Hayata Yön Verenler" Paneli - Tüsiad Yönetim Kurulu Başkanı Bilecik - Istanbul
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, "Eğitimde, çalışma hayatında ve siyasette kadınların eşit katılımda olduğu bir Türkiye'yi şiddetle bekliyoruz.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, "Eğitimde, çalışma hayatında ve siyasette kadınların eşit katılımda olduğu bir Türkiye'yi şiddetle bekliyoruz." dedi.
Sabancı Holding tarafından Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle "Hayata Yön Verenler" başlıklı panel gerçekleştirildi.
Panelde konuşan Bilecik, kadınların çalışma hayatındaki yerine değinerek, şunları kaydetti:
"Anne olmak çok önemli ama temelde iki engel var. Sanki iş hayatında hem kadın hem de ağırlıklı olarak erkek yöneticilerin anne olan iş kadınlarına bir erkekmiş gibi beklenti içinde girdiklerine yönelik tespitimiz var. Bunu en önemli engellerden biri olarak görüyoruz. Yeni konuştuğumuz dünya içerisinde 'esnek çalışma saatleri' diye bir kavram oluştu. Maalesef ülkemizde ilerlememiz gereken yollardan birisi. Diğeri de toplumsal zihniyet dönüşümü. Ama bu tür etkinliklerle toplumsal zihniyet yavaş yavaş dönüşüyor. 'Kadınlar muhtelif mesleklere sahip olamaz', hatta çok eskiden 'mühendis olamaz' gibi gereksiz, anlamlı görmediğimiz yakıştırma zinciri vardı. Toplumsal zihniyet dönüşümü toplumdaki kanaat önderlerinin ele almasıyla bunların geride kalacağını düşünüyorum."
Aslında Türkiye'nin 1900'lü yıllarda bu dönüşümü yaptığını ancak daha sonra geriye doğru bir kayma olduğunu ifade eden Bilecik, "Kadın istihdamının artırılması ve kadın çalışanların belirli bir noktadan sonra çalışma hayatından kopmaması için yapılması gereken esnek çalışma meselesi var." dedi.
Bilecik, matematik ve fen alanlarında eğitim alan kız çocuk sayısının az olduğu yönündeki bir yorum ve 2020'lere, 2030'lara nasıl hazırlanılması gerektiğine ilişkin soru üzerine, OECD ülkelerine bakıldığında toplam üniversite mezunlarının yüzde 58'inin kadınlardan oluştuğunu söyledi.
Türkiye'de ise bu oranın neredeyse yüzde 50'ye yüzde 50 olduğunu dile getiren Bilecik, şu ifadeleri kullandı:
"Dijital dönüşüm ve sanayi 4.0 başladığında, ki başlamış şekilde şüphesiz, ama gerçek ve bireysel hayata daha fazla girdiğinde iş hayatında şu tip dramatik değişikliklerin olma ihtimali yüksek. Bugün kadın istihdamına bakıldığında bir miktar şu iki noktada kadın çalışanların yoğunlaştığını görüyoruz. Bir tanesi front-ofis dediğimiz yerler. Bir tanesi de imalat sektörü. Ancak dijital dönüşümde, özellikle sanayi 4.0 daha fazla günlük hayatta kullanıldığında kadınların istihdamda daha yoğun olduğu alanların daha fazla etkileneceğini göreceğiz. Bu kötü haber."
Bilecik, 2015-2020 perspektifine bakıldığında, yeni hiçbir şey yapılmadığı takdirde erkek istihdamının 3 birim, kadınlarda ise 5 birimlik istihdam eksikliğinin oluşacağının görüldüğünü anlattı.
Gelecek 10 yılda yeni becerilerin ve daha yüksek vasıf gerektiren işlerde kadınların istihdamının daha fazla olmasının beklendiğini dile getiren Bilecik, eğitim konusunda yapılması gereken konulardan bahsetti.
Bilecik, "Uzun yıllardır TÜSİAD'ın keyifle dile getirdiği, son yıllarda köpürttüğü bir dilekle bitirmek istiyorum; Eğitimde, çalışma hayatında ve siyasette kadınların eşit katılımda olduğu bir Türkiye'yi şiddetle bekliyoruz." diye konuştu.
Arizona Üniversitesi Astronomi ve Fizik Bölümünden Prof. Dr. Feryal Özel, ailesinin eğitim hayatında kendisine destek olmasının önemini vurguladı.
Özel, "Bizim hayatımızı yönlendiren merak ve çaba. Akıllı ve yetenekli birçok insan olabilir, ancak ilk engelde yılmamak lazım. Azimli olmalıyız ve yılmamalıyız ki hayallerimize ulaşalım." dedi.
Uzman öğretmen Melahat Aydın ise kız çocuklarının okula gitmesi için yaptıkları çalışmaları anlatarak, "Biz önyargıları yıkmak için yola çıktık. Yadırgamadan, suçlamadan onları anlamaya ve kendimizi anlatmaya çalıştık. 15 kişilik ekiple 90 köyü dolaştık. Her kapıyı çaldığımızda farklı yaşamlarla karşılaştık." diye konuştu.
Stanford Üniversitesi araştırma görevlisi Dr. Gözde Durmuş ise kız çocuklarına hayallerinin peşlerinden gitmelerini tavsiye etti.
Sinema ve tiyatro sanatçısı Demet Akbağ ise panel katılımcılarının mesleklerine atıfta bulunarak, "Aslında ben hiçbiri olmadan hepsi olabiliyorum" dedi. Bunun üzerine salonda gülüşmeler oldu.
Akbağ, hedeflere tutkuyla ilerlemek gerektiğini söyledi.
Gazeteci Ayşe Karabat da "Tırnaklarımın arasında hayat var ve hala tırmalamaya devam ediyorum." diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Haberini yaptığımı insanlar sayesinde empati yapmayı öğrendim. Savaş muhabirliğinin bana öğrettiği şey küçük şeylere sinirlenmemek oldu. Hayattan şikayet etmemeyi öğrendim. Bir bardak temiz suya sahip olabilmenin ne kadar büyük mutluluk olabileceğini ve ona şükretmeyi öğrendim. Defalarca şükrettiğim bir başka şey de Allah'ın beni kadın yaratmasıydı."
Karabat, dayanışmanın önemini vurgulayarak, "Kadın dayanışmasının büyük mucizeleri gerçekleştirdiğini görüyorum." dedi.