Haberler
Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Suriye'deki operasyon sonrası Fransızların 102 yıl önce hazırladığı harita yeniden gündem oldu

102 yıl sonra ortaya çıkan harita Orta Doğu'yu karıştıracak

Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu: 14 şüpheli daha gözaltına alındı

Türkiye'nin kilitlendiği soruşturmada yeni gözaltılar var

Sıkıyönetim ilanı Güney Kore'yi karıştırdı! Başkan Yoon'un yardımcıları istifa etti, sokaklar yangın yeri

Üst düzey isimlerin hepsi istifa etti, atılan sloganlar sokakları inletti

Hatay'dan İki Tabur Askerin Ankara'ya Götürülme Girişimi Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Hatay'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, Astsubay Başçavuş Ömer Halisdemir tarafından vurularak öldürülen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin emri doğrultusunda, 2 tabur Özel Kuvvetler Komutanlığı personelini darbe girişiminde kullanmak...

Hatay'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, Astsubay Başçavuş Ömer Halisdemir tarafından vurularak öldürülen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin emri doğrultusunda, 2 tabur Özel Kuvvetler Komutanlığı personelini darbe girişiminde kullanmak amacıyla Ankara'ya götürmek istediği gerekçesiyle tutuklanan ve Hava Kuvvetleri Komutanlığından atılan 6 askerin yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü.

Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanıklar Pilot Yüzbaşı Ferdi Pelen, Üsteğmen Onur Baykal, Pilot Teğmen Yasin Uzun, Astsubay Kıdemli Başçavuş Yaşar Sönmez, Astsubay Kıdemli Üstçavuş Volkan Akoğlu ve Astsubay Kıdemli Çavuş Erol Balçın bulundukları İskenderun T Tipi Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Tutuklu sanıkların avukatının da hazır bulunduğu duruşmada, "Cebir ve şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti anayasasının ön gördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla yargılanan sanıkların yargılandığı salonda 7 tanık hazır bulundu.

Tanıklardan, o dönemde, İskenderun Ahmet Tor Kışlası'nda, Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli E.C. darbe girişimi gecesi saat 21.23'te ailesiyle dışarıda dolaşırken darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin emir subayı tarafından arandığını ve Terzi'nin kendisiyle görüşmek istediğini ilettiğini söyledi.

Bunun üzerine ordu evine geçip resepsiyondan Terzi'ye ulaştığını aktaran tanık E.C, şöyle devam etti:

"Terzi, bana uçak geleceğini ve 32. ile 34. Taburu Ankara'ya intikal ettirmemi emretti. Kendisi benim ikinci amirim, Zekai Aksakallı komutanımız da birinci amirimdi. Kendisine Zekai Aksakallı komutanımızın haberi olup olmadığını, ondan bir emrin gelip gelmeyeceğini sordum, bana geleceğini söyledi. Ardından ne görevi olduğunu sordum bu defa Semih Terzi, 'Uzatma, gelince öğrenirsin' dedi. Polemiğe girmek istemedim, kapattım telefonu. Ardından kışlaya geçtim, hazırlık yapmak için. Aklıma DEAŞ operasyonu gibi bir durum olacağı ihtimali geldi. Sonra televizyondan olup bitenleri gördüm işkillenmeye başladım. DEAŞ saldırısı mı diye düşünmeye başladım, hemen Zekai Aksakallı komutanımı aradım, ulaşamadım. ve kafamda şekillendirmeye başladım, personelimi toplayıp 'Devletimizin, milletimizin yanındayız, kimse bir yere gitmiyor' dedim."

Tanık E.C, bunun üzerine Kayseri'den gelen kargo uçağına personel göndermediğini, darbe girişimininde yer almadığını savundu.

Personel nakliyle ilgili sözlü emrin geldiğini yazılı emrin söz konusu olmadığının altını çizen E.C, ellerine uçuş esnasında uçakta yer alacak personel listesinin olduğu manifestonun gelmediğini de aktardı.

"Pilotla iletişime geçip geri dönmesi konusunda uyardım"

Tanıklardan İncirlik'te görevli kontrolör B.Ç. de darbe girişimi günü "plansız uçuş" gerçekleştirdiği iddia edilen C130 askeri kargo uçağının hava sahasına girdiğini ancak kimsenin konuyla ilgili kendisiyle temasa geçmediğini belirtti.

