Hisarcık'ta STK'lardan Doğu Türkistan'da yaşanan zulme karşı ortak basın açıklaması
Kütahya'nın Hisarcık ilçesinde İnsani Yardım Vakfı (İHH) Temsilciliği öncülüğünde Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri Doğu Türkistan'da yaşanan zulme karşı ortak basın açıklaması yapıldı.
Kütahya'nın Hisarcık ilçesinde İnsani Yardım Vakfı (İHH) Temsilciliği öncülüğünde Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri Doğu Türkistan'da yaşanan zulme karşı ortak basın açıklaması yapıldı.
Cuma namazı çıkışı Cumhuriyet Meydanı'nda "Doğu Türkistan için direniş, insanlık için direniş" sloganıyla toplanan
TÜGVA, Eğitim Bir-Sen, Türk Eğitim Sen, Türk Sağlık Sen, Diyanet Sen, Sağlık Sen, Hisarcık Esnaf Odası, Hisarcık Maden İşçileri Sendikası Şubesi temsilcileri ve vatandaşlar Doğu Türkistan'da yaşanan zulme karşı ortak basın açıklaması yaptı.
İnsani Yardım Vakfı (İHH) Temsilcisi Ali Var, yaptığı ortak basın açıklamasında; 1949 yılından bu yana Çin işgali altındaki Doğu Türkistan'da her yıl sistematik olarak insan haklarının ayaklar altına alındığını ve bir hapishaneye dönüştürüldüğünü söyledi.
Var," 5 Temmuz 2009 tarihinde gerçekleşen Urumçi katliamından bu yana her yıl daha da kötüleşen yaşam koşulları, etnik ve dini bir soykırıma dönüşmüştür. Ölüm, hapis, işkence ve zorla alıkoyma uygulamaları dünyadan gelen tüm tepkilere rağmen devam etmektedir. Kesin rakamlar tam olarak tespit edilemese de insan hakları kuruluşların tahminlerine göre son 10 yılda öldürülen Uygur sayısı 10 bini aşmış durumdadır. Bölgede halen 1 milyondan fazla Uygur "eğitim kampı" adı altında kurulan toplama kamplarında tutulmakta, burada insanların inançlarına aykırı dahi olsa zorla ideolojik eğitimler verilmekte ve potansiyel tehdit olarak görülenler cezalandırılmaktadır"dedi.
"Sivil dayanışma zamanı gelmiştir"
Son birkaç yıldır yapılan bir uygulama ile Uygurların evlerine yönelik zorunlu ziyaretler, gerekçesiz baskınlar ve Uygur-Çinli zorunlu akraba olma uygulamalarının insanları ürküttüğünü ifade eden Var," Toplama kamplarına alınmış olan aile bireyleri yerine Çinli insanlar yerleştirilmesi, Uygur toplumunun değerlerini tehdit eden bur uygulamaya dönüşmüş durumdadır. Dünyanın insan hakları karnesine bakıldığında özellikle Müslümanların yaşadığı bölgelerin insan eliyle üretilmiş felaketler azalmamış, aksine artmıştır. Bu gidişatı değiştirip karamsar tablodan kurtulmanın yolu, adil bir küresel düzen kurmaktan geçmektedir. Bunun için tüm mazlumların ortaklaştığı sivil dayanışma zamanı gelmiştir" diye konuştu. - KÜTAHYA