Hayat Boyu Rehberlik Sistemleri ve E-Öğrenme Uluslararası Konferansı

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muammer Yıldız, yeni bir finans desteğine ihtiyaç duymaksızın "Türkiye'de Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Projesi"nin felsefesini eğitim kurumlarında hayata geçirebilecek birikimin ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek, "Yoksa çok sayıda bir proje rafı oluşturup, o rafta dizmiş olmanın ne insanlığa ne ülkemize ne de geleceğimize bir faydası yoktur." dedi.

Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, AB Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığının Sözleşme Makamı, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün yararlanıcı olarak yer aldığı Türkiye'de Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi Projesi kapsamında, "Hayat Boyu Rehberlik Sistemleri ve E-Öğrenme Uluslararası Konferansı" düzenlendi.

"Hayat Boyu Öğrenen Bir Türkiye" sloganıyla yola çıkılan projenin temel hedefi Türkiye'de öğrenme kültürünü yaygınlaştırmak.

Eğitim ve istihdam alanında çalışmalar yürüten birçok kurum ve kuruluşun temsilcilerinin katıldığı konferansta, Türkiye'de ve Avrupa ülkelerinde hayat boyu rehberlik sistemleri, hayat boyu rehberlik politikası tasarısı, iyi uygulama örnekleri, uzaktan öğrenme ilkeleri ve uygulamaları gibi başlıklarda oturumlar düzenlenecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Muammer Yıldız, "Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştrilmesi Projesi"nin açılışının da yapıldığı konferanstaki konuşmasında, 11 öğrenci ve bir eğitmenin hayatını kaybettiği Adana Aladağ'daki kız öğrenci yurdunda çıkan yangına değindi.

Yıldız, konuya ilişkin şunları söyledi:

"Sözlerin bittiği, kelimelerin kifayetsiz kaldığı, hepimizin bir anlamda ülke olarak yas içinde olduğumuz ve bizim canlarımızı kaybettiğimiz Adana'da elim bir kaza sonucu çocuklarımız, evlatlarımız Rahmeti Rahman'a kavuşmuş oldular. Bugün konuşuyoruz, tebessüm ediyoruz ama biliyoruz ki hepimiz bu acıyı yüreğimizde hissediyoruz. Çünkü teker teker her bir annenin, babanın bir evladını kaybettiği bir ortamda Milli Eğitim camiası olarak 12 canımızı ki şu anda tedavileri sürmekte olan canlarımız var, biz ölenlere rahmet diliyoruz. Onlar zaten çocuk yaştaydılar, günahsız bir şekilde bu dünyadan uçup gittiler. Mekanları cennet olsun. Ailelerine sabır, geride kalan çocuklarımıza acil şifalar diliyoruz. Temenni ediyoruz ki bir daha hiç bir suretle bu şekilde kazalar, ölümler olmasın."

"Öğrenme süreci beşikten mezara kadar"

Öğrenmenin çok değerli olduğunu ifade eden Yıldız, öğrenme sürecinin beşikten mezara kadar devam ettiğini dile getirdi.

Yıldız, "Hayat, ezel dediğimiz yani geçmiş, ebet dediğimiz gelecek arasında bizim için minnacık bir parantezden ibaret. Dolayısıyla da bütün bu öğrenmelerimiz o kadar kıymetli ki o yüzden belki AB süreci ile birlikte hayat boyu öğrenme felsefesi adanmış bir ruh. Tamamen ülkemizin kalkınması, eğitim standartlarının kalitesinin yükseltilmesi, bu süreçte ülkemiz için ayrılan bütçenin en verimli ve en uygun şekilde harcanması için çalışılıyor." dedi.

Geçmişte de bu tür projelerin yürütüldüğüne değinen Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Milli Eğitim Bakanlığı olarak temel yaklaşımımız şu; bizim açımızdan hem bir birikimi paylaşmak hem de finans desteği anlamında önemli bir kaynak. Burada söz konusu olan sadece maddi bir karşılık değil. Uluslararası bir tecrübeyi paylaşmış oluyoruz. Bu tür projelerde ortaya çıkan eğitim çıktılarının kalıcı, sürdürülebilir, evrensel olması, genelleştirilebilir temel ilkelerine uygun bir şekilde projeleri hem başta planlayıp hem de sonuçları itibarıyla kazanımlarımızı arttırabilmemiz için bu şekilde yürütmemiz gerekiyor.

Bu projenin bir bütçesi, belli bir kapsam alanı ve süresi var. Bu projeden çıktı olarak elde ettiğimiz şey, yeni bir finans desteğine ihtiyaç duymaksızın kurumlarımızda bu felsefeyi hayata geçirebilecek bir birikimi ortaya çıkarmamız, devam ettiriyor olmamız lazım. Yoksa çok sayıda bir proje rafı oluşturup, o rafta dizmiş olmanın ne insanlığa ne ülkemize ne de geleceğimize bir faydası yoktur. Çıktısının ne kadar kıymetli olduğunu, böyle bir projenin sürdürülüp olup olmamasına borçluyuz."