Ardından kendisinin Diyarbakır ile temas kurarak durumu bildirdiğini oradan uçağın Kayseri'ye geri dönmesi talimatı vermesi gerektiği konusunda uyarıldığını paylaşan B.Ç, "Ben pilotla iletişime geçip geri dönmesi konusunda uyardım, ancak uçak dediğimi yapmadı ve Hatay'a devam etti. Benden alçalma izni istedi vermedim, 3. çağrıdan sonra izin vermeme rağmen alçalmaya geçti, Hatay'a iyice yaklaşmıştı, ben de Hatay Havalimanındaki kule ile irtibata geçtim. Pilota iniş için izin vermememe ve Kayseri'ye geri dönmesini söylememe rağmen inişe geçti." diye konuştu.

Tanıklardan Hatay Havalimanı kulesinde, hava trafik kontrolünü gerçekleştiren tanık Ö.K. ise İncirlik'ten kendisine askeri uçağın iniş yapacağı bilgisi geldiğini ve iniş talimatları vererek indirdiği uçağın aprona çekildiğini kaydetti.

Uçak motorlarının kapatılmadığı yönünde bilgi gelince pilotla iletişime geçip neden kapatmadığını sorduğunu ifade eden Ö.K., "Bana personel alacaklarını söylediler. Bende uçağın planı yoktu, pilot bana 'Meydanda olağanüstü bir şey var mı?' diye sordu, ben de olmadığını söyledim." dedi.

Ö.K, kalkış planını görmediğini bunu pilota ilettikten sonra da planın yolcular geldikten sonra çekileceğini kendisine iletildiğini paylaştı.

- Askerlerin mukavemette bulundukları iddiası

Tanıklardan Hatay Havalimanında görevli polis memuru F. G, iddianamede yer alan "iniş sonrası gelen özel harekat polislerine kimliklerini göstermeyip mukavemette bulundukları" iddiasına ilişkin, il emniyet müdüründen askerlerden açık kimlik tespiti yapması için emir aldığını ve görevini yerine getirmek için uçağa yaklaştığını söyledi.

Durumu askerlere ilettiğini ve "Durumu görüşüp karar verelim" cevabı aldığını belirten tanık, şöyle devam etti:

"2-3 dakika sonra tekrar yanlarına gittim, O sırada kimi kimliğini göstermek istedi, kimi de istemedi. 'Böyle olmaz' deyip kimlik numaralarını istedim, onu da yapamadık. Telefon çaldı, sayın valimiz bilgi istedi, durumu aktardım. Bana uçağın anahtarını alıp özel kalem müdürüne vermemi emretti. O sırada uçağın etrafını güvenlik güçleri sardı, valimize müdürümüzün kimlik tespiti talimatını ilettim bana 'Sadece benim dediklerimi yapacaksın' diye karşılık verdi. Gittim anahtarları getirdim, uçağın kapısını açtılar, askerler indi daha sonra. Kesinlikle direnme falan olmadı."

"Çok fazla bilgi kirliliği vardı"

Kayseri'den uçuş emrini veren ve bir başka soruşturmadan tutuklu bulunan tanık E.B. ise Sincan 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinden SEGBİS ile bağlanarak olay gecesi yaşananlar hakkında bilgi verdi.

Kendisine gelen emir doğrultusunda personel nakli için görevlendirme yaptığını anlatan E.B, şöyle devam etti:

"Evdeydim telefon geldi, personel nakli için uçağı hazırlamamı söylediler. Hazırlık için üsse geçtim, o vakitlerde darbeye ilişkin hiçbir bilgimiz yoktu. Terörle mücadele kapsamında personel nakli yapılacağını sandım. Ama çok fazla bilgi kirliliği vardı, biri 'Kalk' diyor biri 'Kalkma' diyor. Biz askerdik, sözlü emir dahi gelse reaksiyon göstermek zorundayız. "

Delillerin toplanıp incelenmesi için sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek duruşma 14 Mart'a ertelendi.

Kaynak: AA / Güncel
title