Hastanede İhmal Öldürdü İddiası
İzmir'de, solunum güçlüğü çektiği belirtilen Kemal Yazıcı'nın, tomografi çekimi sırasında, nefessiz kalarak öldüğünü öne süren yakınları, şikayetçi oldu.
İzmir'de, akciğerine yayılan kanser nedeniyle solunum güçlüğü çektiği belirtilen 63 yaşındaki Kemal Yazıcı'nın, tomografi çekimi sırasında, nefessiz kalarak öldüğünü öne süren yakınları, şikayetçi oldu. Yazıcı'nın eşi Fatma Yazıcı, "Önce solunum cihazı çıkartıldı. Ardından cihaza girince nefesini tutması istendi. İtirazımızı da kimse dinlemedi. Tomografi cihazından çıktığında nefes almadığını gördük. Şikayetçiyiz" dedi.
Emekli işçi Kemal Yazıcı, yaklaşık 2 yıl önce, böbrek üstü bezi kanserine yakalandı. İlerleyen kanser, Yazıcı'nın akciğerlerine de yayıldı. 10 gündür solunum cihazı yardımıyla rahat nefes alan Kemal Yazıcı dün kendini iyi hissetmeyince, eşi 55 yaşındaki Fatma Yazıcı ile Torbalı Devlet Hastanesi'ne gitti. Burada yapılan kontrolün ardından Kemal Yazıcı, Ege Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi.
Yakınları tarafından getirildiği hastanede bir dizi kontrolden geçirilen Kemal Yazıcı'nın batın tomografisinin çekilmesi istendi. Nefes darlığı çeken Yazıcı iddiaya göre yakınlarının itirazına rağmen cihaza sokuldu. Cihazdan çıkarıldığını soluksuz kaldığını ileri süren yakınları, Kemal Yazıcı'nın ölümü üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundu.
"KANSER DEĞİL HASTANE ÖLDÜRDÜ"
Eşini kanserin değil hastanedeki ihmalin öldürdüğünü öne süren 1 çocuk annesi Fatma Yazıcı, şu iddialarda bulundu:
"Torbalı'dan buraya burnunda oksijen cihazı vardı. Acile girdik ve müdahale edildi. Kanserden dolayı akciğeri de etkilenmişti. Nefes darlığı vardı. Acilde tetkiklerden sonra beni çağırdılar. Batın tomografisi istediler. Ben de buna karşılık üç ay önce özel bir hastanede çektirdiğim tomogrofiyi doktora gösterdim. 'Nefes darlığı çeken bir hastanın tomografisi çekilemez' dedim. 'Üç ay önce çekilene bakın' dedim. Beni dışarı çıkardılar, 'Batın tomogrofisi çekilecek, biz sizi tekrar çağıracağız' dedi. Eşimi sedyeye koymuşlar. Eşimi aldık, kızım ve yeğenimle birlikte tomogrofi çektirmeye gittik. Eşim solunum yetmezliği çekiyor ama burnunda oksijeni yoktu. 'Lütfen beyefendi oksijen cihazını takın' dedim. Beni dinlemedi, umursamadı. Yeğenimle birlikte tomografinin sedyesine aldılar. Eşim 'Belim ağrıyor' dedi, yeğenimden kendisini kaldırmasını istedi. 'Nefes alamıyorum' dedi. Ben tekrar yineledim. 'Oksijen alamıyor hortumunu takın' dedimse de oradaki görevli beni dinlemedi. Bizi de dışarıya çıkardı. Ben dışarıdan 'nefesini tut 5 dakika' dendiğini duydum. Nefes darlığı çeken bir hasta nasıl nefesini tutar, 5 dakika."
Geçen sürenin ardından hastalarını almaları için çağrıldıklarını belirten Fatma Yazıcı, hastanenin tutumunu eleştirirken de şöyle dedi:
"Ben eşime baktığımda nefesinin durduğunu fark ettim. Kızım o zaman bağırmaya başladı, 'Babacığım geri dön' diye. Ben de 'Burada bir acil müdahale ekibi yok mu kalp masajı yapacak kimse yok mu' diyerek bağırdım. Bu birim nasıl bir birim diyerek yıktım ortalığı. Bizi dışarıya çıkardılar. Kapıda gelirken bir doktor kapıyı açtı. 'Hanımefendi niye bağırıyorsunuz, zaten eşiniz ölecekmiş' dedi. 25 aydır uğraşıyorum 10 dakika nefes alması benim için önemlidir dedim, doktorun üzerine yürüdüm. 1 saat geçtikten sonra bizi çağırıp, eşimin öldüğünü söylediler. Hukuk mücadelesini sürdüreceğim." - İzmir