Her 4 Ölümden 1'inin Nedeni Kan Pıhtılaşmasına Bağlı Hastalıklar" - Girne
Dünya üzerindeki her 4 ölümden 1'inin nedeni olan kan pıhtılaşmasına bağlı hastalıklar ve komplikasyonları, her yıl dünya genelinde 3 milyondan fazla hastanın hayatını kaybetmesine neden oluyor.
Dünya üzerindeki her 4 ölümden 1'inin nedeni olan kan pıhtılaşmasına bağlı hastalıklar ve komplikasyonları, her yıl dünya genelinde 3 milyondan fazla hastanın hayatını kaybetmesine neden oluyor.
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği'nce (UVECD) düzenlenen "18. Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Kongresi" ile Fleboloji Derneği'nin organize ettiği "9. Ulusal Fleboloji Kongresi" kapsamında Prof. Dr. Cengiz Köksal, Prof. Dr. Tankut Akay, Prof. Dr. Ahmet Kürşat Bozkurt ve Prof. Dr. Öcal Berkan'ın katılımıyla basın toplantısı yapıldı.
Toplantıda verilen bilgiye göre, dünya üzerindeki her 4 ölümden 1'inin nedeni olan kan pıhtılaşmasına bağlı hastalıklar (venöztromboembolizm) ve komplikasyonları her yıl dünya genelinde 3 milyondan fazla hastanın hayatını kaybetmesine neden oluyor.
Pıhtının en sık meydana geldiği yerler bacak ve karın içindeki derin toplardamarlarken, nadiren de olsa kol ve boyun toplardamarlarında görülebiliyor. Derin yerleşimli toplardamarlarda, pıhtılaşma ile damarların tıkanması anlamına gelen Derin VenTrombozu'nun toplumda görülme sıklığı binde 1 ile 3 arasında değişiyor.
Akciğer atardamarlarında, kan pıhtısı sebebiyle oluşan tıkanık olan akciğer embolisine yol açan pıhtıların pek çoğu, bacak ya da uyluk bölgesindeki derin toplardamarlardan köken alıyor. Bu pıhtıdan kopan bir parça, kan dolaşımı ile taşınarak akciğer atardamarına ulaşıp, damarı tıkıyor. Yaşamı tehdit eden, tedavi edilmediğinde başta akciğerler ve kalp olmak üzere tüm organların çalışmasını etkileyen hastalık, önlenebilir hastane ölümlerinin ilk sırasında yer alıyor.
"Düz vites araba kullananlar uzun yolculuklarda daha şanslı"
UVECD ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, toplumda görülme sıklığı her geçen gün artan hastalık için en önemli risk faktöründen birinin hareketsizlik olduğunun altını çizerek, "Hareketlen, canlan; hareketsizlik tehlikelidir" temasıyla hastalığa karşı farkındalık oluşturmak istediklerini ifade etti.
Köksal, şu bilgileri paylaştı:
"Venöztromboemboli, çok kabaca bacaklarda, toplardamarlarda pıhtı oturması. Bu pıhtının daha sonra akciğere atmasıyla ani ölümler meydana geliyor. ABD'de 1 milyon kişi, Avrupa'da yaklaşık 700 bin kişinin venöztromboembolilerden hayatını kaybettiğini biliyoruz. Bu oran Avrupa'da prostat kanseri, meme kanseri, trafik kazası ve AIDS'e bağlı ölümlerin toplamının 2 katından fazla. Diğer bir deyişle her 4 ölümden birinin sebebi ve her 37 saniyede bir kişi venöztromboemboliden hayatını kaybediyor. Sorun, beyaz yakalıların uzun süre hareketsiz, masa başında, bilgisayar karşısında vakit geçirenlerin esas problemi. Aynı zamanda sigara içmek, şeker hastalığı, aşırı kilo, daha önceden varis problemi olması ve kanser problemi de bacaklarda pıhtı oturma problemini tetikliyor."
Köksal, düz vites araba kullananların uzun yolculuklarda daha şanslı olduğunu dile getirerek, "Debriyaja basmak, her iki bacağı hareket ettirmek, düz vites kullanan sürücüler Derin VenTrambozu'na karşı hareket ederek korunmada daha şanslı diyebiliriz. Buna 'otomatik vites sendromu' diyebiliriz." dedi.
Soruları yanıtlarken pıhtı oturmasının yaş ayırt etmediğine dikkati çeken Köksal, "Bir çocuğun ailesinde pıhtı hikayesi varsa, muhtemel bir doğumsal pıhtılaşma bozukluğu olabilir. Dolayısıyla çocuklar da buna maruz kalabilir. Bu, ileri yaş hastalığı değil, orta yaş hastalığı. 'Hareketlen, canlan; hareketsizlik tehlikelidir' temamızın amacı, gençleri ve orta yaşlıları, beyaz yakalıları, bilgisayar başında vakit geçiren gençlerimizi koruyabilmek. Çünkü bunlarda fark edilmeden bu problemler olabiliyor. Yaşlılarda, kanserlilerde veya ameliyat olmuşlarda bu tür problemler zaten tanımlı ve biz bunları biliyoruz." diye konuştu.
