Hocalı Katliamının 22. Yılı
HASEN tarafından katliamın yıl dönümünde "Karabağ'da Etnik Temizlik ve Hocalı Katliamı" konulu toplantı düzenlendi.
Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) tarafından, Hocalı katliamının 22. yıl dönümünde, " Karabağ'da Etnik Temizlik ve Hocalı Katliamı" konulu toplantı düzenlendi.
Enstitünün merkez binasında düzenlenen toplantıda konuşan HASEN Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, uluslararası hukukun hiçe sayıldığı bir soykırımı konuşmak üzere toplandıklarını belirtti.
Uluslararası kamuoyunun konuya duyarsız olduğunu anlatan Caşın, Ermeni işgallerinin uluslararası kamuoyunda haklı olarak gösterildiğini ifade etti.
Resmi rakamlara göre Hocalı katliamında 613 kişinin katledildiğini aktaran Caşın, şöyle devam etti:
"Ama binin üzerine sivil hayatını kaybetmiştir. Dağlık Karabağ uyuşmazlığında, Hocalı katliamı bir dönüm noktası olmuştur. Karabağ sorununu uluslararası sahadaki yankısını kuvvetlendirmiştir. Ortada bir gerçek var; Ermeniler uluslararası hukukun öngördüğü bütün uyarılara rağmen, Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini işgal etmeye devam etmektedirler. Hocalı'da yaşananlar Ermenilerin, Azerbaycan üzerinde uyguladığı etnik temizliğin bir devamı olarak düşünülebilir. Hocalı katlimı, bir avuç askeri öldürmek için bütün sivillerin yok edildiği, askeri açıdan savunulacak hiçbir yanı olmayan bir katliamdır. Hocalı'da asıl mağdur olarak Ermeniler gösterilmek istenmiştir."
Caşın, artık yeni ve güçlü bir Azerbaycan ordusunun yükseldiğini belirterek, "Azerbaycan toprağını uluslararası hukuka aykırı olarak işgal eden bir Ermenistan var. Azerbaycan toprağı içerisinde ayrı bir devlet ilan edilmeye kalkıldı. Bu dünyanın hiçbir yerinde olacak bir şey değil. Hiçbir zaman, Ermenistan Karabağ'ı kazanamadı ve kazanamayacaktır. Uluslararası hukuka ayrıkırı. Öte yandan insanları öldürmekle insanların yok edilemeyeceği Bosna'da, ikinci dünya savaşında görülmüştür. Bu bir insanlık suçudur" diye konuştu.
İpek Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Çiçek de Birleşmiş Milletler'in "işgal" olarak tanımladığı yerlerdeki sorunların çözülmesi gerektiğini söyleyerek, "Bu bölge gerçekten de Ermenilerin tarih boyunca çok az yerleştikleri bir bölgedir. Buraların bir Türk yurdu olduğunu, Ermeniler'in buraya sonradan işgalci olarak geldiğini bizim toplumumuza da çok iyi anlatmamız lazım. Çünkü Ermenistan işgalinin boyutları tam olarak kavranılmış değil. Herkes Karabağ'dan söz ediyor. Ama Karabağ dışında çok önemli 7 tane reyon da (ilçe) ele geçirilmiş durumda" ifadelerini kullandı.
"Meseleyi gündemde tutmak önemli"
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mitat Çelikpala da vahşetin sonuçlarını, bunu yaratanların bir şekilde ödeyeceklerini dile getirdi.
Mevcut durumda Ermenistan'ı yönetenlerin Hocalı katliamının içinde bulunduğunu ve ellerinin kanlı olduğunu bildiren Çelikpala, şunları kaydetti:
"Fakat meselenin, kanıtların nasıl değerlendirileceği, uluslararası topluma bunun nasıl anlatılacağı çok önemli. Maalesef bu sürece yeni başlamış durumdayız. Uluslararası toplum, yavaş yavaş hareket etmeye başladı. 10'a yakın ülke soykırımı tanıdı. Uluslararası mahkeme ve hukukunun bu sürece dahil olması gerekiyor. Meseleyi tartışmak, gündemde tutmak önemli. Hocalı, soykırım tanımına tamamen oturuyor. Sivillerin organize ve sistematik bir şekilde öldürüldüğünü görüyoruz. Travmalar somut biçimde hukuki olarak kanıtlanabilir durumda, mahkeme kararlarından duruyor. İnsanların yaşamları normalleşemedi. Meselenin insanı tarafları var. Hocalı'nın bedeli ödetilmediği sürece bu bölgede normalleşme hiçbir zaman olmayacak." - İstanbul