HDP'li Önder: Kemal Derviş'i Anmadan Bu Cinayet Anılmaz
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Soma faciasında Kemal Derviş'in de parmağı olduğunu iddia etti.
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Soma faciası ile ilgili olarak, " Kemal Derviş, o zaman Başbakan'la görüşme yapıyor, 'tütün ekiminin sınırlandırılması gerekiyor' diyor. Soma'da cinayete kurban giden işçiler, tütün ekiminin sınırlandırılması ile birlikte madene, yerin altına, diri diri kabristana işte o gün mahkum edilmiştir." dedi.
GENEL KURUL'DA BİR ARAYA GELDİLER
TBMM Genel Kurulu'nda, Soma'daki maden faciasıyla ilgili olarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik hakkında verilen gensoru önergelerinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde konuşan HDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Soma'daki maden faciasında 301 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, daha önce de iş cinayetleri yaşandığını, ancak ilk kez bir olayda 301 işçinin hayatını kaybettiğini söyledi.
AYLA AKAT ATA: ORTADA BİR CİNAYET VARSA, ORTADA BİR KATİL YOK MUDUR?
Son üç yılda 292 işçinin madencilik sektöründe yaşamını yitirdiğini belirten Ata, "Ortada bir cinayet varsa, ortada bir katil yok mudur? Aileler bize katili soruyorlar" dedi. Akat, iş gücüne dayalı olarak madenlerin 20. yüzyılda çıkarıldığını belirterek, "21. yüzyılda iş gücüne dayalı olarak çıkarılmıyor madenler ama biz hala öyle çıkarıyoruz" diye konuştu.
HDP'li Önder, Soma'da 432 evladın yetim kaldığını belirtti.
SIRRI SÜREYYA: DEVLET, ESKİDEN BERİ YER ALTINDA ÇALIŞAN İŞÇİLERDEN KORKAR
1970'li yıllarda devrimci işçilerin, verimsiz diye kapatılan Suluova Yeni Çeltik Madeni'ne el koyduğunu ve üretimi 60 misli artırarak gelirin hepsini Hazine'ye aktardığını belirten Önder, "12 Eylül faşist darbesi geldiğinde, o madendeki işçiler işkenceli sorguya alınmış, dövülmüş ve felç bırakılmıştır. Devlet eskiden beri yer altında çalışan işçiden korkar." dedi.
"KEMAL DERVİŞ'İ ANMADAN BU CİNAYETİ ANMAK OLMAZ"
" Kemal Derviş'i anmadan bu cinayeti anmak olmaz" diyen Önder, şöyle konuştu: "Kemal Derviş o zaman üçlü koalisyon döneminde Başbakan'la görüşme yapıyor ve '3 günde 3 yasa çıkarmamız elzem' diyor. Bu kanunlar, tütün ekiminin sınırlandırılması, ihale yasası ve borçlanma yasası. Bütün partileri ziyaret ediyor, destek istiyor. Soma'da cinayete kurban giden işçiler, Soma'da, Ege'de tütün ekimi yapan 580 bin ailenin işçileri, tütün ekiminin sınırlandırılması ile birlikte madene, yerin altına, diri diri kabristana işte o gün mahkum edilmiştir. Siz rahmetli olanların hangi köylerden olduğuna bir bakın, bu acı gerçeği göreceksiniz. Tarlasında tarımla uğraşan insan, girdisini bile kazanamayacak hale sokuldu, işçi toprağın altına girmeye mahkum edildi. O gün solculardan, sosyalistlerden başka kimse tütün ekimi niye yasaklanıyor diye karşı çıkmadı. Bugünün cinayetinin bütün halkaları, o gün örülmeye başlandı."
MHP'Lİ BAL ANLAYAMADI
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, tütünün yasaklanması kararının maden işçileri ile nasıl ilişkilendirildiğini anlayamadığını belirtti.
Kemal Derviş 57. Hükümet'te bakan olarak atanacağı zaman MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 3 tane şart koyduğunu ifade eden Bal, Derviş'in, Hükümet ya da parti disiplinine uyacağı ya da bakanlar üstünde bir konumda asla olmayacağı şartını koyduğunu kaydetti.
Bal, MHP'nin Derviş'in getirdiği yasalardan, ülke yararına olanları kabul ettiğini, olmayanlara karşı çıktığını bildirdi.
"BU NASIL OLR DA TÜRKLÜK GURUR VE ŞUURUNUZU İNCİTMEZ!"
Tekrar kürsüye gelen HDP'li Önder, "Burada bin 100 liraya işçi çalıştırabilmenin koşulu, kapıda 700 liraya çalışmaya hazır işsiz stokunun genişlemesi ile mümkündür. Bu da insanların doğal geçim kaynağı olan tütün ekimini yasakladığınız zaman, açığa çıkan işsizlerle olur. Milliyetçi düşünceye sahip saygın bir milletvekili olarak, hangi güç sizin toprağınızda ne ekileceğine karar verir ve bu nasıl olur da Türklük gurur ve şuurunuzu incitmez" diye konuştu.
Sataşma gerekçesiyle söz alan Faruk Bal, "Türklük gururu ve şuuru, MHP'nin şiarıdır ve attığımız her adımda da vardır. O tarihte işsizlik vardı ve bu işsizlik varken, bir ülkenin işsizliğini daha da artırma gibi bir mantık olabilir mi? Biz Türkiye'nin ve Türk milletinin her hakkını koruma ve kollama noktasında hareket ederiz. Biz Türkiye'nin dışarıdan idare edilmesine, Kandil de Washington da dahil olmak üzere Paris de dahil olmak üzere Brüksel de dahil olmak üzere karşıyız." dedi.