Her 100 hastadan 34'ünde 'kansızlık' tespit edildi
ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dünya Sağlık Örgütü'nün cerrahi operasyonlarda gereksiz kan nakillerinin önlenmesi için 'hasta kan yönetimi modeli'ni uygulama adına 61 merkezde 6 bin 100 hasta üzerinde araştırma yaptı.
ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dünya Sağlık Örgütü'nün cerrahi operasyonlarda gereksiz kan nakillerinin önlenmesi için 'hasta kan yönetimi modeli'ni uygulama adına 61 merkezde 6 bin 100 hasta üzerinde araştırma yaptı. Araştırmada ameliyata giren her 100 hastadan 35'inde kansızlık (anemi) tespit edildi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Yoğun Bakım Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neslihan Alkış, Türkiye genelinde 61 merkezde cerrahi operasyona girecek 6 bin 100 hasta üzerinde araştırma yaptı. Kan merkezlerinin kaynaklarının verimli kullanılması ve hastaların iyileşme sürelerinin önüne geçmek amacıyla yapılan araştırmada hastaların yüzde 35'inin kan değerlerinin düşük olduğu belirlendi. Prof. Alkış, DSÖ'nün cerrahi operasyonlarda gereksiz kan nakillerinin önlenmesi için 'hasta kan yönetimi modeli'ni önerdiğini söyledi. Prof. Dr. Alkış, bir hastanın kan değerini tedaviyle normal seviyeye çıkarmak için 4 ila 8 haftaya ihtiyaç olduğunu, bu yüzden ameliyat hastalarının kan değerlerini daha önce ölçtürmelerinin çok önemli olduğunu belirtti. Alkış, böylece ameliyat sırasında hem gereksiz kan nakillerinin önleneceğini hem de hastanın iyileşme sürecinin uzamamış olacağını kaydetti.
'TÜM TÜRKİYE'Yİ TARADIK'
Prof. Dr. Alkış, DSÖ'nün bu modeli tüm ülkelere özellikle cerrahi hastalar ve dahiliye hastalar için önerdiğini vurgulayarak, "Ancak bu öneri bazı verilerle de desteklenmesi gerekiyor. Yaptığımız bilimsel çalışmada ilk defa ortaya bir Türkiye verisi koyduk. Tüm Türkiye coğrafyasını tarayarak 61 merkez 6 bin 100 hastanın cerrahiye girmeden önceki kan durumlarını taradık. Kan değerleri düşükse bu hastalar kan nakillerine maruz kalıyorlar. 'Ameliyatlar sırasında bu hastalara çok fazla kan vermek zorunda kalıyor muyuz' diye çalışma yaptık. Özellikle ortopedi, kalp, beyin, bağırsak ameliyatına girecek hastalarımız, ameliyat öncesi, sırası ve sonrasında kan ihtiyaçlarıyla ilgili neler yapmışız onu araştırdık. Dünya ülkeleriyle paralel bir sonuç bulduk" dedi.
'HASTALAR BU FARKINDALIĞI BİLMELİ'
Kan değerleri çok düşük olan hastalara ameliyat sırasında çok fazla kan nakli yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Alkış, "Bu kan nakilleri kan kaynaklarının kullanılması ve tüketilmesi anlamına geldiği gibi hasta açısından bakarsak da cerrahi nedenle olan iyileşmeleri ve hastaneye yatış sürelerini geciktiriyor. Bununla birlikte gereksiz kan nakilleri birtakım yan etkileri beraberinde getiriyor. Kızılay Kan Merkezi tüm kan nakilleri için gönüllü vericilerden kan temin ediyor. Aslında kaynakları sınırlı. Gerçek kana ihtiyacı olan hastalarda da kullanılmak üzere bu kaynakları doğru kullanmak adına cerrahi hastalarda tedavi edilebilir kansızlıklar olduğunda tedavi ettik. Kan transferi yapmıyorsak hasta odaklı çalışarak hastamızın sonucunu iyileştiriyoruz. Bir yandan da kan merkezlerimizin kan kaynaklarını tasarruflu kullanmış oluyoruz. Gerçek ihtiyacı olan hastalara saklıyoruz. Hastalar bu farkındalığı mutlaka bilmeleri gerekiyor" diye konuştu.