Hastalıktan korunma yöntemleri
Kongre ve UVECD Sekreteri Prof. Dr. Tankut Akay, Derin VenTrombozu'nun ölümcül komplikasyonlarının olmasının yanı sıra hayat konforunu da olumsuz yönde etkilediğini belirterek, risk altındaki kişileri, "uzamış ameliyatlarda, hastanede uzun süre yatmış kişiler", "multipl travma geçirmiş, örneğin bir trafik kazası geçirdikten sonra hareketsizliğe mahkum olmuş kişiler", "gebeler", "doğum kontrol hapı kullananlar", "bir kez Derin VenTrambozu geçiren kişiler" şeklinde sıraladı.
Uzun uçak veya araba yolculuklarının risk faktörleri arasında yer aldığına değinen Akay, "Uzun süre oturarak çalışanlar da risk altında. Derin VenTrambozu ortaya çıktığı zaman baldırda ağrı, şişlik, renk değişikliğiyle kendisini gösteriyor. Pıhtının büyüklüğüne bağlı olarak kişilerde bazen baldırda bazen biraz daha yukarıda şişlik ve ağrı ortaya çıkıyor. İki senaryo ortaya çıkıyor. ya pıhtı kopup akciğerlere gidiyor, buna Pulmoner Tromboemboli diyoruz. ya da o pıhtı damar duvarında kalıyor, buna Derin VenTrambozu diyoruz." diye konuştu.
Akay, hastalıktan korunma yöntemlerini şöyle anlattı:
"Amaç, baldır kaslarının çalışabilmesi. Bunun için her 1 saatte 5 dakika kendimize ayırıp, baldır kaslarını çalıştırmamız lazım. 6 saatlik çalışma gününde yarım saatinizi kendinize ayırmış olursunuz. Bunları uçak yolculuklarında yapmak mümkün. Sorundan, 1 saat içinde 5 dakika baldır kaslarını çalıştırarak korunmak mümkün. Ancak rahatsızlığı geçiren kişilerde ilaçlar da gerekir. Egzersizler, sadece tek riski uzun süre çalışma saatleri olan kişiler için."
Derin VenTrambozu'nun farkındalığın çok gerekli olduğu bir durum olduğuna dikkati çeken Akay, "Şüphelenmezseniz, yakalayamazsınız. Herhangi bir sebep olmadan ayağında ağrı ve şişlik gelen her hastada aksi ispat edilene kadar Derin VenTrambozu tanısını düşünmek gerekir." dedi.
"Yeni kuşak kanı sulandırıcı ilaçlar, devlet tarafından ödeniyor"
Kongre Bilimsel Program Başkanı Prof. Dr. Kürşat Bozkurt ise toplardamarlar tıkanıklığı tedavisine ilişkin şunları kaydetti:
"Günümüzde çok daha etkili, çok daha kolay uygulanabilen ilaçlarla bu hastalığı tedavi ediyoruz. Dünyadaki bu ilaçların geri ödemesi olan az ülkeden biri Türkiye. Yeni kuşak kanı sulandırıcı ilaçlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından ödeniyor. Bazı hastalarda yüksek teknoloji bazı girişimsel yöntemler kullanıyoruz toplardamar tıkanıklığı tedavisinde. Bunlar Türkiye'de üretiliyor artık. Türkiye, varis tedavisinde ve toplardamar tıkanıklığında kullanılan girişimsel aletlerin pek çoğunu kendisi üretebiliyor."
Bozkurt, kongreye çeşitli ülkelerden gelen 30 yabancı konuğa Türkiye'de üretilen girişimsel yöntemlere ilişkin bilgi verileceğini aktarırken, toplardamar tıkanıklığı ortaya çıktığında ilaç tedavisi ile ilerlemiş olgularda Türkiye'de üretilen ve ilerleyen sistemlerle tedavi sağlandığını anlattı.
"Çevresel faktörleri ortadan kaldırabiliriz"
Fleboloji Kongresi ve Fleboloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Öcal Berkan da hastalığın ortaya çıkışında genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğunu belirterek, "Genetik faktörleri şu an için değiştirme şansımız yok ama ilerde o da olacak. Bununla ilgili çalışmalar yapılıyor. Ancak çevresel faktörleri ortadan kaldırabiliriz. Bunların başında hareketsizlik geliyor. Hareketsizliği ortadan kaldırdığımız zaman yatkınlık olsa bile çıkmasını engelleyecek ortam sağlayabiliyoruz." dedi.