Haberler

Hasan Bülent Kahraman: "Türkiye'de güncel sanatla ilgili hiçbir çalışma yok"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Küratör, kültür eleştirmeni, sanat ve siyaset kuramcısı Hasan Bülent Kahraman, Türkiye'de güncel sanatla ilgili hiçbir çalışmanın olmadığını söyledi.

Küratör, kültür eleştirmeni, sanat ve siyaset kuramcısı Hasan Bülent Kahraman, Türkiye'de güncel sanatla ilgili hiçbir çalışmanın olmadığını söyledi.

Kahraman, Açık Diyalog İstanbul ve Akbank Sanat iş birliğiyle "Çağdaş Sanat ve Küratörlük" programı kapsamında düzenlenen "Popüler Kültür ve Güncel Sanat" seminerinde konuştu.

Akbank Sanat'ta gerçekleşen seminerde, güncel sanatla popüler kültür arasındaki doğrudan ilişkiyi irdeleyen bir çalışmanın Türkiye'de olmadığını aktaran Kahraman, "Parça parça bazı çalışmalar var. Benim Akbank Sanat tarafından yayımlanan 'Türkiye'de Çağdaş Sanat 1980-2000' kitabında bu konu bir şekilde ele alınır ama analitik, monografik hatta ansiklopedik çalışma söz konusu değil. Aslında güncel sanatla ilgili hiçbir çalışma söz konusu değil. Hiçbir sanatçının arşivi ve birikimini derleyen bir kaynak olmadığını, buraya hazırlanırken bir kere daha gördüm. Bu sefaleti ve felaketi bildiğim için benim bazı kişisel girişimlerim olmuştur ama onlar da tamamlanamamıştır." diye konuştu.

"Güncel sanatın ne olduğu Türkiye'de tartışılan bir husus"

Kahraman, Türkiye'de popüler kültür ve güncel sanatla ilgili monografik çalışmaların yapılması gerektiğine işaret ederek, "Katiyen yazılmamış bir tarihten, derlenmemiş bir birikimden, olmayan birtakım sanatsal veya kültürel eğilimlerden bahsediyoruz. Bunlar çeşitli kişilerin çeşitli dönemlerde aklına gelenleri yazmasından ileriye henüz gitmemiştir. Bu bağlamda güncel sanatın ne olduğu da Türkiye'de tartışılan bir husus." değerlendirmesinde bulundu.

Popüler kültürün geniş bir kavram olduğuna dikkati çeken Kahraman, şöyle devam etti:

"Popüler kültür, içerdiği antropolojik -Avrupa tabiriyle etnografik- boyut nedeniyle son derece gelişen ve dönüşen bir hadise. Fakat bunu kitle kültürüyle karıştırmamak gerek. Kitle kültürü, özünde en geniş perspektifle, sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkmış çeşitli endüstrilerin bir parçası olarak gelişmiştir. Bu kültürel kompozisyon veya endüstri diye bakıldığında Amerika kökenlidir. Amerika, kendi tarihinin erken bir döneminde sinemayı ve onun da bir parçası olduğu eğlence kültürünü bir endüstriye çevirmiştir. Avrupa sineması dediğimiz hadise 1945-1975 arasıdır. Kendisine göre birtakım trendleri devam eder ama sonrasında yok olup gitmiştir. Sebebi, o dönemde auteur (otör) sineması denen yaklaşımın bir 'manifaktür' olarak devam etmesidir. Zaten böyle devam etmese, auteur sineması olmazdı. Amerika'nın auteur sineması yoktur. Çünkü sinema bir endüstridir. O bakımdan bu bir kapitalist örgütlenme mantığına uygun olarak oluşmuş bir endüstridir. Bu endüstri, esas olarak kitle iletişim araçlarıyla iç içedir. O bakımdan Amerika'da sanat, kültürel üretim daima ve kaçınılmaz bir biçimde kapitalist prodüksiyon mantığına oturur."

