Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

Halit Kıvanç'ın sunuculuk serüveni

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

HALİL ŞAHİN - Duayen sunucu Halit Kıvanç, çocukluğunda konuşmaya erken başladığını, ancak bir süre sonra susunca "nazar değdi" düşüncesiyle kendisine kanarya kafesinden su içirildiğini söyl...

HALİL ŞAHİN - Duayen sunucu Halit Kıvanç, çocukluğunda konuşmaya erken başladığını, ancak bir süre sonra susunca "nazar değdi" düşüncesiyle kendisine kanarya kafesinden su içirildiğini söyledi.

Kıvanç, radyoyla tanışması ve spikerlik yıllarıyla ilgili serüvenini AA muhabirine anlattı.

Konuşmaya biraz erken başladığını belirten Kıvanç, bu durumun görenleri şaşırttığını ifade etti. Kıvanç, mahalle sakinlerinin "Nasıl konuştu?" demeye başlamasının ardından iki gün sonra sustuğunu belirterek, "O zaman komşular demişler ki 'nazar değdi', çocuk vaktinden önce konuşmuştu, bak sustu. Nazarı gidermek için hemen komşunun biri gitmiş evindeki kafesi getirmiş, kafesin içinde de kanarya kuşu. Suyu almışlar bana içirmişler ki kanarya gibi ötsün diye. Ben ertesi gün yeniden konuşmaya başlamışım" ifadelerini kullandı.

Oyuncu, karikatürist, gazeteci Altan Erbulak'ın bu hikayeyi şakaya çevirdiğini kaydeden Kıvanç, önce bu durumu anlattığını, ardından da "Şimdi ötmeyen kanaryalara Halit'in suyunu içiriyorlar" diyerek espri yaptığını aktardı.

- "Radyonun içinde adam var sanıyordum"

Halit Kıvanç, radyo ile 3 ya da 4 yaşında karşılaştığını, o dönem oturdukları sokakta iki evin radyosu olduğunu, komşuların radyo dinlemek için o eve gittiğini söyledi.

O yaşlarda radyodan nasıl ses geldiğine anlam veremediğini dile getiren Kıvanç, "(Bunun neresinde adam var da konuşabiliyor) derdim" dedi.

Sonraki yıllarda radyoda sesinin skeçleriyle duyulmaya başladığını hatırlatan Kıvanç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben bir radyo programı dinledim, gazetedeki yazımda 'ne güzel program' falan diye geçti. Bunun üzerine dediler ki 'ses tonun falan güzel, radyoya bir şey yap'. Yapamam dedim. Ben skeç yazıyorum, radyoda oynarsanız... Beğendiler. Skeçlerin önünde iç spiker vardı, takdim yapardı. 'Bunu sen kendin konuş' dediler, 'olmaz, ben spiker miyim?' dedim. İkinci skeçte 'ses tonun iyi, dene' dediler, denedik. Bu sefer kendi skeçlerimin önünde takdimi kendim yapmaya başladım. Sonra 'gazetede spor yazıyorsun, konuşma sesin de iyi neden spikerliğe başlamıyorsun?' Öylelikle başladık."

- "Artık projelerimi günlük yapıyorum"

Kıvanç, radyo ile televizyon arasındaki "sıkı bir ayrım" bulunduğunu vurguladı.

Radyoyu dinleyenlerin anlatılanı görmediğine işaret eden Kıvanç, "Radyoda anlatırken bol bol anlatacaksın. Ne kadar ayrıntı verirsen o kadar iyi spikersin" dedi.

Kıvanç, yeni bir projesi olup olmadığına ilişkin soru üzerine "Ufuğa baktığım zaman 90 yaşımı görüyorum, 2-3 senem kaldı. Onun için projeleri günlük yapıyorum" yanıtını verdi.

Kaynak: AA / Güncel
title