Hayata Sporla Tutunuyorlar
Ankara'nın Çubuk ilçesinde bulunan Süleyman Demirel Huzurevinde en genci 61, en yaşlısı 105 yaşında olan yaşlılar her gün spor yaparak hayata tutunuyor.
Ankara'nın Çubuk ilçesinde bulunan Süleyman Demirel Huzurevinde en genci 61, en yaşlısı 105 yaşında olan yaşlılar her gün spor yaparak hayata tutunuyor.
Süleyman Demirel Huzurevinde kalan yaşlılar, yaşlılar için özel olarak üretilen HUR spor malzemesi ile spor yaparak daha dinç kalıyor. Huzurevi fizyoterapisti Handan Çalkar, yaşlıların spor sayesinde mutlu ve huzurlu olduklarını belirterek, "Huzurevinin 271 kapasitesi var. Şuan barınan 225 yaşlımız var. En genç yaşlımız 61 yaşında, en yaşlı hizmet verdiğimiz yaşlımız 105 yaşında. Bu bloktaki yaşlılarımız kendi işlerini kendileri yapabiliyorlar. C Bloğumuz özel bakım gerektiren yaşlılarımızdan oluşmaktadır" ifadelerini kullandı. Yaşlılara özel olarak üretilen HUR hakkında da bilgi veren Çalkar, "Avrupa'da artmakta olan yaşlı nüfusu korumak ve sağlık açısından ekonomik maliyeti azaltmak amacıyla Helsinki Üniversitesi tarafından hazırlanan bir sistemdir. Eklemlere fazla ağırlık bindirmemektedir. Diğer sistemlerde kilo ile artış yapılırken, 100'er gramlık artışlar sağlanmaktadır" dedi.
Sporla yaşlıları hayata bağlamayı amaçladıklarını belirten Çalkar, "En büyük amacımız budur aslında, yaşlıları sosyal yaşamdan uzaklaştırmamak. Yaşlılarımız bu spordan zevk alıyorlar" diye konuştu.
105 YAŞINDA SPOR YAPIYOR
Huzurevinin en yaşlı sakini olan 6 çocuk babası 105 yaşındaki Mehmet Eraslan, spor yapabildiği için mutlu olduğunu söyledi. Kulakları duymayan Eraslan, "Huzurevinde mutluyum. Buraya Ekim ayının 27'sinde geldim. Arkadaşlarım benden, ben de onlardan memnunum. Onların kalbini kıracak bir kelime etmedim, arkadaşlarım da bana yardımcı oluyorlar. Huzurevinde bakım ve yemekler iyi. Ben zaten çok yemek yiyemiyorum, bir kap yoğurt yiyorum, ekmek bile yiyemem" ifadelerini kullandı.
Eraslan'la aynı odayı paylaşan ve kulakları duymadığı için onun insanlarla iletişim kurmasına yardımcı olan Faik Kocabey ise, "75 yaşındayım. Mehmet Eraslan namazlarını hiç aksatmıyor, birlikte salona çıkıyoruz. Arkadaşlarımız var, onlarla sohbet ediyoruz. Çok güzel vakit geçiyoruz" şeklinde konuştu. Yemeklerin ve temizliğin iyi olduğunun altını çizen Kocabey, "Buraya gelmeden önce haftada bir çarşafımın değiştiğini hiç görmedim. Günde 5 defa yemek veriliyor. 3 defa ana öğün, 2 defa da ara öğün veriliyor. Okumamız, yatmamız, ibadetimiz çok iyi. Başka daha ne isteyebiliriz. Bu yaştan sonra bize bunlar lazım" dedi.
7 çocuk babası olan ve çocuklarının gelmesine izin vermediğini söyleyen Kocabey, "Gelmeyin ben iyiyim, diriyim diyorum" diye konuştu.
Eski futbolcu olan ve huzurevinin en genç sakini olan Rahmi Derinçay, "İstanbul Beyoğlu doğumluyum. 1982 senesinde İzmir'e geldim. Futbol oynuyordum. Beşiktaş'ın genç takımında başladım. Çanakkale, Sivas takımı olarak devam ettim. Daha sonra ticarete atıldım. Kardeşimin vefat etmesi üzerine tansiyondan dolayı burayı tavsiye ettiler, geldim" açıklamasında bulundu. Spor yaparak genç kaldığını kaydeden Derinçay, "Her gün spor yapıyorum. Hayatım hep sporla geçtiği için genç kaldım" ifadelerini kullandı.
1 tane oğlu olan 61 yaşındaki Emine Sarıkaya ise, huzurevinde huzur bulduğunu söyledi. "Evimden görmediğim ikramı, izzeti, saygıyı, sevgiyi ben burada gördüm. Midem hep ağrırdı, artık midem de ağrımıyor, huzurum yerinde. Ailem gibi buradakiler" dedi. Hiç evlenmemiş olan babası vefat ettikten sonra huzurevine yerleşen Şerife Akkaya, "Babam ölünce yalnız kaldım, buraya geldim. Burada spor yapıyoruz" diye konuştu.
(Zeynep Babacan/İHA)