Harekat Doğru Zamanda Yapıldı"
SEMRA ORKAN/HALİL İBRAHİM BAŞER- İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni, "Fırat Kalkanı Operasyonu"nun çok doğru bir zamanda yapıldığını belirterek, "Türkiye kendi ulusal çıkarlarının sarsılmasını önlemeye çalışıyor.
SEMRA ORKAN/HALİL İBRAHİM BAŞER- İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni, "Fırat Kalkanı Operasyonu"nun çok doğru bir zamanda yapıldığını belirterek, "Türkiye kendi ulusal çıkarlarının sarsılmasını önlemeye çalışıyor. Biraz daha geç kalınsa daha büyük felaketler doğabilirdi diye düşünüyorum." dedi.
Prof. Dr. Köni, Türk Silahlı Kuvvetleri Müşterek Özel Görev Kuvveti ve koalisyon hava kuvvetlerinin, Suriye'nin Halep kentine bağlı Cerablus bölgesinin terör örgütü DAEŞ'ten temizlenmesi amacıyla başlatılan "Fırat Kalkanı Operasyonu"na ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, harekatın zamanlamasının önemli olduğunu söyledi.
Suriye'nin kuzeyinde Menbiç'e giren ve Cerablus'a kadar gelen Kürt yapısının tamamlanması için küçük bir aralığın kaldığına işaret eden Köni, operasyonun ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Türkiye ziyaretine denk gelmesinin de manidar olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin bu noktada bir denge hareketi yaptığını belirten Prof. Dr. Köni şöyle konuştu:
"Bakın ben, DAEŞ ile de savaşıyorum ama kendi çıkarlarımı ve bu alanı korumak zorundayım dedi. Amerika, bu hareketin aynı zamanda PKK ve YPG'ye karşı olduğunu da anladı. Türkiye, Rusya ile yakınlaştıktan sonra İran'la da yakınlaştı. Bu nedenle operasyona karşı çıkacak ülkede de yok. Eskiden bir ABD-Rusya işbirliği vardı ve uçakları kaldıramıyorduk. O durum da ortadan kalktı."
Bu arada Barzani'ye de Musul'a yapılacak bir operasyona karşı geri çekilmesi gerektiğinin izah edildiğini ifade eden Köni, "Dünyaya da 'Biz teröristlere karşı savaşıyoruz ama Kürt hareketine karşı değiliz.' mesajı verildi. Böyle iç içe geçmiş denge hareketleriyle Türkiye uluslararası alandaki çıkarını koruyor." diye konuştu.
YPG'nin ancak ABD desteklerse bir tehdit oluşturabileceğine işaret eden Köni, bunun dışında YPG'nin bir gücü olduğunu tahmin etmediğini söyledi.
"Biden'ın gelmesine denk getirilerek zamanında yapılmıştır"
Joe Biden Türkiye'deyken ABD'nin harekat konusunda ikna edilebilmesinin büyük önem taşıdığını aktaran Prof. Dr. Köni, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biden, Türkiye'den sonra İsveç'e gidecek.Yani Baltık ülkelerinde NATO'nun Rusya'ya karşı güç kazanmasını istiyor. İşte bu sebeple Türkiye'ye yoğun ihtiyaçları var. Şimdilik harekat daha fazla büyümeden, Türkiye'nin bu davranışını hazmedeceklerini düşünüyorum. O nedenle harekat, Biden'ın gelmesine denk getirilerek zamanında yapılmıştır. Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda bir gelişme beklenmelidir."
Köni, harekatın, YPG'nin daha fazla ilerleyemeyeceğini anlayana kadar devam edeceğine inandığını da dile getirerek, operasyonun en fazla 5-10 gün süreceğini tahmin ettiğini belirtti.
YPG'nin direnmesinin ancak ABD ve İsrail'in desteğiyle mümkün olabileceğini vurgulayan Köni, diğer yandan ABD'nin hem FETÖ lideri Gülen'i vermeyip hem de YPG'yi desteklemesinin kabul edilebilir olmadığını ifade etti.
