Hayali, Babası Gibi Asker Olmaktı
Ordu'da meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Büşra Çağla Tezcan'ın hayalinin babası gibi asker olmak olduğu ortaya çıktı.
Ordu'da meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 18 yaşındaki Büşra Çağla Tezcan'ın hayalinin babası gibi asker olmak olduğu ortaya çıktı.
Ordu'da geçen gün eniştesi Nedim Gürel, Teyzesi Nurhan Gürel ile birlikte Uzunmusa köyündeki anneannesini ziyaretinden dönerken geçirdikleri trafik kazası sonucunda hayatını kaybeden Büşra Çağla Tezcan'ın hayalinin Bingöl'ün Genç İlçe Jandarma Karakolu'nda Uzman Çavuş olarak görev yapan babası gibi asker olmak olduğu öğrenildi.
Acı haberi alır almaz Bingöl'den Ordu'ya gelen Baba Mesut Tezcan, dün kızını defnettikten sonra bugün kızına mezar olan araca bakmaya geldi. Aracı gören baba gözyaşlarını tutamazken, dakikalarca kızının oturduğu koltuğa kafasını koyarak gözyaşları döktü. Baba Tezcan, kızının eğitimi için Ordu'da teyzesi ve eniştesin de kaldığını belirtirken, "O da benim gibi asker çocuğuydu. Asker olmak istiyordu" dedi.
Baba Mesut Tezcan, konuşmakta zorlanırken şunları söyledi: "Oda benim gibi asker çocuğuydu. Asker olmak istiyordu. Hayaliydi. Bu sene üniversite sınavına girecekti. Biz onun için uğraşıyorduk. O da ben de üniversite sınavına girecektik bu sene. Kızım ile dertleşiyorduk. 'Bakalım kim daha yüksek alacak' diye konuşuyorduk. Karne tatilinde yanıma geldi. Beraberdik. Canımızın yarısı gitti. Emniyet Müdürlüğü'nün sınavı oldu gitmedi. 'Baba ben subay olacağım' dedi."
ÇOCUKLARI OLSUN DİYE ÇOK UĞRAŞTILAR
18 yaşındaki Büşra, aynı araçta teyzesi Nurhal Gürel ile birlikte hayatını kaybederken, Büşra'nın babası Tezcan, Nurhal ve Nedim Gürel'in çocukları olsun diye çok uğraştıklarını belirtirken, "İki ocağa ateş düştü. İstanbul'da bacanağım onların çocuğu olsun diye çok uğraştı her şeyi ile ilgilendi. Tüp bebek için uğraştılar. Tutmamıştı. Allah'ın takdiri daha sonra hamile olduğunu öğrendik. Çok mutlulardı. O hamilelik rahatsızlığından dolayı biraz hava alsın diye köye annesinin yanına götürüyorlar. Kızım da 'ben de sizinle geleyim anneannemi göreyim' diyor. Kızım da onlar ile gidiyor" şeklinde konuştu.
OKULDA HÜZÜN VAR
Ordu Anadolu Lisesi 12. sınıf öğrencisi olan Büşra Çağla Tezcan, 20 gün sonra üniversite sınavına girip Subay olmak istiyordu. Büşra, doğuda görev yapan askerlere sürekli mektup yazıyordu. O mektupların sonucunda karakolda görev yapan askerler karakol içinde okulun ismini bir pankarta yazıp hatıra fotoğrafı çektirip okula bile göndermişlerdi. Büşra, o fotoğrafı sınıfının duvarına da asmıştı.
Sınıf arkadaşları Büşra'yı kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken sıra arkadaşı Bahadır Tulga, "Hayali asker olmaktı. Askerliği seviyordu. Kısa boyluydu. Asker olabilmek için boyu uzasın diye sürekli süt içiyordu. Üç yıllık sıra arkadaşımdı. Beraber oturuyorduk. Kimse ile kavga etmeyen, neşeli sürekli gülen bir arkadaşımdı.
20 gün sonra sınava girecektik. Akşam gelen bir telefonla arkadaşımızı kaybettiğimizi öğreniyoruz. Yıkıldık yani. Kötü bir durum" şeklinde konuştu.
Duvarda asılı olan asker fotoğrafının Büşra'nın eseri olduğunu söyleyen Tulga, "Sınırda görev yapan asker ağabeylerimizi yalnız bırakmamak adına bir kampanya başlatmıştık. Çağla da buna katılmıştı. 2 sefer mektup göndermiştik. Asker olmak istediği için askerliği ve askerliği seviyordu. Babası da askerdi. Bu fotoğraftaki askerlerin birine oda mektup göndermişti. Onlarda hatıra amacıyla tanklara pankart açarak toplu bir fotoğraf göndermişlerdi. Bu fotoğraf çağlanın eseriydi. Kendi gibi gördüğü askerlerin bize bir teşekkürüydü" ifadelerini kullandı.
GÖZ DOLDURAN O MESAJ
Büşra'nın sınıf arkadaşı Gamze Nur Yalçın Kaya ise Büşra ile olan fotoğraflarını sosyal paylaşım sitesinde paylaştı oradaki sözler ise, yürekleri dağladı. Gamze Nur Yalçınkaya, Büşra'ya şunları söyledi: "Ben şimdi kiminle oynayacağım. O püsküllüyü, Ankara'nın Bağları'nı, kiminle çekeceğim o gamgam kliplerini, nasıl oynarım o şarkılarda. Sen olmadan o sınıfa nasıl girerim. Derslerde arkama dönüp sıkıldım diye kime diyeceğim. Hani birlikte gidecektik baloya. Hepimizi prenses gibi olacaktık. Sen bir peri kızı gittin ama bizi gözü yaşlı bıraktın. Hayallerimizi yarım bıraktın. O neşeli hayat dolu halin çıkmıyor aklımdan. İnanmıyorum gittiğine aklım almıyor. Bizim çağlamız olamaz diyorum. Şaka yaptım diye gülerek çıkacaksın diye o kadar bekledik ki bugün. Hiç kimse yokluğunu kabullenmek istemiyor. Böylemi bitecekti Çağlam, böylemi ayrılacaktık. Allah mekanını cennet eylesin güzel yüzlü arkadaşım benim. Sensizlik çok zor nasıl dayanacağız bilmiyorum. O sıcak gülüşün güler yüzün hep bizimle olacak seni hiç unutmayacağız." - ORDU