman kendinize dikkat edin' şeklinde beyanlarınız olmuş, neler söylersiniz?" diye sorduğu Ünal, "Bu tamamıyla teftiş kurulunun bir rutinidir. Tehdit değil de önlem anlamındadır. Müfettişe değer verme anlamında ve devamlı söylenir. Ramazan Akyürek ile 2 defa konuşmuşumdur telefonla. Bir defa daireme geldi. Görüşmemiz normaldir. Titiz çalıştık hakikaten. Biraz polisin MİT'in bize destek olması lazım. Biz bunu istedik. Söylediğimiz de bu neticede. Devletin İDB başkanı sonuçta. Şu andaki de konuşur. İşimizin doğal bir parçası bu." şeklinde beyanda bulundu.

Muttalip Ünal, "müfettişlere, rapordan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in isimlerinin çıkarılması yönünde telkinde bulunup bulunmadığına" ilişkin soruya karşılık da, "Böyle bir şey söylememe imkan yok. Böyle bir şey olsa, teftiş kurulu başkanıyım, hazırlanan rapora muhalefet ettiğimi yazardım." dedi.

Yarın, Hanefi Avcı ve Emin Arslan dinlenilecek

Duruşma yarına ertelendi. Yarınki duruşmada, davanın sanıklarından eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'nın bilgisine başvurulacağı belirtilirken, tanık olarak da eski emniyet müdürleri Hanefi Avcı ile Emin Arslan ve eski polis başmüfettişi Durmuş Demirbaş'ın dinlenileceği kaydedildi.

Kaynak: AA / Güncel
Tunceli'de kayyum gerginliği! Polis barikatını aşmak istediler

Polisle kalabalık arasında arbede çıktı

Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

title