Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki Darbe Faaliyetlerine İlişkin Dava
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetler ve eylemlerle Akademi Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun kaçırılarak cezaevine konulmasına ilişkin davada sanık savunmaları tamamlandı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetler ve eylemlerle Akademi Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun kaçırılarak cezaevine konulmasına ilişkin davada sanık savunmaları tamamlandı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'deki Alibey Spor Salonu'nda gerçekleştirilen duruşmada, sanık sayısının arttığı belirtildi. Birleşen dosyayla 122 olan sanık sayısının 126'ya yükseldiği, bu sanıklardan 1'i başka suçtan olmak üzere 121'inin tutuklu, 4'ününün tutuksuz, 1'inin ise firari olduğu kaydedildi.
Duruşmada ilk olarak meslekten ihraç edilen tutuklu sanık Ümit Mustafa Avcı savunma yaptı. Avcı, 15 Temmuz'dan önce Harp Akademileri Komutanlığı'nda öğrenci subay olduğunu belirterek, yargılanmasının FETÖ tarafından şahsına yapılmış açıkça bir kumpas olduğunu iddia etti.
FETÖ/PDY'nin gerçekleştirmiş olduğu darbe girişimi sırasında sivillere ateş açarak İstanbul Acıbadem Mahallesi Muhtarını şehit eden ve sonrasında öldürülen Yüzbaşı Mehmet Karabekir'den ele geçirilen bir notta Fenerbahçe Orduevi işgalinde görevlendirildiği öne sürülen sanık Avcı, Karabekir ile hiç telefon görüşmesinin tespit edilmediğini söyledi.
Sözde listeye göre, birçok işgal yerine 3-4 kişiden oluşan bir subay grubunun görevlendirildiğini savunan Avcı, "Listeye bakacak olursak, ben tek başıma nasıl koskoca orduevini kontrol altına alabilirim? Olay günü orduevine gitmedim, yakınından dahi geçmedim. Yurtta Sulh Konseyi denen yapının hazırladığı listede adımın yer aldığını gözaltına alındıktan sonra öğrendim. Ele geçen not iki ayrı kalemle yazılmış. Bunun incelenmesini istiyorum." dedi.
15 Temmuz akşamı eşini, bileğindeki bir rahatsızlıktan ötürü Baltalimanı Hastanesi'ne götürdüğünü, sonrasında 22.20'de Anadolu Yakasında bulunan kuzenini ziyaret için taksiyle yola çıktığını öne süren Avcı, şunları kaydetti:
"O gece kimse beni aramadı, ben de kimseyi aramadım. Köprüden geçerken askerleri gördüm. Bir gariplik olduğunu hissettim. Ben sosyal bir insanım, her hafta sonunu dolu dolu geçiririm. Böyle bir insana o gece dışarıda ne geziyordun denilebilir mi? Köprüyü geçtikten sonra, darbe girişimini anlamış olsam da yol kapalı olduğundan evime dönemedim. Sabah Üsküdar'dan feribotla evime dönebildim. İdari tahkikat raporunda o gece dışarı çıkmadığımı söylememin nedeni, bir arkadaşım 15 Temmuz'da arkadaşının düğünü için dışarı çıktığını söylese de gözaltına alınmıştı."
Avukat Ömer Kavili salondan çıkarıldı
Sanığın ifadesini tamamlamasının ardından sanık avukatlarından Ömer Kavili soru sorma talebinde bulundu.
Mikrofonu açıla Kavili, sanığa, "Avukatların yargılamanın olmazsa olmaz bir koşulu olduğunu biliyor musunuz? Bugün Avukatlar Günü." dedi.
Mahkeme başkanının, sorunun yersiz olduğunu belirterek, mikrofonu kapattırması üzerine Kavili ayağa kalkarak tepki gösterdi.
Başkan, Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre Kavili'nin salondan dışarı çıkarılmasına karar verdiğini belirtti.
Kavili, "Zaten ben gidiyorum, siz beni kovamazsınız." diye tepki gösterdikten sonra salonda bulunan izleyiciler Kavili'ye bağırmaya başladı. Kavili ile izleyiciler arasında yaşanan kısa süreli gerginlik, avukatın salondan çıkmasıyla sona erdi.
"Moda Deniz Kulübü'ne düğüne gitmiştik"
Davanın tutuksuz sanıklarından eski Harp Akademileri Komutanlığı Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve Akademisi Komutanı olan emekli Tuğgeneral Ali Akyürek, 15 Temmuz'da eşiyle Moda Deniz Kulübü'nde Mehmet Şanver'in kızının düğününe gittiklerini, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda rütbeli ile düğünde bulunduklarını söyledi.
