Haberler
İsrail ve Lübnan, savaşın bitmesi için bazı konularda anlaştı

İki ülke anlaştı! Aylardır devam eden savaşın bitmesi artık an meselesi

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 2 milyar TL'lik Genel Sağlık Sigortası borcu silinecek

Meclis Başkanlığı'na sunuldu! 400 bin kişinin borcu siliniyor

Ailesini katleden Bahtiyar Aladağ berber dükkanında aylarca atış talimi yapmış

7 kişiyi öldüren cani, katliama aylar öncesinden hazırlanmış

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte'yi ağırladı

NATO Genel Sekreteri Ankara'da! İşte kritik zirvede konuşulanlar

Hakimliğe Kabul Edilmeyen Kızı Kalp Krizinden Ölen Astsubay Babanın Fetö İsyanı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yaklaşık 3 yıl önce aşırı strese bağlı kalp krizinden hayatını kaybeden genç hakim adayı Didem Yaylalı’yı kendilerine biad etmediği için hakimliğe almadıkları iddia edilen 4 HSYK üyesinin FÖTE soruşturması kapsamında tutuklandıkları ortaya çıktı.

Yaklaşık 3 yıl önce aşırı strese bağlı kalp krizinden hayatını kaybeden genç hakim adayı Didem Yaylalı'yı kendilerine biad etmediği için hakimliğe almadıkları iddia edilen 4 HSYK üyesinin FÖTE soruşturması kapsamında tutuklandıkları ortaya çıktı. 3 sene önce kızının tabutu başında feryat ederken bu söylediklerine kimsenin inanmadığını anlatan acılı baba emekli astsubay Yaşar Yaylalı, "Kızımın ölümüne sebep olanlar bugün cezaevinde. Onlar bize acımadı, ama ben onların ailelerine acıyorum" dedi.

26 yaşındaki genç hakim adayı Didem Yaylalı 3 yıl önce tatil için gittiği Muğla'nın Fethiye ilçesindeki bir otel odasında ölü olarak bulundu. Genç kadının yapılan otopsinin ardından aşırı strese bağlı kalp krizinden hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Kızının tabutu başında gözyaşı döken astsubay babası Yaşar Yaylalı, o zaman, HSYK ve Adalet Akademisi'ni suçlayarak kızının baskılar yüzünden hayatını kaybettiğini ileri sürüp, Adalet Akademisi Başkanı bu kızın katilidir. Çıksın açıklama yapsın. Hepsini biliyorsunuz, yazın. Her şeyi kişiselleştirdiler. 26 yaşındaki çocukla oynadılar. Çocuğu Adalet Bakanlığı'nda çaycı gibi 1.5 yıl kullandılar. Onun ölümüne sebep olanlar Adalet Bakanı, HSYK, Adalet Akademisi ve müsteşardır. Ben size bununla ilgili her bilgiyi vereceğim" demişti.

Basında çıkan haberlerin ardından HSK'dan yapılan açıklamada Didem Yaylalı'nın, verilen karara karşı HSYK Genel Kurulu'na yapmış olduğu itiraz üzerine, HSYK Genel Kurulunca, 22.05.2013 tarih ve 2013/451 karar numarası ile, 3 üyenin muhalefetine karşın 15 üyenin oyu ile HSYK 3. Dairesi'nin vermiş olduğu karar yerinde görülerek mesleğe kabul edilmemesine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir" demişti.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından FÖTÖ terör örgütüne yapılan operasyonlar kapsamında Didem Yaylalı'yı, özel hayatını ileri sürüp kendilerine biat etmediği için hakimliğe almayan eski HSYK üyelerinin bazıları tutuklandığını anlatan baba Yaşar Yaylalı, Adalet Akademisi'nde rahatsızlığı sebebiyle 2 derse devam edemeyen kızının hastaneden aldığı raporun sahte olduğu iddia edilerek hakimliğe alınmadığını, o dönem kızının dosyasını incelemekle görevlendirilen HSYK Tetkik Hakimi Mustafa Arslan'ın 'sahte rapor' iddiasında bulunduğunu, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım'ın da mülakatta 'Bizden olacaksın. Bize biat edeceksin' dediğini, ancak kızının kabul etmediğini söyledi. Didem Yaylalı'nın 'sahte evrak' suçlamasıyla mesleğe kabul edilmediğini belirten Yaşar Yaylalı, "Ankara İdare Mahkemesi'ne dava açtık. Ancak mahkeme, HSYK'nın bu tür soruşturmaları yapmasını olağan kabul etti" dedi.

Kızının hakim olmasını engellediğini öne sürdüğü Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım, eski HSYK 1'ince Daire Başkanı İbrahim Okur ve eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici ile tetkik hakimi Mustafa Arslan'ın darbe soruşturmasında tutuklandıklarını belirten Yaşar Yaylalı, "Başkalarının mağduriyetine sevinmem. Söz konusu yargı üyelerinin çocuklarının ne durumda olduğunu tahmin ediyorum. Ailelerinin bir suçu yok. Allah'ın adaleti devletin adaletinden daha hızlı tecelli etti. Bakın kendilerini ele verdiler ve şu anda içerdeler. Bize acımadılar, ama ben onların ailelerine acıyorum. Beni evladımdan mahrum ettiler. Onlar da aynısını yaşasın. Kızımın geri gelmeyeceğinin farkındayım, fakat en azından iade-i itibar yapılmalı. Kızımın ismini bir sokağa ya da adliyede bir odaya verirlerse acılarım biraz olsun rahatlar dedi. - BURSA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title