Hasan Karal: "Kendi Hukuk Sistemiyle Kavgalı Olan Bir Ülke, Ne Kadar Yol Alabilir?
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Karal, “Türkiye, uluslararası sözleşmelere bağlılığını bildirmiş ve bunu daha önceki yıllarda anayasasına koymuş bir ülke olmasına rağmen bunu göz ardı etti. Bu politikalar dolayısıyla Türkiye’nin dünya çapında itibarı zedelendi. Kendi hukuk sistemiyle kavgalı olan bir ülke, ne kadar yol alabilir? 104 bin kişinin diplomasının yok sayılması, itibarsızlaştırılması, bu şekilde zulme maruz bırakılması kabul edilebilir bir şey değil. Bu nedenle sonuna kadar mücadelenizde yanınızdayız” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Karal, " Türkiye, uluslararası sözleşmelere bağlılığını bildirmiş ve bunu daha önceki yıllarda anayasasına koymuş bir ülke olmasına rağmen bunu göz ardı etti. Bu politikalar dolayısıyla Türkiye'nin dünya çapında itibarı zedelendi. Kendi hukuk sistemiyle kavgalı olan bir ülke, ne kadar yol alabilir? 104 bin kişinin diplomasının yok sayılması, itibarsızlaştırılması, bu şekilde zulme maruz bırakılması kabul edilebilir bir şey değil. Bu nedenle sonuna kadar mücadelenizde yanınızdayız" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, parti genel merkezinde Diploma Denklik Mağdurları Derneği Başkanı Ahmet Özdemir ve 60 dernek üyesiyle bir araya geldi.
Dernek Başkanı Özdemir, görüşmede derneğin faaliyetleri hakkında Milletvekili Karal'a bilgi verdi. Karal, görüşmenin ardından şu değerlendirmeyi yaptı:
"ÜNİVERSİTE EVRENSEL BİR KAVRAMDIR. DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN, ÜNİVERSİTE MEZUNU, ÜNİVERSİTE MEZUNUDUR"
"Kendim de yurt dışında üniversite bitirdim ve birçok haksızlığa şahit oldum. Bu konunun çözümü için yıllarca mücadele ettik. Siz Türkiye'de hak, hukuk, adalet, kalkınma anlayışıyla yola çıkan bir siyasi partinin evrildiği bu noktada, yola çıkış gayelerini unutmasından dolayı ortaya çıkan mağduriyetin kurbanlarısınız. Bütün bu mağduriyetleri, haksızlıkları, hukuksuzlukları bertaraf edebilmek için kurulan AK Parti'nin geldiği nokta, maalesef bu. Bu, bir defa ne kadar ilkel bir anlayış. Yani üniversite evrensel bir kavramdır. Dünyanın neresinde olursa olsun, üniversite mezunu, üniversite mezunudur. Devletin kendisinin tanıdığı, hak verdiği, onayladığı, kendi evladını, vatandaşını, kendi öğrencisini yabancı gibi görüp onu dışlaması tamamen bir hukuksuzluk örneğidir.
"KENDİ HUKUK SİSTEMİYLE KAVGALI OLAN BİR ÜLKE, NE KADAR YOL ALABİLİR? 104 BİN KİŞİNİN DİPLOMASININ YOK SAYILMASI, İTİBARSIZLAŞTIRILMASI KABUL EDİLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİL"
Sizin bu konularınız inşallah çözülecektir, peşini bırakmamak lazım, mücadeleyi devam ettirmek lazım. Türkiye, uluslararası sözleşmelere bağlılığını bildirmiş ve bunu daha önceki yıllarda anayasasına koymuş bir ülke olmasına rağmen bunu göz ardı etti. Bu politikalar dolayısıyla Türkiye'nin dünya çapında itibarı zedelendi. Kendi hukuk sistemiyle kavgalı olan bir ülke, ne kadar yol alabilir? 104 bin kişinin diplomasının yok sayılması, itibarsızlaştırılması, bu şekilde zulme maruz bırakılması kabul edilebilir bir şey değil. Bu nedenle sonuna kadar mücadelenizde yanınızdayız.
AHMET ÖZDEMİR: "YÖK, ULUSLARARASI LİZBON SÖZLEŞMESİ'Nİ HİÇE SAYARAK, ÇIKARMIŞ OLDUKLARI YÖNETMELİKLERİ İLE TÜRK GENÇLERİNİ MAĞDUR ETMEKTEDİR"
Dernek Başkanı Ahmet Özdemir ise şöyle konuştu:
"2023 yılı itibarıyla, 104 bine yakın diploma denklik mağduru var. Türkiye Cumhuriyeti'nin de taraf olduğu Lizbon Sözleşmesi'ne göre, yurt dışındaki birçok ülkeye YÖK'ten alınan tanınırlık yazılarına istinaden okumaya giden öğrenciler, okullarını bitirip geri döndüklerinde çeşitli bahaneler ile 2547 sayılı yasayla kurulan ve 12 Eylül darbe ürünü olan YÖK adındaki bir kurumun keyfi ve hukuksuz kararları ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorun, yıllardır çözülemediği gibi daha da vahim bir hal almıştır. YÖK, uluslararası anlaşma olan Lizbon Sözleşmesi'ni hiçe sayarak, çıkarmış oldukları yönetmelikleri ile Türk gençlerini mağdur etmektedir. Anayasa'nın 90. maddesinde açıkça düzenlenen 'Uluslararası anlaşmalar iç hukuk kurallarıyla ve yönetmeliklerle değiştirilemez' hükmü olmasına rağmen YÖK, neredeyse her yıl yönetmelik değişikliğine giderek ve yönetmelikleri de geriye yürüterek arkada mağdurlar ordusu bırakmaktadır.
" E ĞİTİM ALDIKLARI ÜLKELERDE ÇALIŞABİLİYORKEN KENDİ ÜLKELERİNE HİZMET ETMEK İSTE YEN 100 BİNİ AŞKIN KİŞİNİN DİPLOMA DENKLİK SORUNUNUN ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYORUZ"
Yine ne hikmetse YÖK, Anayasa'nın 10. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine rağmen aynı sınıftan, aynı şartlarda mezun olan öğrencilere bile farklı farklı kararlar vermektedir. Ayrıca bazı okulların eğitim dili ve üniversitenin vermiş olduğu eğitimi, Türkçe olarak tanınmasına rağmen ilgili üniversiteden mezun olan öğrencilere Türkçe dilinde eğitim alması nedeniyle YÖK tarafından ret kararları verilmekte, buna karşı açılan davalar kazanılmasına rağmen YÖK hukuku uygulamamaktadır. Eğitim aldıkları ülkelerde çalışabiliyorken kendi ülkelerine hizmet etmek isteyen 100 bini aşkın kişinin diploma denklik sorununun çözülmesini istiyoruz. Aslında denklik sorunun çözümü çok basit: Lizbon Sözleşmesi uygulandığında, yedi bölgede kurulacak intibak komisyonlarının belirleyeceği fark dersi ve staj ile bu sorun çözülebilir. Böylece bizler de başka ülkelere hizmet etmek yerine kendi vatanımıza hizmet etme imkanı bulacağız."