Hayatı Nakille Kurtuldu, Tıp Fakültesini Kazandı
Yüksek kolestrol nedeniyle 6 yaşından bu yana hastanelerde şifa arayan ve öğretmeninden aldığı karaciğerle yaşama tutunan Naciye Dereli, tıp fakültesinde eğitim almaya başladı Dereli: "Şimdi doktor adayıyım. Henüz yolun çok başındayım ama şimdi öğrenci ileride de doktor olarak organ nakli ve organ bağışı.
Yüksek kolestrol nedeniyle 6 yaşından bu yana hastanelerde şifa arayan ve öğretmeninden aldığı karaciğerle yaşama tutunan Naciye Dereli, tıp fakültesinde eğitim almaya başladı.
İzmir Kent Hastanesi'nden yapılan açıklamaya göre, Karaman'da yaşayan Kübra-Ahmet Dereli'nin iki kızından biri olan Naciye Dereli'nin kötü kolesterol denilen LDL değerinin normalden çok yüksek olması nedeniyle 6-7 yaşındayken "hiperkolesterolemi" olduğu anlaşıldı.
Çocukluk yaşlarında 100-110 aralığında olması gereken LDL düzeyi binlere ulaşan, yüksek kolesterol yüzünden dirseklerinde yağ bezeleri çıkan Naciye Dereli'nin bu durumuna karaciğerindeki bir protein eksiğinin yol açtığını saptandı.
Yüksek kolesterolün, özellikle kalp damarlarının çevresinde plaklar oluşturarak erken dönemde kalp damarlarının tıkanmasına ve kalp krizi denilen tablonun gelişmesine neden olması yüzünden hayatı tehdit altında olan Dereli, 15 günde bir Ankara'ya Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ne giderek kanının temizlendiği plazmaferez cihazına bağlandı.
Doktorların karaciğer nakli önerdiği Naciye Dereli'nin hastalığının genetik olması nedeniyle ailesinden organ alamadı.
Dereli'ye karaciğer bağışında bulunmak için 2012'de 17 yaşında, 11. sınıf öğrencisi olduğu Karaman'ın Ermenek İlçesi'ndeki İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi'ndeki beden öğretmeni ve 4. kuşaktan da akrabası olan Orhan Dereli gönüllü oldu.
Üniversite sınavına hazırlanırken hastaneye yattı
Naciye Dereli, üniversite sınavlarına hazırlanırken İzmir Kent Hastanesi'nde 3 Mayıs 2012'de Doç. Dr. Murat Kılıç ve Doç. Dr. Murat Zeytunlu başkanlığında Prof. Dr. Mehmet Alper, Prof. Dr. Çiğdem Arıkan, Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Zafer Önen ve Dr. Onur Duygu'dan oluşan ekip tarafından ameliyat edildi ve öğretmeninden karaciğer aldı.
Dereli, 2014 yılında girdiği üniversite sınavında Denizli Pamukkale Tıp Fakültesi'ni kazandı ve eğitim almaya başladı.
Hedefi olan tıp fakültesini kazanmanın mutluluğunu yaşadığını kaydeden Naciye Dereli, branş konusunda henüz karar veremediğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"Doktorlarla, hastanelerle çok küçük yaşlarımdan beri iç içeyim. Oralarda hep hasta olarak bulunmuştum. Şimdi doktor adayıyım. Henüz yolun çok başındayım ama şimdi öğrenci ileride de doktor olarak organ nakli ve organ bağışı konusunda elimden geleni yapmaya çalışacağım. Bana yeni hayatın kapılarını hem akrabam hem de öğretmenim olan Orhan Dereli açtı, ona minnettarım. Benim gibi şanslı olmayan, donörü bulunmayan hastalar var. O nedenle organ bağışı çok önemli. Çabalarım organ nakliyle yeni hayat bekleyen hastalara yol gösterici, organ bağışı ve farkındalığını artırma yönünde olacak."
"Erken yaşta kalp krizine neden olabilir"
Prof. Dr. Çiğdem Arıkan, küçük yaşta yüksek kötü kolestrolün özellikle kalp damarlarını çevresinde plaklar oluşturarak erken dönemde kalp damarlarının tıkanmasına, kalp krizine neden olduğunu vurguladı.
Yağların kanda taşınmasını sağlayan proteinler karaciğerlerde yapıldığına dikkati çeken Prof. Arıkan, şunları kaydetti:
"Bu kolesterol taşıyan proteinin yapımında doğuştan bozukluk olduğu zaman bu tür kolesterol yüksekliği oluyor. Naciye'deki de durum da buydu, protein eksikti. Karaciğeri sağlam ama olay karaciğerde gerçekleştiği için normal protein üretimi yapan karaciğer yerine konulduğu zaman bu olay çözümlenmiş oluyor. Buradaki önemli nokta şu; yaş ilerledikçe bu damarlardaki değişiklikler daha çok yerleştiği için kalbin durumu karaciğer nakline de izin veremiyor. O yüzden kalp çok etkilenmeden özellikle daha erken dönemde karaciğer nakli yapılarak bu hastalarda kalp hastalıklarını, erken ölümleri önleyebiliyoruz. Şu anda artık ilaç da kullanmıyor, kolesterolü normal düzeyde. Daha önce sadece ilaç kullanmıyor kandan kötü kolesterolü plazmaferez yöntemiyle temizleniyordu. Bu hem maliyeti yüksek hem de sadece geçici çözüm oluyordu. Dirseklerde, büklüm yerlerinde özellikle, kollarda yağ depolanmasını gösteren nohut büyüklüğünde oluşumları vardı. Bunlar da artık kayboluyor." - İzmir