Haberler
Esed rejimiyle çatışan muhalif gruplar Halep kent merkezine girdi

Türkiye sınırı kan gölüne döndü! Muhalif gruplar kent merkezinde

Rus uçakları, Halep'i vurmaya başladı

Halep düştü, Rus savaş uçakları bombardımana başladı

Katıldığı organizasyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran protesto

Salondaki protesto Erdoğan'ı kızdırdı: Siyonistlerin ağzı, dili olma

Yenidoğan çetesi soruşturması kapsamında kapatılan 13 özel hastaneye kayyum atandı

İstanbul'da 13 özel hastaneye kayyum atandı

Halk Ekmek "Kara Gün" Dostu (1)

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası, ülkede yaşanan afet, acil durum ve tüm toplumsal olaylarda vatandaşlara yardım elini uzatarak, yurt içi ve yurt dışında yıllardır mazlumun yanında yer alırken, fabrikanın 23 yıllık Genel Müdürü Ali İlkbahar da 15 Temmuz gecesi, annesinin vefat haberine rağmen "ekmek" teknesini terketmedi.

MELİKE KINACI - Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası, ülkede yaşanan afet, acil durum ve tüm toplumsal olaylarda vatandaşlara yardım elini uzatarak, yurt içi ve yurt dışında yıllardır mazlumun yanında yer alırken, fabrikanın 23 yıllık Genel Müdürü Ali İlkbahar da 15 Temmuz gecesi, annesinin vefat haberine rağmen "ekmek" teknesini terketmedi.

İlkbahar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Halk Ekmek Fabrikasının, geçmişten bu yana, ülkenin içinde bulunduğu zor zamanlarda halka yardım elini uzattığını, gerek Türkiye'de gerekse yurt dışında mazlumun yanında olduğunu söyledi.

Ürettikleri katkısız, sağlıklı ürünlerle vatandaşın sağlığına hizmet ederken yardıma ihtiyacı olan muhtaç durumdakilere de el uzatmayı amaç edindiklerini belirten İlkbahar, 17 Ağustos 1999'da gerçekleşen Marmara Depremi'nde, bölgeye herkesten önce koştuklarını, depremin ardından bölgeye yaklaşık 10 milyon ekmek gönderdiklerini anlattı.

Marmara Depremi'nin ardından, meydana gelebilecek her türlü olağanüstü durumlarda hizmet verebilmek için "seyyar fırın" projesini hayata geçirdiklerini ve ilk olarak 1 Mayıs 2003'te Bingöl'de meydana gelen depremde kullandıklarını anlatan İlkbahar, şöyle devam etti:

"Seyir halindeyken de ekmek üretilebilen mobil ekmek fırınını afetlerde kullanması için Kızılay'a verdik, Pakistan depremi sonrası da Pakistan'a gönderdik. Ardından Filistin'e gönderdik. Hem Türkiye'de hem yurt dışında yardımlar yaptık. Van Depremi'nde yine halkımızın yanındaydık. En son Cerablus'a yardım gönderdik. Şehir harabeydi, elektrik, doğalgaz, yakıt olmadığı için ekmek üretilemiyordu. Şu anda, orada da bizim mobil fırınımız günlük 15 bin ekmek çıkararak oradaki insanlara ekmek üretmeye devam ediyor."

- "Korkunun aşıldığı bir dönem yaşadık"

Ülkede yaşanan olaylara kayıtsız kalmadıklarını vurgulayan İlkbahar, 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) gerçekleştirdiği darbe girişimi sırasında ve sonrasında da vatana, milli birlik ve beraberliğe hizmet ettiklerini bildirdi.

15 Temmuz için "İnsanların vatanına milletine bağlılığını, heyecanını, canını feda edişini gördük. Korkunun aşıldığı bir dönem yaşadık" diyen İlkbahar, darbe girişimini haber aldığında, hastanede, hasta annesinin yanında olduğunu ifade etti.

İlkbahar, cuntacılara geçit vermemek, vatandaşa omuz vermek için annesini bırakıp, 23 yıldır başında olduğu Halk Ekmek Fabrikasına gittiğinde, ekmek sırasına girmiş bir kalabalıkla karşılaştığını aktararak, benzinliklerde, marketlerde ve Halk Ekmek Fabrikası önünde toplanan insanların panikle hareket ettiğini düşündüğünü bildirdi.

İlkbahar, "Bunu provoke edebilirler, bunun üzerinden yanlış yapabilirler' diye hemen üretimi hızlandırdık, 2-3 katına çıkardık. Çok kısa sürede de bu kuyrukları bitirdik. Hatta büfelere de ekmek gönderdik. Böylece, bir darbe olmayacağını, devletin çok güçlü olduğunu, görev başında olduğunu göstermek istedik." ifadelerini kullandı.

İlkbahar, vatandaşların ekmek kuyruğuna girmesine karşın ekmek üretimini hızlandırdığı yoğun bir çalışma içindeyken annesinin yatmakta olduğu hastaneden de haber geldiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Annemin vefat ettiğini öğrendim. Gittik hastaneye ve annemin cenazesini çıkarttık, morga yerleştirdik. Sonra tekrar fabrikaya geldim. Benim annem öldü ama bütün anneler ölmesin, hepsi yaşasın istedim. Çünkü benim annem eceliyle öldü ama diğerlerinin nasıl öleceğini bilemiyorduk. Kendi memleketinin meclisine, istihbaratına, kurumlarına bomba atanların her şeyi yapabileceği düşüncesiyle panik halindeydik. Ülkenin kurtuluşu herkesi ilgilendirdi."

Hastaneden döndüğünde bombaların patladığını, halkın darbecilerle mücadele için meydanlara çıktığını gördüğünü anlatan İlkbahar, şunları kaydetti:

"Fırındaki arkadaşlarımızın hemen hemen tamamı, çok zaruri olanların dışındakiler, her biri bir bölgeye gitti. Herkesin memleketine, Ankara'ya, ülkesine sahip çıkma heyecanı vardı. Her görüşten, her düşünceden insanın kol kola verip, beraber olduğu büyük bir hadiseydi.

Saat 04.00 civarı Başkanımız Melih Bey'le görüştükten sonra o insanların sabaha kadar yorulduğunu düşünerek, bu bölgelerin hemen hemen 10 tanesine paketler halinde yiyecekler gönderdik. Orada da çok güzel şeylere şahit olduk. Mesela 4'lü paketler yapıyorduk, birisini alan vatandaş diğerini almıyor 'Yanımdakine verin' diyordu."

15 Temmuz gecesi ülkedeki bütün vatandaşların kenetlendiğini anımsatan İlkbahar, "O gece bir destan yazıldı. Bu millet, çok büyük bir millet. O gece dünyanın en büyük medeniyetinin, imparatorluğunun torunları olduğunu gösterdi. Aslanın uyuduğunu ama ölmediğini, dirildiğini gösterdi." değerlendirmesinde bulundu.

Halk Ekmek
Kaynak: AA / Güncel
title