Hollanda'da Ailelerinden Ayrılan Çocuklar
Hollanda'da Rotterdam Belediyesi'nin gençlik hizmetlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Hugo de Jonge, Rotterdam ve çevresinde farklı nedenlerle ailelerinden uzaklaştırılan toplam bin 300 çocuğun 41'inin Türk kökenli olduğunu belirtti.
Hollanda'da Rotterdam Belediyesi'nin gençlik
hizmetlerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Hugo de Jonge, Rotterdam ve çevresinde
farklı nedenlerle ailelerinden uzaklaştırılan toplam bin 300 çocuğun 41'inin Türk
kökenli olduğunu belirtti.
Gençlik Bakım Merkezi'yle Çocuk Esirgeme Kurumu'nun Türk toplumu için özel
olarak düzenlediği bilgilendirme toplantısına katılan de Jonge, ailelerinden
uzaklaştırılan Türk çocuklarının 17'sinin koruyucu ailelerin yanında kaldığını
ifade ederek, "Türk çocuklara bakan koruyucu ailelerin 5'i ise Türk" dedi.
Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Belediye Meclisi üyeleri Zeki Baran ve
Muzaffer Çetin'in yanı sıra Türk sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle
ailelerin katıldığı programda konuşan de Jonge, Türk toplumunda gençlik bakım
merkezlerine yönelik endişeyi gidermeyi amaçladıklarını söyledi.
Son dönemlerde medyada yer alan tartışmalarla endişenin daha da büyüdüğünü
kaydeden de Jonge, korkuların sorunu içinden çıkılamaz hale getirebileceği
uyarısında bulundu. Her zaman çocuğun çıkarının ön planda tutulduğunu anlatan de
Jonge, çocukların mahkeme kararıyla koruyucu ailelerin yanına yerleştirildiğini,
buna gençlik bakım merkezlerinin karar vermediğini ifade etti.
De Jonge, yargı kararıyla ailesinden uzaklaştırılan bir çocuk için koruyucu
aile aranırken önce çocuğun yakın çevresine bakıldığını, buna uygun birisinin
bulunamaması durumunda sistemdeki uygun bir ailede karar kılındığını vurguladı.
-Vatandaşlar konsolosluktan yardım ve bilgi talebinde bulunuyor-
Genellikle sessiz, sakin, kendi halinde barış içinde yaşayan Hollanda Türk
toplumunun son dönemde velayetleri ailelerinden alınan çocuklar konusuyla gündeme
geldiğine işaret eden Rotterdam Başkonsolosu Oral, Türk vatandaşlarının bu konuda
konsolosluktan bilgi ve yardım talebinde bulunduğunu belirtti.
Türklerin gerek çocuğun biyolojik ailesinden alınma süreci, gerekse yanına
yerleştirileceği koruyucu ailelerin seçimi konusunda çeşitli endişeleri
bulunduğunu kaydeden Oral, şöyle devam etti:
Zaman zaman ailelerin içinde bulunduğu şartlar çocuklarla ilgili özel
tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır. Tabiatıyla hiçbir sosyal devletin
korumaya muhtaç çocukları kendi kaderine terk etmesi düşünülemez. Bu durumda
devletin ilgili kurumları devreye girerek, korumaya muhtaç çocukların ihtiyaç
duydukları şartları sağlamaya yönelik tedbirler almakta. Bu durumda çocuk yargı
kararıyla bir yurda ya da koruyucu aile yanına yerleştirilmektedir. Elbette
biyolojik ailenin içinde bulunduğu şartların düzeltilip çocuğun en hızlı şekilde
öz ailesinin yanına dönmesi esastır."
Endişelere karşın Türk toplumunda son dönemde bu konuya dair bir iç muhasebe
sürecinin başladığını ifade eden Oral, özellikle Türk kökenli koruyucu aile
sayısının azlığının öz eleştiri şeklinde gündeme geldiğini kaydetti. Sivil toplum
kuruluşlarının konuyla yakından ilgilenmeye başladığına da vurgu yapan Oral, Türk
toplumunun hassasiyeti ve Hollandalı kurumların diyalog arayışlarının memnuniyet
verici olduğunu söyledi.
Belediye Meclisi üyeleri Baran ve Çetin ise Gençlik Bakım Merkezi ve Çocuk
Esirgeme Kurumu çalışmalarının anlatıldığı bu tür programların sayısının
artmasının önemine değindi. - ROTTERDAM