Hind Receb Vakfı Başkanı Jahjah, İsrail Dışişleri Bakanı hakkında UCM'ye yapılan şikayeti değerlendirdi Açıklaması
Gazze'de savaş suçu işleyen İsrailli askerleri takip ederek ulusal ve uluslararası davalarda yargılanmalarını hedefleyen Hind Receb Vakfının Kurucusu ve Başkanı Dyab Abou Jahjah, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptıkları başvuruya ilişkin,...
Gazze'de savaş suçu işleyen İsrailli askerleri takip ederek ulusal ve uluslararası davalarda yargılanmalarını hedefleyen Hind Receb Vakfının Kurucusu ve Başkanı Dyab Abou Jahjah, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptıkları başvuruya ilişkin, bunun Saar'ın Brüksel'de tutuklanmasına yol açabileceğini, İsrailli bakanın soykırımın faillerinden biri olduğunu söyledi.
Brüksel merkezli Hind Receb Vakfı, 24 Şubat'ta yapılacak AB-İsrail Ortaklık Konseyi dolayısıyla Brüksel'i ziyaret etmesi beklenen İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar hakkında, Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bu yana işlenen savaş suçları nedeniyle tutuklama emri çıkarılması talebiyle UCM'ye başvurdu.
Gazze'de İsrail güçleri tarafından öldürülen 5 yaşındaki Filistinli kız çocuğunun adını taşıyan Vakıf, öncelikle savaş suçu işlemiş faillerin izini sürerek adaletle yüzleşmelerini sağlamayı ve kamuoyunda da farkındalık oluşturmayı hedefliyor.
Vakıf, daha önce de Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle 1000 İsrail askeri hakkında UCM'ye şikayette bulundu.
Hind Receb Vakfının Kurucusu ve Başkanı Jahjah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu çalışmaları üç düzeyde yürüttüklerini belirterek, önceliklerinin çifte vatandaşlığa sahip İsrailli askerler olduğunu söyledi.
Jahjah, ikinci olarak üçüncü ülkelere seyahat eden İsraillilere yönelik yaptıkları çalışmalarda, o ülkedeki yargı yetkisini harekete geçirdiklerini dile getirdi.
Dün hakkında şikayette bulundukları 2 İsrailli askerin, Amsterdam'dan İsrail tarafından kaçırıldığına değinen Jahjah, şunları kaydetti:
"Brezilya'da da açtığımız meşhur bir dava vardı. Burada da yargıç bizim davalarımızdan birinin ardından bir İsrail askerine karşı soruşturma emri verdi ve yine İsrail onları kaçırdı. Hollanda'da bile şu anda İsrail karşıtı bir hükümet yokken dahi mahkemenin önüne çıkma riskini göze almıyorlar. Çünkü kendilerine saygısı olan herhangi bir ciddi yargıcın bu savaş suçlularına karşı dosyaya baktığında bir karar vermesi gerektiğini biliyorlar."
"İsrailliler askerlerini kaçırdıkları 30 davadan bahsettiler." diyen Jahjah, Vakıf olarak bu davalar hakkında her zaman kamuoyuna duyuruda bulunmadıklarını bildirdi.
Jahjah, üçüncü düzeyde UCM nezdinde başvurular gerçekleştirdiklerini aktararak, "Bu düzeyde çok sayıda dava açtık. Bunlardan biri 1000 İsrail askerine karşı açılan dava. Bunlar aslında 1000 tane bireysel dava. Buradaki amacımız bunları asla kaybolmayacak şekilde arşivlemekti." dedi.
UCM'nin bakanlar, komutanlar gibi büyük isimler üzerinde uzmanlaştığını vurgulayan Jahjah, İsrail Dışişleri Bakanı Saar hakkındaki şikayetin en doğru adresinin UCM olduğunu belirtti.
Belçika, Saar'ı tutuklamak zorunda kalacak
Jahjah, Saar hakkındaki başvurularının somut bir getirisi olup olmayacağı, Brüksel'e ayak basması halinde Belçika hükümeti tarafından yakalanıp yakalanmayacağına ilişkin soru üzerine, "Söylemesi zor. Elbette, UCM bir tutuklama emri çıkarırsa ya da belki de zaten çıkarmışsa ve bunu Saar Brüksel'e geldiği gün ilan ederse, Belçika onu tutuklamak zorunda kalır. Belçika'nın onu tutuklamaktan başka seçeneği yoktur. Belçika onu tutuklamazsa, o zaman uluslararası hukuka uymamış olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Jahjah, AB, güvenlik garantisi verse bile Saar'ın, Brüksel'de kaldığı otelde Belçika'nın egemenlik alanına gireceği için tutuklanabileceğini belirtti.