"Popüler kültür, iki büyük sütun üstüne oturur"

Hasan Bülent Kahraman, popüler kültürün kitle kültürünün üstünde ya da önünde olmadığının altını çizerek, "Bunun aslı kitle kültürüdür, popüler kültür bunun içinde bir bölümdür. Bu genellikle karıştırılan bir husustur. 'Entertainment' denen, bizim eğlence dediğimiz olgu, zaten birçok şeyi açıklar. Bunun içinde popüler kültür yoktur. Eğlence kültürü, popüler kültürü üretir. Popüler kültür, iki büyük sütun üstüne oturur. Bunlardan biri halkın kendi kökenlerinden, üretim tarzından, tarihsel birikiminden getirdiği kültürel unsurlardır, diğeri özünde büyük kitleleri yönlendirmek iddiasını taşıyan, ön görüsüne sahip olan kitle kültürü tarafından üretilmiş, içselleştirildikten sonra yeniden üretimi olan bir kültürel formdur. Buna herhangi bir yüceltici ya da eleştirel anlam yüklemek, bu perspektiften bakıyorsanız hiçbir işlev ifade etmez." ifadelerini kullandı.

Terminolojinin önemine değinen Kahraman, "Amerika'da 'high culture' ve 'low culture' diye iki kavram vardır. Amerikalılar 'low culture' dedikleri zaman bir komplekse kapılmazlar. Ama ben bunu Türkçede alçak kültür diye çevirdiğim zaman bundan sıkıntı duyuyorum ve bunu 'popüler kültür' diye çeviriyorum. 'Yüksek kültür' dediğimde bir sıkıntı yok ama alçak, düşük, ucuz, basit, sıradan kültür desem olmuyor, 'popüler kültür' diyorum." şeklinde konuştu.

"Andy Warhol eserlerini popüler kültürü geliştirmek için mi eleştirmek için mi yaptı?"

Kahraman, Andy Warhol'un eserlerini popüler kültür açısından irdeleyerek, şunları kaydetti:

"Andy Warhol, ilk sergisini açtığında deterjan kutularını, çorba kutularını sergilerken yaptığı neydi? Bu soru, Einstein'ın rölativite teorisi gibi hala tartışılan bir sorudur. Yani Warhol bunu popüler kültürü yeniden üretmek için mi yaptı, popüler kültüre eleştiri geliştirmek için mi yaptı? Popüler kültür, yeniden üretilen bir kültürdür ve kapitalizm eliyle üretilmiş olan kitle kültürünün belli yöntemlerle araçsallaştırılmasıdır, enstrümantalizasyonudur. Warhol da kapitalizmin ürettiği bir kültürü kendi içinde bulunduğu kültürel üretim alanının aracına dönüştürüyordu. O bakımdan aslında ne eleştireldi, ne ona katılma çabasındaydı. Sadece işin kendisine ait metodolojisi ve dinamikleriyle hareket ediyordu."

Kapitalizmin gündelik hayattaki yerine dikkati çeken Kahraman, "Eğer kitle kültüründen, kapitalizmden, onların bir sonucu olarak üretilen popüler kültürden bahsediyorsak nesneleştirme dediğimiz hadise masanın üzerinde durur. Nesneleştirme, Marks'ta da kendisini bulan 'şeyleştirme'nin temel meselesidir. Bunları kavramadan da güncel sanatı anlamak ve yerli yerine oturtmak olanaksızdır." yorumunu yaptı.

Kaynak: AA / Güncel
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2026 yılında hanelerimizin yarısını kendi doğalgazımızla karşılayacağız

2026 yılını işaret etti: Hanelerin yarısının ihtiyacını karşılayacağız

'Safları sıklaştırın' diyen Kılıçdaroğlu'na adliye önünde coşkulu karşılama

Adliye önünde istediği oldu

Kılıçdaroğlu'ndan Akşener için olay sözler: Ailemi emanet ederim diyen 'işbirlikçi' çıktı, güvenmem hataydı

Akşener için öyle bir ifade kullandı ki, salon resmen buz kesti

Ümit Özdağ: Ben öldürülürsem 3 sorumlu var

"Öldürülürsem bu suikastin sorumluları 3 tanedir"

title