Hollanda Polisinin Yaraladığı Türk, Vatanında Sağlığına Kavuşacak
Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosluğu önünde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya destek vermek için toplanan Türk vatandaşları arasında bulunan ve polisin müdahalesi sırasında polis köpeği tarafından ısırılan, boyun omurunda ve belinde kırığı bulunan Hüseyin Kurt'un...
HATİCE ŞENSES - Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosluğu önünde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya destek vermek için toplanan Türk vatandaşları arasında bulunan ve polisin müdahalesi sırasında polis köpeği tarafından ısırılan, boyun omurunda ve belinde kırığı bulunan Hüseyin Kurt'un sağlığı, vatanında Türk doktorlara emanet.
Sağlık Bakanlığı tarafından dün akşam Türkiye'ye getirilerek, tedavisine Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesinde başlanan Kurt'un, yapılan tetkik ve muayenelerinde boyun omuru ve belinde kırık olduğu tespit edildi.
Hollanda'da 11 Mart'ta yaşanan olayda polisin copla da saldırdığı Kurt, ilk müdahalesi yapıldıktan sonra evine gönderildi.
Ancak ağrıları dinmeyen, sürekli bel ve sırt ağrısı yaşayan Kurt, Hollanda'daki aile hekimine ısrar etmesiyle olaydan sonraki beşinci günde hastaneye röntgen çektirmek üzere gitti ve bu sırada boyun omurunda kırık olduğu belirlendi.
Belindeki kırık Hollanda'da tespit edilemeyen Kurt, yapılan görüşmelerin ardından Türkiye'de tedavisi tamamlanmak üzere İstanbul'a getirildi.
"Çok şey düşündük, çok şey hissettik"
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Kurt, medya aracılığıyla olaylardan haberdar olarak Rotterdam'a gittiklerini, önce bir sorun yaşamadıkları söyledi.
Kurt, bir süre sonra Hollanda polisinin, köpek ve copla müdahale etmeye başladığını dile getirerek, o anda hissettiklerine ilişkin şunları söyledi:
"Çok şey düşündük, çok şey hissettik. Acıların da bir anlık durduğu bir an oluyor. Çok şey hissettik, acı, sevinç hissettik, ayrı. Değişik bir his. Yani polisin orada bize saldırması, tekrar bunu düşünmekte zorluk çekiyorum, o anı düşünmek istemiyorum. Ancak polisin bize orada uyguladığı aşırı şiddet, hiç beklemediğimiz bir şiddetti. Hollanda'da doğma, büyümeyim, orada okuyorum, çalışıyorum. Hollanda polisinden böyle bir hamle, böyle aşırı şiddet kesinlikle beklemedim. Beklesem bir kere ailemle orada bulunmazdım. Orada bulunmam ve Avrupa'da, her vatandaşın da orada bulunma hakkı vardır. Avrupa demokrat bir bölgedir. Ancak bu olan olaylardan sonra aklımızda soru işaretleri tabii oluşuyor. Dileğim budur ki inşallah böyle şeyler bir daha olmaz. Orada yaşayan hem Türk hem de Hollandalı toplumunun huzurunu, mutluluğunu dilerim. Biz ailemizden öyle bir şey gördük; barış içinde yaşamak... Dinimizden öyle gördük, öğrendik. Biz barışı seven insanlarız. Çeşit çeşit toplumların bir arada kalabildiği bir yapıya sahibiz. Bu şeyin buraya gitmesini kesinlikle beklemedik. Ne yazık ki oldu bunlar."
Hollanda'da, hastaneye bilinci kapalı şekilde götürüldüğünü anlatan Kurt, olay yerinde bulunan sağlık personelinin de kendisine müdahale etmediğini, hastane sürecinde de çok ciddi bir ilgi göremediklerini, hatta boyun omurunda oluşan kırığın olaydan sonraki beşinci günde ısrarları sonucu hastaneye sevk edilmesiyle tespit edilebildiğini dile getirdi.
Bu durumlar karşısında hayal kırıklığına uğradıklarını vurgulayan Kurt, "O kötü hisle, yani sanki bir güven sarsıntısı oluyor. Hadi polis, politika ve diğer işleri bir kenara bırakın, sağlıkta bir insan olarak bir inceleme yapılması gerekiyordu. Sonra devletimiz, Başkonsolosumuz olsun, Türkiye'den Sağlık Bakanlığından olsun bir davet geldi, 'Gerekirse bir incelemeye alalım sizi.' diye. Aynı zamanda aileme de bir travma oldu bu. Bir nevi bir istirahate çekilmiş olduk. Çünkü gerçekten o durumu sürekli düşünmek beni çok yordu. Çok travmatize etti beni." diye konuştu.
