Haberler
Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Bebeğin vücudunda dikkat çeken izler var! Yataktan düştüğü iddia edilen 3 yaşındaki Elif bebeğin annesi tutuklandı

Yataktan düştüğü iddia edilen 3 yaşındaki bebeğin annesi tutuklandı

5 yaşındaki kız çocuğunun ölümünde sır perdesi 6 yıl sonra aralandı

5 yaşındaki kız çocuğunun ölümünde sır perdesi 6 yıl sonra aralandı

Hamas'ın "Yönetim ve Direniş Açmazı"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Filistinli analistler, Hamas'ın 2006 yılında Filistin'de ilk kez katıldığı milletvekili seçimlerini kazanmasının ardından 12 yıllık yönetimi sırasında direniş için uygun bir zemin oluşturduğunu ancak yönetimin gerektirdikleriyle, direniş üzerine kurulu stratejisini eş zamanlı yürütmede...

NUR EBU IYŞE - Filistinli analistler, Hamas'ın 2006 yılında Filistin'de ilk kez katıldığı milletvekili seçimlerini kazanmasının ardından 12 yıllık yönetimi sırasında direniş için uygun bir zemin oluşturduğunu ancak yönetimin gerektirdikleriyle, direniş üzerine kurulu stratejisini eş zamanlı yürütmede başarısız olduğunu belirtiyor.

Hamas'ın Filistin'de ilk kez milletvekili seçimlerine katılması ve sandıktan başarıyla çıkmasının üzerinden 12 yıl geçti. Hamas yönetimi sırasında askeri güç olarak gelişme yaşandığı, direnişe de meşruiyet kazandırıldığı ancak farklı birçok faktör nedeniyle bazı hatalar yapıldığı ifade ediliyor.

Filistinli araştırmacı yazar Husam ed-Deceni, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hamas'ın yönetimde bulunmasının olumlu ve olumsuz yönlerinin bulunduğunu söyleyerek, "Hamas yönetim tecrübesi, insanların talepleri karşısındaki muamelesi ve devletin maslahatı konusundaki teorik bilgisini pratiğe dönüştürdü. Bu da hareketin siyasi düşüncesini zenginleştirdi ve direnişe yasal ve meşru bir vasıf kazandırdı. Hamas'ın yönetimde bulunmasının müspet yönlerinden biri budur." değerlendirmesinde bulundu.

Hamas'ın mecliste çoğunluğu sağlamasının ardından "direnişin varlığının meşrulaştırılmasını" destekleyen, uluslararası kanunlara uygun bir yasayı onayladığını hatırlatan Deceni, "Hamas'ın 12 yıl yönetimde yer alması, direniş için güvenlik, siyasi ve ekonomik bir zemin oluşmasına katkı sağladı." diye konuştu.

12 yıllık yönetim süreci

Deceni, Hamas'ın seçimleri kazanması ve Gazze'deki yönetime gelmesinin ardından, askeri güç ve tünel inşası konusunda gelişme kaydettiğini ancak örgütsel ve mali açıdan ise yıprandığını ifade etti.

Bununla ilgili Deceni, şunları söyledi:

"Filistin halkının talepleri ve beklentilerinin de yüksek olması Hamas'a zarar verdi. Bu nedenle Hamas, son dönemde, bazı konularda zayıfladı ve harekette kısmi yönetim bozuklukları görüldü. Uluslararası dörtlünün uyguladığı abluka nedeniyle Hamas bazı talepleri yerine getiremedi ve bu durum kitleler arasındaki popülaritesine bir şekilde zarar verdi. Tüm siyasi rejimlerde; yüksek beklentiler ve az imkanlar nedeniyle iktidardakilerin, kitleler arasındaki popülaritesinin giderek düştüğü bilinmektedir."

"Yönetim ve direnişin bütünleşememesi"

Deceni, Hamas yönetiminde "yönetim ile direniş bütünleşmesi" sorununun ortaya çıktığını ifade ederek, bunun da uluslararası, İsrail ve zaman zaman Filistin yönetiminin Hamas'a yönelik baskılarında açıkça görüldüğünü vurguladı.

12 yıldan bu yana devam eden bu baskıların Hamas'ın yönetimdeki rolünü olumsuz etkilediğini kaydeden Deceni, "Örnek vermek gerekirse; bu uluslararası ve bölgesel baskılar nedeniyle Hamas göreve geldikten sonra atadığı memurların maaşlarını tam olarak ödeyemedi."

Hamas'ın yalnızlaştırılması

Deceni, Hamas'ın Gazze'yi tek başına yönettiği iddialarına ilişkin ise her grubun kendine uygun görüşü benimseme hakkına sahip olduğunu ve bunun Hamas'ın 10. hükümeti kurduğunda yönetimi tek başına devraldığı anlamına gelmediğini vurguladı.