"Bence savaş suçluları, gönül rahatlığıyla seyahat etmemeliler." diyen Jahjah, Saar'ın 14-16 Şubat'ta düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'nda Filistin'in varlığını inkar ettiğini, bu ifadelerinin de İsrail medyasında yer aldığını anımsattı.
Jahjah, "Bu adam Filistin halkının varlığını inkar ediyor. Soykırımın devam ettiği mevcut bağlamda Binyamin Netanyahu hükümeti içindeki aşırılıkçı politikayı savunuyor. Çünkü soykırım hala devam ediyor. Soykırım sözde bir ateşkesle durmuş değil çünkü soykırım, koşullarla ilgilidir. Kuşatma ve abluka, kıtlığın bir silah olarak kullanılması gibi koşullar hala orada." ifadelerini kullandı.
AB-İsrail Ortaklık Konseyinin toplanması: "Suç ortaklığı"
AB'nin İsrail ile Ortaklık Konseyini toplamasıyla ilgili düşüncesi sorulan Jahjah, şöyle konuştu:
"Bu korkunç. Bir AB vatandaşı olarak benim için affedilemez bir durum. AB bu aşamada doğru şeyi yapmak istemiyorsa bile ki bu ortaklık anlaşmasını iptal etmektir; asgari olarak yapması gereken İsrail hakkında Uluslararası Adalet Divanında (UAD) Güney Afrika tarafından açılan davada karar çıkana kadar bunu dondurmak ve askıya almaktı. En azından AB'nin bunu yapması gerekirdi. Bu, AB'yi suç ortaklığı pozisyonuna sokan bir şey. Bu aşamada soykırım yürüten bir hükümetle normalleşmek bir suç ortaklığı biçimidir."
İsrailli Bakan tarafından tehdit edildi
Jahjah, İsrail Diaspora Bakanı Amichai Chikli'nin X hesabı üzerinden kendisine hitaben yaptığı paylaşımda, "çağrı cihazınıza dikkat edin" yazdığını söyledi.
Chikli'nin Eylül 2024'te Lübnan'da 3 bin 500'den fazla kişinin yaralanmasına ve 37 Hizbullah üyesinin ölümüne neden olan çağrı cihazı saldırısına atıfta bulunduğunu belirten Jahjah, "O zamandan beri, Belçika devletinin sunduğu bir koruma rejimi altında yaşıyorum. Belçika devleti bunu çok ciddiye alıyor. Ben bu şeyleri ihmal etme eğilimindeyim ancak Belçika güvenlik servisleri beni uyardı. Bana bunun hafife alınacak bir şey olmadığını, bunun muhtemelen İsrail hükümeti içindeki bir atmosferi yansıttığını söylediler." diye konuştu.
Jahjah, bu tür tehditlerin Vakfı yıldıramayacağına işaret ederek, "Organizasyon son derece hızlı büyüdü. Şu anda dünya genelinde 1000'den fazla gönüllümüz var. Yüzlerce avukatımız, araştırma ekibimiz var." dedi.
AB-İsrail Ortaklık Konseyi 24 Şubat'ta toplanacak
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar'ın başkanlık edeceği toplantı, 24 Şubat'ta yapılacak.
Toplantıya AB Komisyonunun Akdeniz'den sorumlu üyesi Dubravka Suica ve AB üye ülkelerinin temsilcileri de katılacak.
Başta İrlanda ve İspanya olmak üzere bazı üye ülkeler, AB'den İsrail'e ticari ayrıcalıklar tanıyan Ortaklık Konseyi anlaşmasını 2. maddesinde zikredilen "insan haklarına ve uluslararası hukuka bağlılık" şartı gerekçesiyle feshetmesini istiyor.
Bir önceki AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell döneminde bu konuda tartışmalar yapılmış, adımlar atılmıştı.
Yeni Yüksek Temsilci Kallas, 1 Aralık 2024'te görevi devralmasının ardından AB-İsrail Ortaklık Konseyini bir araya getirerek, üye ülkelerin İsrailli muhataplarına endişelerini doğrudan iletmesine imkan sağlayacağını duyurdu.
Toplantıda, 2. madde konusunun belli üye ülkelerce dile getirilmesi, bazı üye ülkelerin ise İsrail'le ilişkilerin gerildiği Borrell döneminin ardından yeni bir sayfa açılmasını savunması bekleniyor.
AB'nin 2011'de Suriye ile yaptığı gibi insan haklarına ve uluslararası hukuka bağlılığın ortadan kalkması gerekçesiyle bu tür anlaşmalarını askıya aldığı örnekler bulunuyor.