Hanefi Bostan, "Memurların İş Güvencesinden Rahatsız Olunmaktadır"
Memurların yıllardır yetersiz kaynakla, düşük ücretle ve elverişsiz şartlarda olduğunu öne süren Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, yıllardan beri yetersiz kaynakla, elverişsiz şartlarda, düşük ücretle hizmet üreten memurlarımız, art niyetli saldırıların hedefi olmakta, asılsız iftiralara maruz kalmaktadır.
Memurların yıllardır yetersiz kaynakla, düşük ücretle ve elverişsiz şartlarda olduğunu öne süren Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, yıllardan beri yetersiz kaynakla, elverişsiz şartlarda, düşük ücretle hizmet üreten memurlarımız, art niyetli saldırıların hedefi olmakta, asılsız iftiralara maruz kalmaktadır. Memurluk mesleğine karşı yapılan bu saldırıların altında bir tek hedef yatmaktadır: Memurların bugüne kadarki en büyük kazanımı olan iş güvencelerinin ellerinden alınması" dedi.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, memurların haklarını geriletecek, iş güvencesini ortadan kaldıracak birçok kanun tasarısının gündemi meşgul ettiği bir dönem yaşandığını söyleyerek, " Memurların haklarını geriletecek, iş güvencesini ortadan kaldıracak birçok kanun tasarısının gündemi meşgul ettiği bir dönemi yaşıyoruz. Bir çalışan için kazanılmış en büyük hak, iş güvencesidir. İktidar, geldiği günden beri memurluk güvencesini ortadan kaldırarak güvensiz ve güvencesiz bir çalışma hayatı oluşturmak için altyapı hazırlamakta, türlü söylemlerle kazanılmış haklarını yok edecek uygulamalarla, memurlarımızı adeta bir ateş çemberinin içine atmak istemektedir. İktidar, memurların iş güvencesinden neden rahatsız olmaktadır? "şeklinde konuştu.
Devlet memurlarının, son on iki yılda bir kısım uygulamalarla kısıtlansa da doğruları yapma cesaretine sahip tek büyük kitledir diye Bostan, "Siyasetçinin, gücü ne olursa olsun, devlet memurları üzerindeki etkisi sınırlıdır. Çünkü idarenin her türlü uygulaması yargı denetimine açıktır. İç hukuk yollarının tükenmesi halinde uluslararası mahkemelere gitme yolu da açıktır. Ayrıca, sendikaların olayları yakın takibi, üyeleri adına müdahil olabilmesi de pek çok hukuksuz uygulamayı engellemektedir" ifadelerini kullandı.
Kamu kesimi çalışanların büyük bir kısmının farklı sendikalara üye olduğunu kaydeden Bostan, "Bütün bunlar, iktidarın memurlar üzerinde isteği sonucu almasının önünde en büyük engellerdendir. Oluşturduğu yandaş, teslim olmuş sendikalara rağmen kamu çalışanlarının hala büyük kesimi diğer sendikaların üyesidir. İktidar oluşturmaya çalıştığı parti devletini bir türlü oluşturulamamıştır. İşte, bu sebeplerle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuranlar, siyasi iktidarların baskılarından uzak, devletin ve milletin haklarını koruyabilmeleri amacıyla devlet memurlarına, diğer çalışanlardan farklı olarak iş güvencesi hakkı vermiştir. İş güvencesi, devlet memurlarının geleceğinden çok, ülke ve milletin menfaatlerinin ve geleceğinin gereğidir" dedi.
4/C'li esnek istihdam uygulamasıyla memurluk güvencesinin yok etmeye çalışıldığını öne süren Bostan, "Bütün bu gerçekler ortadayken önce sözleşmeli ve 4/C'li esnek istihdam uygulamasıyla memurluk güvencesini yok etmeye çalıştılar. Ardından taşeronlaşma yoluyla memurların görevlerini taşeron işçilerine devrettiler. Rotasyon uygulamasını, memurları oradan oraya sürmek ve baskı altında tutabilmek için bir araç olarak kullandılar. Ülkeyi parti devletine dönüştürmekte kararlı olan iktidar, memurların görevden alınmalarında yargı kararıyla geri dönme haklarını gasp etmek istediyse de Türkiye Kamu-Sen'in yoğun eylem ve girişimleri ile Anayasa Mahkemesinin çıkarılan ilgili kanun maddesini iptal etmesi neticesinde bunda başarılı olamadı" diye konuştu.
Bostan, "Ancak iktidarın memurların iş güvencesini ortadan kaldırmaya yönelik hazırladığı politikalar bitmek tükenmek bilmiyor. Nitekim en son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TÜMSİAD Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma bunun en önemli göstergesidir. Cumhurbaşkanı yaptığı konuşmada, 'Yeni anayasa ile birlikte memur işçi ayrımını da ortadan kaldırmak lazım. Aynen gelişmiş ülkelerdeki gibi çalışanlar sistemini getirmek suretiyle bu işi ilerletmek lazım'. Cumhurbaşkanını birileri ciddi şekilde yanıltmaktadır. Nitekim Devlet Personel Başkanlığı'nın verilerinde göre; gelişmiş ülkelerde söylenenin aksine hemen hepsinde statü hukukuna bağlı olarak çalışan bir memur kesimi bulunmaktadır. Yine dünyanın gelişmiş olarak kabul edilen hiçbir ülkesinde memur ile işçi aynı statüde çalışmamaktadır"dedi.
İşsizlikten dolayı hala evlenemeyen gençlerin olduğunu söyleyen Bostan, "İşsizliği ortadan kaldırmaya yönelik bir politika geliştirmeyen, taşeronlaşmayı kaldıracağını söyleyip aksine daha da pekiştiren, 4/C'lileri kadroya almayıp yüzüstü bırakan iktidar, güvencesiz istihdamla nereye varmayı hedeflemektedir? 30-35 yaşına gelmesine rağmen işsizlikten dolayı hala evlenemeyen gençlerimizin varlığından anlaşılan iktidar haberdar değildir.Taşeronlaşma, ülkemizi felaketten felakete sürüklenmesine neden olan bir sistem olduğu bunca olumsuzluğa rağmen hala anlaşılamadı mı? Özelleştirmenin milletimizi soymaktan başka bir sistem olmadığı son fahiş Elektrik Faturaları göstermedi mi? ifadelerini kullandı.
Türkiye Kamu-Sen olarak, memurun iş güvencesini ortadan kaldırmayı öngören her girişime karşı meşru her türlü tepkiyi ortaya koyacaklarını belirten Bostan, "Kimsenin şüphesi olmasın. Ancak memurlarımızın da sahip oldukları hakların gasp edilmemesi için son derece uyanık olmaları, hak ve çıkarlarını gerçek anlamda koruyan sendikalara daha fazla destek vermeleri gerekmektedir" dedi. - İSTANBUL