Hem Çocuk Hem Aile Reisi
Diyarbakır'da 14 yaşındaki Hasan günlük 3 TL'ye fırında çalışarak annesi ve üç kardeşi, dede ve ninesinin geçim yükünü çocuk yaşta sırtladı.
Diyarbakır kara teslim olurken, karın keyfini çıkaran çocukların aksine yoksullukla mücadele eden, küçük yaşına rağmen çalışmak zorunda olan ve oyun oynamayı bile unutan Hasan, küçük yaşta ailesinin geçim kaynağı oldu.
Dedesi ve ninesi ile birlikte 7 nüfusa babalık yapan küçük Hasanın annesi Kezban Solmaz:"Biz bir avluda annem ve babamla birlikte kalıyoruz. Onlar yaşlı olduğu için ben onlara bakıyorum. Ben üstte oturuyorum ve beraber geçinmeye çalışıyoruz. Onların sadece aldıkları 3 aylık yaşlı maaşları var. 380 TL ve onun yarısı kiraya gidiyor. Bizde kiracıyız. Benim 4 çoğum var. Bize de 14 yaşındaki oğlum bakıyor. Bakın kar yağıyor ve hala bizim yakacağımız yok. Komşuların getirdikleri ile idare ediyoruz. Ayda bir Sosyal Hizmetler bize erzak veriyor. Onlarda olmasa perişan olurduk. Allah oğlumu da korusun. Çocuk haliyle bize bakmaya çalışıyor. Eşim dışarıda çalışıyor ve başkasıyla evlenmiş. Bizi ne arıyor ne de soruyor. Onun sigortası var diye ve boşanmadığımız için yardımda alamıyoruz." diyen dertli anne oğlunun günlük getirdiği 3 TL ile geçindiklerini ifade etti.
"HEM BABAYIM HEM ÇOCUK"
14 yaşındaki Hasan Solmaz yaşayamadığı çocukluğunun hayalini kurarken günlük 5 TL ile ailesini geçindirmenin yükünü taşıyamadığını vurgularken, çocukluk özlemini şöyle dile getirdi:"Dışarıda kar yağıyor. Ne güzel değil mi? Ama ben sevinemiyorum. Yoksul insan kara bile sevinemez. Ben daha 14 yaşındayım ama hem babayım hem çocuk. Çünkü babam şehir dışında çalışıyor ve eve gelmiyor. Ne bizi düşünüyor ne de bize bakıyor. Ben bu yaşımda fırında çalışıyorum. Sabah okula gidiyorum, öğleden sonra fırına çalışmaya gidiyorum. Akşam 9–10 gibi evde oluyorum. Fırında ekmek dağıtıyorum. Fırında çalıştığım için günde iki ekmeğim bedavaya geliyor. 5 TL de günlük veriyorlar. Yol parasının haricinde 3 TL kalıyor, onu da getirip anneme veriyorum. Kardeşlerim var ve onlara bakacak kimse olmadığı için evin en büyük erkeği benim. O yüzden ben çalışmak zorundayım. Hafta sonları da çalışıyorum. Tatil günlerinde sabah 5 de uyanıyorum ve işe gidiyorum. Benim yaşımdakiler sıcak yataklarında mışıl mışıl uyurken ben sabahın erken saatinde ve soğukta yollara düşüyorum. Sadece ben ve kendime ait hayallerimle yürüyorum. Kimse halimizi sormuyor."
"BU YAŞAMAK MIDIR?"
Küçük Hasan sırtındaki yükü anlatırken dalıp giden gözleriyle sözlerine devam etti: "Yaşlı dedem ile nineme de biz bakıyoruz. Onlarında kimsesi yok ve yaşlı oldukları için bakıma ihtiyaçları var. Onlar sosyal yardımlaşmadan 3 ayda bir 380 TL alıyor. Ne komik bir rakam değil mi abla? Bu paranın 200'ü kiraya gidiyor. Düşünsene abla, 180 TL'ye tam üç ay geçim sağlamak, hem de kış aylarında nasıl olur? İşte biz zoru başarıyoruz, başarmak zorundayız. Komşular da olmasa açlıktan ölürüz. Ama ben kardeşlerim kimseye muhtaç olmasın diye fırında çalışmaya devam ediyorum. Ben olmasam onlara kim bakacak. Bazen evde bir şey oldu mu ben sonradan duyuyorum ve üzülüyorum. Geçenlerde kardeşim düşmüş ve ayağını kırmış. Haberim yoktu, eve geldiğimde öğrendim, çok üzüldüm. Annem tek başına hem kardeşlerime hem de yaşlılarımıza bakıyor. Babamdan ayrılmadığı için babamdan sigortalı göründüğü için, yakacak yardımı da alamıyoruz. Yine komşuların verdiği kartonlarla ısınmaya çalışıyoruz. Bu yaşamak mıdır diye çoğu zaman kendime soruyorum."dedi.
"FUTBOLCU OLMAK İSTİYORUM."
Futbolcu olmak istediğini fakat forması olmadığı için ve çalıştığı için gidemediğini anlatan küçük Hasan:"Ben 8.sınıfa gidiyorum ve futbolcu olmak istiyorum ama sadece istiyorum. Çünkü bunu gerçekleştirecek ne zamanım var, ne de forma alacak gücüm var. Belediyenin futbol seçmeleri vardı, ben katılamadım. Zaten işyerimde izin vermezdi. Formam ve spor ayakkabım da yoktu. Öylece vazgeçtim ama hayal etmekten asla. Hala içimde bir umut var. Şu aşamada sadece annemi kardeşlerimi düşünme zorundayım."
"KEŞKE BABAM YANIMIZDA OLSAYDI"
Babasının Eskişehir'de çalıştığını ve senede bir defa geldiğini, onlara hiç bakmadığını söyleyen Hasan:"Keşke babam yanımızda olsaydı. Bize babalık yapsaydı. Ben evi geçindirmek zorunda kalmasaydım. Çok yoruluyorum, ders çalışamıyorum. Bu yaşımda baba oldum. Babam yanımızda olsaydı biz kimseye muhtaç olmazdık. Ben sadece okuluma gider gelirdim. Futbol oynardım. Arkadaşlarım oyun oynarken ben oynayamıyorum diye üzülüyorum. Onlar oyun oynarken ben çalışmak zorunda kalıyorum."
"ÇOCUK HAKLARI VAR MI?"
Çocukluğunu yaşayamayan ve küçük yaşına rağmen olgun bir delikanlı gibi konuşan Hasan Solmaz:"Derler ki çocuk hakları, insan hakları… Nedir ki o ben hiç bilmem. Çocuk olamadım ki hakkım olsun. İnsan yerine koymadılar iki hakkım olsun. Ben bilemem böyle şeyleri. Bugün kardeşlerimin karnını doyurmuşsam o dur bana göre hak ve insanlık. Kardeşlerim bir baba gibi gözlerimin içine bakıyor. Yolumu gözlüyor. Annemde öyle, benden başka kime güvenecek? Ben baba olsam çocuklarıma yemeyip yedirir, giymeyip giydiririm. Keşke bir bilgisayarım olsaydı. Keşke sıcak bir evimiz olsaydı. Arkadaşlarımı babalarıyla görünce kıskanıyorum ve üzülüyorum. Ben baba olsaydım asla çocuklarımın çalışmasına izin vermezdim. Onları sadece okula gönderirdim. Gelecekleri için elimden ne geliyorsa onu yapardım." Diyerek devlet büyüklerinden kendilerine yardım etmelerini istedi.