Hadis Alimi Prof. Dr. Ayvallı: "Bu Ayda Elden Geldiği Kadar İbâdet Etmeli"
Hadis Alimi Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, Ramazan ayının ahireti kazanmak için fırsat olduğunu belirterek, "Bu ayda elden geldiği kadar ibadet etmeli, Allahü tealanın razı olduğu işleri yapmalıdır" dedi.
Hadis Alimi Prof. Dr. Ramazan Ayvallı, Ramazan ayının ahireti kazanmak için fırsat olduğunu belirterek, "Bu ayda elden geldiği kadar ibadet etmeli, Allahü tealanın razı olduğu işleri yapmalıdır" dedi.
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı'nın yazısı şöyle:
"İslam'ın beş şartından dördüncüsü: Oruç
Bu ayı, ahıreti kazanmak için bir fırsat bilip, elden geldiği kadar ibadet etmeli, Allahü tealanın razı olduğu işleri yapmalıdır.
Oruç tutmak, biz ümmet-i Muhammed'e, Peygamber Efendimizin Mekke-i mükerreme'den Medine-i münevvere'ye hicretinden 18 ay sonra, şaban ayının onuncu günü, Bedir gazasından da bir ay önce farz oldu.
Mukaddes kitabımız Kur'an-ı kerim'de, Bakara süresinin183. ayet-i kerimesinde: "Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı; umulur ki takvaya erersiniz, Allahü tealadan korkar, haramlardan sakınırsınız" buyurulmuştur.
Allahü teala, yine Kur'an-ı hakiminde, Bakara süre-i celilesinin 185. ayet-i kerimesinde de: "O ramazan ayı ki, Kur'an, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan hidayet rehberi ve deliller halinde, onda indirildi. Onun için sizden her kim, bu aya şahid olursa, onda oruç tutsun" buyuruyor.
Sahih-i Buhari'deki bir hadis-i şerifte ise, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Bir kimse, ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir (vazife kabul eder) ve orucun sevabını, Allahü tealadan beklerse, geçmiş günahları affolur."
İslam alimlerinin büyüklerinden olan İmam-ı Rabbani'nin de buyurduğu gibi, "...Ramazan-ı şerif ayında nafile olarak kılınan namaz, yapılan zikir, verilen sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevaplar, başka aylarda yapılan farzlara verilen sevaplar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir..."
İşte bu ayı, ahıreti kazanmak için bir fırsat bilip, elden geldiği kadar ibadet etmeli, Allahü tealanın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayda, Allahü tealanın gazabına sebep olabilecek bütün kötülüklerden, haramlardan sakınmak, iman, ibadet bilgilerini, haramları öğrenmek, kul haklarından sakınmak, varsa helalleşmek, günahlardan tevbe etmek lazımdır.
Bir Müslüman, Allahü tealanın haram, yasak ettiği şeylerden, O yasakladığı için kaçınca ve emrettiği şeyleri, O emrettiği için yapınca, yaratılış gayesi olan "İbadet"i, yapmış, kulluk vazifesini yerine getirmiş olur. İbadet görevini yerine getirebilmek de şüphesiz ki, Allahü tealanın nelerden razı olduğunu bilmeye bağlıdır.
İbadetleri yapmayanlara, ahirette çok acı azaplar yapılacağı, Kur'an-ı kerimin pekçok yerinde tekrar tekrar bildirilmektedir. Bunun böylece bildirilmesi, aslında Cenab-ı Hakk'ın bir ihsanı, O'nun şefkat ve merhametini ifade eden bir durumdur.
Bildiğimiz gibi, İslamiyetin farz kıldığı ibadetlerin faydası, aslında insanlara yani o ibadetleri yapan fertlere, ailelere ve cemiyetleredir. Yoksa Allahü teala, insanların ibadetlerine muhtaç değildir. Müslüman namaz kılmakla, oruç tutmakla, diğer ibadetlerini yapmakla, rühen yükselir ve kötülüklerden nefsini alıkoyar." - İSTANBUL