Türkiye'nin son dönemdeki dış politikasını da değerlendiren Prof. Dr. Köni, şunları anlattı:
"Türkiye, içinde bulunduğu koalisyonun sürekli yanlış yaptığını gördü. Türkiye'nin ilişkileri Mısır, Suriye, İran, Irak ve Rusya anlamında bir kaosa döndü. Şimdi Türkiye, tekrar eski denge politikalarını uyguluyor. Yani Rusya ve İran'ı yanına alıp, ABD ile dostluk ilişkilerini geliştiriliyor. Türkiye'nin klasik denge politikası yani. Bir taraf düşmansa, öbür taraf kendi yanına alınır. Şimdi Türkiye kendi ulusal çıkarlarının sarsılmasını önlemeye çalışıyor. O nedenle bu harekat doğru zamanda yapılmıştır. Biraz daha geç kalınsa daha büyük felaketler doğabilirdi diye düşünüyorum."
"Türkiye bir süredir istiklal mücadelesi veriyor"
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ise Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından gerçekleştirilen "Fırat Kalkanı Operasyonu"nun beklenen bir hamle olduğunu söyledi.
Hacısalihoğlu, Türkiye'nin güvenliğinin, ulusal sınırlarla tanımlanamayacak kadar geniş olduğunu belirterek, "Bir süredir Türkiye'ye saldıran odaklar, ülkemizi parçalanma sürecine sokmak istiyordu. Türkiye'nin parçalanması da Suriye'den başlar. Bunu gördüğümüz için kararlılıkla tavrımızı ortaya koyduk. Operasyon bunun bir göstergesi. Bu hamle, bize karşı oynanan oyunlara karşı verilen çok önemli bir hamle." dedi.
Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasına da değinen Prof. Dr. Hacısalihoğlu, şöyle devam etti:
"İki ülkenin ajandasındaki en önemli madde terör. DAEŞ ve PYD'ye karşı ortak çıkar, her iki ülke açısından da Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Bu, iki ülke için de hayati önemde. Burada aynı zamanda bir enerji savaşı, mücadelesi de veriliyor. Türkiye ve Rusya, DAEŞ ve PYD'ye karşı mücadele başlattıklarında Amerika, 'Yapmayın. Ben DAEŞ'e karşı PYD ile mücadele edeceğim' mi diyecekti? Bunun hak, hukuk, adalet ölçüsü olamaz."
Bu sürecin, Türkiye'nin inisiyatifiyle başladığını vurgulayan Hacısalihoğlu, "Türkiye bir NATO üyesidir ancak NATO'nun güvenlik üretim misyonu, söz konusu Türkiye olunca her zaman sınıfta kalmıştır. 5. madde nedense hatırlanmamıştır hiçbir zaman. PKK konusunda da NATO her zaman sınıfta kalmıştır. Şimdi de Türkiye haktan, adaletten aldığı güçle, Suriye'deki mazlum halkların birbiriyle kırdırılıp, bölgenin dizayn edilmesine yönelik bu oyuna karşı bu hamleyi yaptı. Türkiye, küresel baronların bu oyununa, teröre karşı gerçek, samimi mücadele nasıl yapılır, bunu göstermiş oldu." dedi.
"Türkiye bu örgütü tarihten siler"
Prof. Dr. Hacısalihoğlu, Türkiye'nin bir süredir istiklal mücadelesi verdiğine ve buna karşı yeni bir adım attığına dikkati çekti.
Herkesin bu mücadelede Türkiye'nin yanında olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Hacısalihoğlu, şunları söyledi:
"Suriye'nin kuzeyinde bir oldu bittiyle açılmak istenen koridor, kimseye fayda sağlamaz. Bu proje, bölgedeki tüm halkları birbirine düşman edecek, kırdıracak bir adımdır. Türkiye buna karşı duruyor. Bu hamle, mazlumları korumak için atılmıştır. Türkiye'nin bu hamlesi, Suriye'de devam eden kirli, karanlık bir senaryonun çöktüğünün kanıtıdır. Amerikalı yetkililer, 'DAEŞ'le mücadele 30 yıl sürer' diyordu. Neden? Bunların silah, insan hareketliliğini kesin. Silahları almasını durdurun. Türkiye bu örgütü tarihten siler. Onlara silah, para her şeyi sunacaksınız. Sonra onlara karşı mücadele ettiğinizi söyleyeceksiniz. Bu büyük bir tezgahtır. Türkiye bunu tüm dünyaya gösteriyor."