Kadrosuzluktan 2016 Temmuz ayının son günlerinde YAŞ kararıyla emekli olduğunu dile getiren Akyürek, "Düğünde kokteyl bölümündeyken, komutanlardan biri Genelkurmay'ın tüm görevleri iptal ettiğini söylemesi üzerine, bir gariplik olduğunu fark ettik. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Herkes bir yerleri arıyordu. Saat 23.00 sıralarında komutanlardan birisinin postacısı geldi, komutana 'FETÖ'cüler darbe yapıyormuş, size bilgi vermem istendi' dedi. Münferit bir olay olduğunu, kısa sürede biteceğini düşündüm. Birliğimi arayarak, yoklama alınmasını ve birlikten kimsenin darbeci faaliyetlere katılmaması emrini verdim." diye konuştu.
"Bizi helikopterden atacaklarını düşündüm"
Bir süre sonra 3-4 kamuflajlı, ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan askerlerin Moda Deniz Kulübü'ne geldiğini anlatan Akyürek, şunları kaydetti:
"Askerler 'Sizin güvenliğinizi almaya geldik, zorluk çıkarmayın' dediler. Kapının girişinde beklediler. 30-40 dakika müdahale etmediler. Bir süre sonra kapıda bekleyenlerin sayısı arttı, tavırları da değişti. Abidin Ünal, kapıda bekleyenlere, 'Benim güvenliğimi almaya geldiyseniz, uzaktan alın.' dedi. İtaat etmediler. Bu arada Tümgeneral İsmail Güneykaya, kapıda bekleyenleri uzaklaştırmaya çalıştı. Ortam gerginleşti. Askerlerden biri korkutma maksatlı boşluğa ateş etti. Telefon görüşmelerini yasakladılar. Bizleri teker teker arkadan kelepçelediler. Bir süre böyle bekletildik. Ellerimiz acıyınca önden kelepçelendik. Bir süre sonra tekrar arkadan kelepçelenip yüz üstü yere yatırılıp bekletildik. Gruplar halinde odalara konulduk. Kapılarımıza otomatik silahlı askerler konuldu. Saat 3.30'a kadar bekletildik. Sonra helikoptere bindirildik. Bizi helikopterden atacaklarını düşündüm. Fenerbahçe Orduevi'ne götürüldük. Orduevine girince eşlerimizin toplu olarak orada bekletildiğini gördük. Orduevinden ayrılıncaya kadar resepsiyon çevresinde bekledim, televizyon haberlerini takip ettim. Sabaha kadar oradaydık. Sabah Ümit Dündar'ın 'Öğlene kadar oradan ayrılmasınlar, güvenli değil.' haberini aldık. Öğlen oradan ayrıldık."
"Kışla emniyeti için olduğunu düşündüm"
Duruşmada son olarak sanık Şahin Özdemir'in savunması alındı. İddianamede, Akademi Komutanı Tahir Erdemir'in derdest edilmesi faaliyetine katıldığı değerlendirilen, Adana'da başka suçtan tutuklu açığa alınmış pilot piyade kıdemli yüzbaşı Şahin Özdemir, savunmasında 15 Temmuz günü evinde televizyon izlerken haberlerde köprülerin kapatıldığını öğrendiğini savundu.
Bunun üzerine akademiden arkadaşlarını aradığını söyleyen Özdemir, "Kimsenin bir şeyden haberi yoktu. En sağlıklı bilgiyi almak için akademiye gittim. Benim gibi gelen öğrencilerle amfide toplandık. Yarı karanlık koridordan kıdemli subayı çağırdılar. Öğrenciler içindeki tek kıdemli bendim. Yüzünü göremediğim bir kişi, 2 öğrenci görevlendirerek göndermemi istedi. Öğrenci arkadaşlara 2 kişi istendiğini, görevlendirme yapılacağını söyledim. Gidebileceğini söyleyen iki öğrenciyi gönderdim. Bunun kışla emniyeti için olduğunu düşündüm. Ara sıra bu tür görevlendirmeler yapılırdı. Toplanmış televizyondan haberleri izlerken ara sıra öğretim başkanı gelip geçiyordu. Son geçişinde benden yoklama almamı istedi. Akademide olmayanları telefon açarak ve mesaj atarak bilgilendirdim. O sırada uçakların alçak uçuş yapması nedeniyle darbe girişimi olduğunu anladım. Yoklamayı aldım, gelemeyip telefonla ulaştıklarımın isimlerinin yanına mazeretlerini yazdım. Bunu da başkana verdim. Başkan benden sadece yoklama almamı istedi, öğrencileri akademiye çağırmamı istemedi. İstese çağırırdım." şeklinde konuştu.
Tüm sanıkların ifadelerin tamamlandığını, 10 ve 11 Nisan tarihlerinde tanık dinlenilmesiyle duruşmaya devam edileceğini açıklayan mahkeme başkanı, 12 Nisan'da taleplerin alınacağını, 14 Nisan'da ise ara kararın açıklanacağını duyurdu.