Hamas'ın tek başına bir yönetime sevk edildiğini söyleyen Deceni, "Hamas, yalnız bırakıldı. Hamas'ın milletvekili seçimlerini kazanmasının ardından kurduğu 10. hükümette Filistinli grupların ortak olmayı reddetmesi Hamas'ın Gazzeyi tek başına yönetmesine neden oldu." diye konuştu.

Ulusal birlik hükümeti ve Hamas'ın demokrasi oyununa katılımı

Deceni, ulusal birlik hükümetine (11. hükümet) katılmasını ise "Hamas'ın demokrasi kültürünü benimsemeden demokrasi oyununa dahil olduğu" şeklinde yorumladı.

Devlet yönetimi düzeyinde ise Hamas'ın Filistin'in siyasi rejiminde kendisinin tek aktör olmadığını, bağışçı ülkeler, ABD, İsrail ve Arap ülkeleri gibi çok sayıda etkin oyuncuların bulunduğunu idrak etmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Hamas, özgürlük aşamasından önce Filistin devletinin kurulmasının imkansız olduğunu idrak etmeli. Bu nedenle o, kurtuluş ile başlayan ve devlet kurumlarının inşası ile devam eden bir ulusal strateji gerçekleştirmeli."

Siyasi analist ve yazar Mustafa İbrahim de Hamas'ın, yönetimde bulunduğu 12 yılda, Filistin'in siyasi rejiminin bir parçası olmayı başaramadığını dile getirerek, "Hamas, kendisini İslami bir hareket olarak tanımladı. Bu bir kusur değil ancak kendisini siyasi bir hareket olarak konumlandıramadı. İlk defa 'siyasi belgeyi' açıkladığında kendisini 'İslami ve Filistin ulusal hareketi' olarak tanımladı." dedi.

İbrahim, iç siyaset düzeyinde başarısızlığın sadece Hamas'a mahsus olmadığını ve tüm Filistin siyasi rejimini çevrelediğini belirterek, "Filistin siyasi rejimi, işgalden kurtulma düzeyinde hiçbir şey gerçekleştirmedi." dedi.

Uluslararası ve bölgesel etkenler

Hamas'ın yönetimi sırasında gerekleştirdiği bazı hatalara işaret eden İbrahim, "Hamas, Gazze yönetimi görevini tek başına üstlendi. Bu durum, Hamas tecrübesini başarısız kılmaya çalışan ve bunda da başarılı olan uluslararası ve bölgesel şartlardan kaynaklanıyor." ifadesini kullandı.

İbrahim, Hamas'ın 12 yıllık Gazze yönetimi sırasındaki en büyük başarısızlığının, yönetim ile ulusal direniş hareketi olmayı bütünleştirememesi olduğunu vurgulayarak, iki kavramı eşleştirmeye çalıştığında ise hareket içinde pek çok hatanın ortaya çıktığını savundu.

Hamas'ın dış siyaset stratejisi

Dış siyaset düzeyinde ise Hamas'ın Arap dünyasıyla ilişkisinde uyum sağlayamadığını kaydeden İbrahim, "Hamas, ilişkilerin dengesini kurmakta muvaffak olamadı. Bazı Arap ülkelerini kaybetme pahasına dış ilişkilerini; İran-Suriye ekseninde kurdu. Suriye'de meydana gelen olayların ardından İran-Suriye eksenini de kaybetti. " dedi.

İbrahim, bu etkenlerin Hamas'ın Gazze yönetim kabiliyetini zayıflatmasının yanı sıra yönetim tecrübesinde bölgesel ve uluslararası başarısızlığa neden olduğunu öne sürerek, sözlerine şunları ekledi:

"Hamas, Fetih hareketiyle bir uzlaşı anlaşması imzalamasına rağmen Gazze Şeridi'ni yönetti ve yönetmeye devam ediyor. Hamas, askeri gücü ve popülaritesiyle bölgenin kontrolünü hala elinde bulunduruyor. Hamas yönetimden çekildiğini söyledi ama uzlaşı henüz sağlanamadı. Hamas sınır kapıları dışında Gazze Şeridi'ndeki kurumların ve bakanlıkların tamamını kontrol altında tutuyor. "

Filistin'de 2006 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde Hamas 132 koltuktan 76'sını kazanmış ancak İsrail, ABD ve Avrupa Birliği (AB) seçimlerin sonucunu kabul etmemişti. Hamas'ın siyasi rakibi Fetih de siyasi programda anlaşamadıkları için Hamas'ın İsmail Heniyye başkanlığında kurduğu 10. hükümette yer almayı reddetmişti.

Hamas'ın hükümeti kurması ve Gazze'de hakimiyeti sağlamasının ardından İsrail 2007 yılında Gazze Şeridi'ne kara, hava ve deniz ablukası başlattı.

Kaynak: AA / Güncel
title