Rüstem Paşa Camii'nde bulunan 400 yıllık Kabe tasvirli çini pano
Mimar Sinan'ın başyapıtlarından biri olan, Osmanlı döneminin en süslü camisi olarak bilinen, Kabe tasvirli çini panosunu ve kalem işlerini muhafaza eden Rüstem Paşa Camii, yapıldığı tarihten beri orijinalliğini koruyor.
Mimar Sinan'ın başyapıtlarından biri olan, Osmanlı döneminin en süslü camisi olarak bilinen, Kabe tasvirli çini panosunu ve kalem işlerini muhafaza eden Rüstem Paşa Camii, yapıldığı tarihten beri orijinalliğini koruyor.
Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı ve aynı zamanda kızı Mihrimah Sultan'ın kocası olan Damat Rüstem Paşa için Mimar Sinan'a yaptırılan Rüstem Paşa Camii; Kabe tasvirli çini panosu, yoğun lale motifleri ve muhafaza edilen kalem işleriyle turist akınına uğruyor. Osmanlı döneminin en süslü camisi olarak ün kazanan camide, 16 bin 600 adet çini kullanıldı. İnşası sırasında İznik atölyelerinin yetersiz kalması üzerine Rüstem Paşa'nın Kütahya'da çini atölyesi kurdurduğu belirtilirken, literatürde, caminin 1660 yılında büyük bir yangın geçirdiği, 1766'daki büyük İstanbul depreminde de önemli ölçüde hasar gördüğü kayıtlara geçti. Ancak bu hasara rağmen Rüstem Paşa Camii; çinilerini, meyve açan çiçek motiflerini ve kalem işleri süsünü kültür tarihinde nadir koruyan camiiler arasında yer almayı başardı.
"Newsweek dergisinde Avrupa'nın en iyi tarihi camisi seçilmiştir"
Rüstem Paşa Camii'nin dünyada çinileriyle ve lale motifleriyle bilindiğini söyleyen, Kültürel ve Turizm Uzmanı Şükrü Koyuncu, "İç kısmı tamamen sır altı çini tekniğiyle uygulanarak lale ve meyve açmış çiçek motifleriyle bezenmiştir. Mimarisinden çok çinileriyle meşhur, çinileriyle bilinmiş bir camii. Hatta Amerika'da 2007 yılında çok ünlü dergilerinden biri Newsweek dergisinde Avrupa'nın en iyi tarihi camisi seçilmiştir" şeklinde konuştu.
Caminin içinde yer alan çini Kabe panosunda Kabe'nin nasıl tasvir edildiğinden bahseden Koyuncu, "Hemen cami yapıldıktan sonra burada Ekmekçizade Muhammet Beşe diye birisi tarafından yapılıyor. O zamanın hayır sahibi, hayırseverlerinden biri yaptırıyor bunu. O zaman da 16'ncı yüzyılda İznik çinileri çok meşhur, daha sonrasında İstanbul'a geliyor 17'nci yüzyılda, o zaman 56'ya yakın çini bu şekilde kutsal mekanların yapıldığı çini panolar var, bu da onlardan birisi" ifadelerine yer verdi.
"Kalem işlerini muhafaza eden tek cami"
Sanat Tarihçisi Elif Kabalıoğlu, "Rüstem Paşa Camii'ni daha çok çinileriyle meşhur olan bir camii olarak biliyoruz ama burada çok özel alanlara koyulmuş ve detay olarak kullanılmış kalem işlerimiz var. Bunun örneklerini müezzin mahfilinin üst kısmında, hanımlar mahfillerinin alt kısmında ve pencerelerinin söveke üstlerinde buna rastlamaktayız. Bizim çini işiyle beraber kullandığımız diğer süsleme sanatlarından bir tanesidir ve gerçekten ustalık ve zaman isteyen bir şey ama görüyoruz ki Osmanlı cami bütünlüğünde kalem işlerini fazlasıyla kullanmış, bunların en güzel örnekleri de Rüstem Paşa Camii'nde karşımıza çıkıyor. Diğer eserlerde bunun fark edilmediğini ve muhafaza edilmediğini görüyoruz" açıklamasında bulundu.