Hüseyin Kurt, İstanbul'a ayağını attığı andan itibaren her şeyin burada daha değişik olduğunu dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:
"İnsana ilgi var, sevgi, saygı var. Sağ olsun devletimiz ayarladı, bizi hiç uğraştırmadı, biletlerimizi aldılar. Burada çalışanların hepsinden Allah razı olsun. Bir güven veriyorlar. Yani Türk hekimlerinin elinde olmak hele hele yaşadıklarımdan sonra... Şahsi kanaatim; son bir hafta içinde öyle bir oldu ki orayla burayı kıyasladığımız zaman Avrupa teknolojik olarak çok yüksek seviyede falan derler, belki de olabilir ama buradaki sevgi onların teknolojisini de yener, geçer. Öyle bir duruma geldik ki onların tespit edemediği bel omurgamdaki kırığı burada tespit ettiler. Plastik cerrahi geldi baktı, bunlara Hollanda'da ulaşamazsınız, imkanı yok.
Öyle bir düşünce geçti ki içimden, bu çok önemli bir konu, bizim babalarımız, dedelerimizin terk ettiği Türkiye artık yok. Babalarımız Avrupa'ya geldiğinde şu durumda, bu durumda diye geldiler. Sağlık olsun, ekonomi olsun... Şimdi gözlerimizle görüyoruz ki Türkiye gelişmiş. Babalarımız Avrupa'ya göç etti, şahsen, Türkiye kesinlikle Avrupa'dan geri değil, hatta ileride olduğunu gördüm. Bu iki günde gördüklerim bana bunu yaşattı."
"O köpekli polisin davrandığı şekil insani değil"
Olaydan sonra hiçbir Hollandalı yetkilinin kendisine ziyarette bulunmadığını, irtibat kurmadığını, sadece iş verenin arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiğini aktaran Kurt, "İnsan olarak zaten birbirimizi sevmemiz lazım. Bizim kesinlikle Hollandalılara bir şeyimiz yok, o yüzden de orada yaşıyoruz ve yaşamaya devam ediyoruz. Gönül ister ki dünyaya barış hakim olsun, insanlar birbirine kötü davranmasın. Mesela o köpekli polisin davrandığı şekil insani değil. Bu diplomatik şeyler de bu duruma gelmesin. İnsanlar birbiriyle barış içinde yaşasın. Hangi ülke olursa olsun. Ben insani açıdan düşünürüm, bir Müslüman olarak da görevim budur. Sonuçta ben Hollanda'da doğdum, büyüdüm. Buraya geldik burada karşılamalar olsun, bizi arayanlar olsun anlatılacak bir şey değil..." ifadelerini kullandı.
"İlerleyen dönemlerde hastamız daha iyi olacak"
Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Doç. Dr. Aytekin Kaymakçı da Hollanda'da bazı tetkikleri yapılan hastanın, bacağındaki yaraların tedavisinin yapıldığını ve eve gönderildiğini ancak boyundaki kırığın olaydan sonraki beşinci günde ağrıları dinmeyen Kurt'un ısrarı sonucunda yapılan tetkiklerle tespit edildiğini aktardı.
Kaymakçı, hastanın dün saat 19.00 sıralarında hastaneye getirildiğini, geldiğinde yüzünde korkulu, endişeli bir ifade olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Bizler hastamızı servise aldık. Daha sonra beyin cerrahisi, ortopedi, plastik cerrahi, enfeksiyon hastalıkları, acil tıp kliniği ile konsültasyonlarını tamamladık. Bunun sonucunda hastamızın boyundaki 6. omurda bir kırık olduğu tespit edildi. Aynı zamanda belde, omurga kemiğinde ikinci bir kırık tespit edildi. O kırık Hollanda'da tespit edilmemiş. Orada tıbbi olarak atlanmış. Hastanın aynı zamanda sol bacağındaki yaraları temizlendi."
Boyun ve beldeki kırıkların hastanın herhangi bir nörolojik sinir zedelenmesi olmadığını, cerrahi müdahale de gerektirmediğini dile getiren Kaymakçı, "Ama biz konservatif tedavi dediğimiz bir yöntem uyguluyoruz. İlerleyen dönemlerde hastamız daha iyi olacak. Tahmini tedavisi; bir hafta civarında Hüseyin beyi misafir edeceğiz." diye konuştu.
Kaymakçı, aynı zamanda bu sürecin ciddi bir travma süreci olduğunu, bu nedenle Kurt'a psikolojik destek de sağlanacağını dile getirerek, "Hastamızın eski sağlığına kavuşması için hastane olarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapacağız." dedi.