Hilafet Türkiye Önderliğinde Yeniden Gündeme Gelmelidir"
Türkiye’de hilafetin yeniden gündeme gelmesi gerektiğini belirterek, hilafet yönetiminin halen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde(TBMM) olduğunu öne süren UNESCO Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı ve İstanbul Aydın Üniversitesi Garbiyat Batı Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Selin Şenocak, “Hilafet Kurumu yeniden düşünülüp seküler bir şekilde uygulamaya konmalıdır” dedi.
Türkiye'de hilafetin yeniden gündeme gelmesi gerektiğini belirterek, hilafet yönetiminin halen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde(TBMM) olduğunu öne süren UNESCO Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı ve İstanbul Aydın Üniversitesi Garbiyat Batı Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Selin Şenocak, "Hilafet Kurumu yeniden düşünülüp seküler bir şekilde uygulamaya konmalıdır" dedi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen "Bölgede Dini Cereyanlar Çalıştayı'nda" son günlerde sıkça gündeme gelen İslamofobi, mezhep farklılıkları, mezhep çatışmaları ve yapılan eylemlere ilişkin benzer konu başlıkları masaya yatırıldı. Çalıştaya gazeteci-yazar, akademisyen ve sahadan gelen pek çok isim katıldı.
"BUNLAR İNSANLIK DIŞI DAVRANIŞLARDIR"
Çalıştay sonrası genel değerlendirmede bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın, "Dini akım ya da dini ayrılıklardan kaynaklanan çatışmaları mezhep çatışmaları olarak nitelendirmek doğru değildir. Bunlar daha çok bölgedeki kaynakların paylaşımından kaynaklanan siyasi çatışmalardan meydana geliyor. Özellikle dünyayı yönetip egemenliği altına almak isteyen güçlerin o bölgedeki dini akımları harekete geçirerek kendi düşüncelerini o topluma empoze etmek için dini kullandığını hep beraber görüyoruz" diye konuştu.
Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD), Ürdünlü pilotu kafese koyarak canlı canlı yakmasını ve buna benzer saldırıları eleştiren Dr. Mustafa Aydın, "Kafesin içine insanı koyarak yakmak, boğazını kesmek, yüksek katlı bir apartmandan aşağıya atmak, tüm bunlar dinimizce haramdır. Bunlar insanlık dışı davranışlardır. Bütün bu olumsuzlukları dine mal ederek kamuoyuna yansıtmak ya da Paris, Nijerya ve Somali'de yapılan eylemler, Müslümanları barbar ve insanlık dışı davranışlarıyla nitelendirmeye çalışan batı için de malzeme olur. İnsanın insanı öldürmesi dinimizce asla kabul edilemez" dedi.
"TARİH BOYUNCA DİNİ KULLANAN KURUMLAR OLDU"
Dini görünümlü olan bu saldırıların altında siyasi sebepler bulunduğunu söyleyen İstanbul Aydın Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem, "Önemli olan siyasi, sosyal, askeri ve ekonomik açıdan bakıldığında olayların niçin dini görünümlü olduğudur. Dini görünüm vermelerinin sebebi toplumun karakteristiğine göre meşruiyet kazanmaları, tutunmaları ve taraftar bulmalarını sağlamaktır. Zaten tarih boyunca dini kullanan akımlar olmuştur. Bugün yine toplumda dünyanın içinde bulunduğu şartlar altında bu hareketleri Ortadoğu'da dini görünüm adı altında yerleştirme çabası açıkça görülmektedir" ifadelerini kullandı.
Son günlerde artan kanlı saldırılar ve infazlara ilişkin Prof. Dr. Saim Yeprem, bu saldırıların ne dini ne de siyasi açıdan tasvip edilmeyen insanlık dışı bir olay olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Hiçbir din insanların öldürülmesini, yakılmasını, kafasının kesilmesini tasvip etmez. Bunun din görünümü olarak ortaya sürülmesinin altında yatan sebep din böyleyse senin olsun gibi bir alt düşünce uyandırmaktır. Toplumumuzda üniversitemizin yaptığı bu çalışmanın uyandırıcı ve bilgilendirici bir sonuca varmasını diliyorum."
"MÜSLÜMAN ÜLKELERİ TEMSİL EDECEK ÜLKE YOK"
"Bölgede Dini Cereyanlar Çalıştayı'nda" Hilafetin yeniden gündeme gelmesini ve Türkiye'nin tüm İslam Devletleri'nin başına geçmesi gerektiğini öne süren UNESCO Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı ve İstanbul Aydın Üniversitesi Garbiyat Batı Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Selin Şenocak konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu: "Birleşmiş Milletlerde(BM) 192 tane ülke var. Bu 192 ülkenin 71'i Müslüman. BM'de bu 71 Müslüman ülkeyi temsil edecek herhangi bir Müslüman ülke bulunmuyor. Güvenlik Konseyi'nde 5 ülke var. Bu 5 ülke Müslüman değil. Avrupa'da ve dünyada Müslümanlar katledildiği zaman haklarını koruyabilecek herhangi bir ülke BM'de söz sahibi değil. Durum böyle olunca BM'de bizi temsil edecek bir siyasi teşkilatın oluşması gerekiyor. Ben bu ortamda 'İttihadı İslam Teşkilatı'nın' kurulması gerektiğini akademik çalışmalarım ve yayınlarımda savunuyorum. İslamiyete karşı bu kadar çok olay ve Müslümanlara karşı bu kadar çok şiddetin olduğu bir ortamda Müslüman ülkeleri arasında onların haklarını koruyabilecek, onları temsil edecek siyasi birlik oluşması gerekiyor."
"HİLAFET YENİDEN GÜNDEME GELMELİDİR"
Hilafetin yeniden gündeme gelmesi gerektiğini öne süren Dr. Selin Şenocak, "Hilafet yeniden gündeme gelmelidir. Bu Türkiye'nin önderliğinde yapılmalıdır. İttihadı İslam Teşkilatı çerçevesinde Müslüman ülkelerin bir araya geldiği yani Müslüman ülkelerinin işbirliği içerisinde kendilerine karşı yöneltilen tehditlere karşı haklarının korunduğu, içerideki çarpık yapılaşmayı düzene sokacak bir teşkilat lazım. Bunun da başını Türkiye çekebilir. Şu anda Müslüman ülkeleri birlik oluşturmadıkları için oluşturulan birlikler sadece kültürel ve ekonomik boyutta olduğundan bizler siyasi açıdan çok zor duruma düşüyoruz. Müslümanlar mağdurken ve Müslümanlara karşı bu kadar çok katliam yapılırken biz dünya basınında suçlu duruma düşüyoruz. Bunun düşünülüp gündeme gelmesi gerekiyor" diye konuştu. - İSTANBUL