Hollanda'nın Skandal Tavrına Tepkiler
Anayasaya Evet Platformu Başkanı Kadir Uçar, Hollanda ile Türkiye arasında yaşanan diplomasi krizine tepki göstererek, "AB ve başta Hollanda, Türkiye'de yaşanacak ve sonucu Evet olacak bir halk oylamasını etkilemek için elinden gelen çirkinliği yapmıştır.
Anayasaya Evet Platformu Başkanı Kadir Uçar, Hollanda ile Türkiye arasında yaşanan diplomasi krizine tepki göstererek, "AB ve başta Hollanda, Türkiye'de yaşanacak ve sonucu Evet olacak bir halk oylamasını etkilemek için elinden gelen çirkinliği yapmıştır. Demokrasi ve insan haklarını ayaklar altına alarak diplomatik bir intihar gerçekleştirmiştir." ifadelerini kullandı.
Uçar, yaptığı yazılı açıklama ile Hollanda'da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağının iniş izninin iptal edilmesi ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın bulunduğu aracın durdurulmasına tepki gösterdi.
Bakanların nezdinde yapılan hareketlerin aslında Türk devleti ve milletine yapıldığına dikkat çeken Uçar, "Artık bir olma, iri olma, diri olma, kardeş olma güçlü bir Türkiye olma söylemlerinin anlamı en iyi şekilde anlaşılmıştır. Tüm AB ve dünya bilmelidir ki Türkiye tüm sorunlarının üstesinden gelebilecek iradede olduğunu 16 Nisanda Evet oylarının çıkmasıyla bir kez daha gösterecektir." ifadelerini kullandı.
Hollanda'nın şımarıklığı ve küstahlığını anlamak için önce Avrupa'yı irdelemek gerektiğini belirten Uçar, Almanya'nın ekonomik gücü ile Avrupa'yı esir aldığını kaydetti.
Almanya'nın yıllardır Türkiye'ye dost görünen düşman tavrında olduğunu dikkat çeken Uçar, şunları kaydetti:
"Avrupa'nın en büyük kabusu, bizim var olan potansiyelimizi bir gün fark etmemiz olacaktı. Bunu çok iyi biliyorlardı. Şimdi ise biz potansiyelimiz ve neleri yapabileceklerimizin farkına vardık ya. İşte tüm telaş bu yüzdendir. AB'nin etekleri tutuştu. Hem de öyle bir tutuştu ki savundukları demokrasi, yaşam hakkı ve düşünce özgürlüğü ve inanç özgürlüğü, ne varsa hepsinin üstünden silindir gibi geçtiler. Gerçek yüzlerini bizlere net olarak gösterdiler. Bunların bu çirkin ama gerçek yüzlerini bizlere Sayın Erdoğan ve ekibi gösterdi. Dünyada demokrasi ve özgürlüğün olmadığını ve bu Avrupa'nın bu değerlerin savunucusu değil kullanıcısı olduğunu göremeyenler de görmüş oldular. Gerçek adalet ecdadın yaptığı gibi ancak Hakka gerçek kul olanların ve Hakkı savunanların yönettiği bir Dünyada mümkün olacaktır. AB ve başta Hollanda, Türkiye'de yaşanacak ve sonucu Evet olacak bir halk oylamasını etkilemek için elinden gelen çirkinliği yapmıştır. Demokrasi ve insan haklarını ayaklar altına alarak diplomatik bir intihar gerçekleştirmiştir."
Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Rifat Sait de Hollanda'nın skandal tavrını eleştirerek, Avrupa'da yaşanabilecek sürpriz bir engelleme kararı sonrasında gümrük kapılarının gurbetçiler için hazır bulundurulması gerektiğini kaydetti.
Sait, referandum oylamasında yurt dışı oyların oldukça önemli olduğuna dikkat çekerek, referandumda oy kullanacak toplam seçmenin yaklaşık yüzde 6,5'unu yurt dışında yaşayan vatandaşların oluşturduğunu belirtti.
Yurt dışında oy kullanacak yaklaşık 3 milyon seçmenin olduğunu belirten Sait, şunları kaydetti:
"Buradan yurtdışındaki vatandaşlarımıza seslenmek isterim. Eğer böyle bir durum yaşanırsa gurbetçilerimizin gümrük kapılarına gelerek oy kullanmalarını rica ediyorum. Almanya, Avusturya ve Hollanda'ya rağmen Evet diyebilmek çok mühim. Yurt dışında kurulan temsilciliklerde oy verme işlemleri 27 Mart - 9 Nisan tarihleri arasında, gümrük kapılarında ise 27 Mart-16 Nisan tarihleri arasında yapılacak. Avrupa'da yaşanabilecek bir sürpriz engelleme kararı sonrasında gümrük kapıları gurbetçilerimiz için hazır bulundurulmalıdır. YSK'nın aldığı yeni bir kararla yurt dışındaki vatandaşlarımız bu referandumda artık istediği konsoloslukta oy kullanabilecekler."
Referandumda gençlerin oy kullanması konusunda teşvik edilmesi gerektiğini de dile getiren Sait, şu ifadeleri kullandı:
"Yurtdışı seçmen içerisindeki 30 yaş altı gençlerin oranı yüzde 30 civarında. Bu genç kitle içerisinde oy kullananların oranı ise yüzde 20'nin altında. Avrupa'da Türkiye'ye karşı yapılan faşistçe eylemlerin Türk gençlerin oy kullanma oranlarını yükselteceğini düşünüyorum. Ayrıca milletvekili seçilme yaşının 18'e indirilmesi gençlerde sevinçle karşılandı. Diğer taraftan YSK'nın aldığı kolaylaştırıcı kararların da oy kullanım oranlarını artıracağı hiç şüphesiz. Ancak yine de ilgililerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, Flamanca, Arapça ve Kürtçe 7 dilde bol bol tanıtım materyali hazırlayıp, gurbetçilerimize dağıtmalarını faydalı görüyorum."