Halk Oylamasına Doğru

İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği (AYBİR) Başkanı Yusuf Balcı, "TBMM'de kabul edilerek 16 Nisan halk oylamasıyla milletimizin huzuruna getirilen yenilikler, özellikle yönetimde etkinliği artırarak ülkemiz için elzem olan reformların gerçekleşmesini mümkün kılacaktır." ifadesini kullandı.

Balcı, 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği halk oylamasına ilişkin yazılı açıklamasında, AYBİR olarak "medeniyetin yeniden ihya ve inşası için genelde İslam ülkelerinin, özelde de Türkiye'nin siyasal, ekonomik ve sosyal alanlarda köklü yapısal reformlara ihtiyaç duyduğunu" sık sık vurguladıklarını belirtti.

İslam ülkeleri ve Türkiye'nin, çağın gerektirdiği değişim ve dönüşümü hızla gerçekleştirdiği takdirde, gerisinde bulunduğu ülkelerin önüne geçme imkanına sahip olacağını bildiren Balcı, mevcut anayasanın darbe ürünü olduğunu ve vatandaşlara güvensizlik prensibi üzerine kurgulandığını kaydetti.

Yusuf Balcı, "İnsana-bireye karşı devleti önceleyen, vesayet üzerine kurulu, birçok değişiklikle sistematiği bozulmuş mevcut anayasanın yerine özgürlükçü yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu kuvvetle dile getirdik." değerlendirmesinde bulundu.

Balcı, 1982 Anayasası'nın yürürlükte olduğu 35 yıllık süreçte her kesim tarafından eleştirildiğine dikkati çekerek, "Bu süreçte tüm çabalara rağmen, çağımızın gerektirdiği reformların mevcut yönetim sisteminde arzulanandan yavaş gerçekleştiğini ve köklü bir anayasal reformun yapılamadığını gördük. TBMM'de kabul edilerek 16 Nisan halk oylamasıyla milletimizin huzuruna getirilen yeniliklerin, özellikle yönetimde etkinliği artırarak, ülkemiz için elzem olan reformların gerçekleşmesini mümkün kılacağını düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

"Yönetimde istikrarın sağlanmasına yönelik"

Mevcut anayasanın, devletin temel kuvvetleri yasama, yürütme ve yargı arasında çekişme ile kaos oluşturduğuna işaret eden Balcı, "Anayasada önerilen değişiklikler ise her şeyden önce, devletin erk ve organları arasında uyum ve iş birliği sağlamaya yöneliktir. Mevcut anayasa, devlet organlarının faaliyet yapısını zorlaştıran, hizmetlerin hızını, verimliliğini ve etkinliğini azaltan bir yapıdadır." görüşünü paylaştı.

Anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin önünü açmanın, devlet organlarının süratli, etkin ve liyakata dayalı çalışmasının hedeflendiğini vurgulayan Balcı, şunları kaydetti:

"Bir ülkenin gelişmesi ve yapısal reformların gerçekleştirilebilmesi için yönetimde istikrar şarttır. Geçmiş tecrübelerimiz de bunu göstermektedir. Türkiye'nin büyüdüğü dönemler, hep bir partinin tek başına iktidar olduğu dönemler olmuştur. Koalisyonlarla yönetildiğimiz dönemlerde Türkiye siyasi kaosa girmiş, ekonomik sıkıntılar, hatta krizler baş göstermiştir. 16 Nisan'da milletçe Türkiye'nin geleceğini oylayacağımız anayasadaki değişikliklerin ülkemize en önemli katkısı ise yönetimde etkinlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik olmasıdır. Böylece Türkiye'nin, bilgi toplumuna geçiş sürecinde dünyada hak ettiği yeri alabilmesi için gerekli yapısal reformları gerçekleştirebilmesinin önünün açılacağını düşünüyoruz."