CarrefourSA ve Danimarka Başkonsolosluğu, "Sıfır Atık" hedefine dikkat çekti
CarrefourSA ve Danimarka Başkonsolosluğu, "Sıfır Atık" hedefine dikkat çekti Sağlıklı beslenmenin yanı sıra aynı zamanda minimum gıda israfı ile gıda bilincini artırmayı amaçlayan Danimarka Başkonsolosluğu, sürdürülebilir bir çevre vizyonuyla faaliyet gösteren CarrefourSA ile gıdada sıfır...
Carrefoursa ve Danimarka Başkonsolosluğu, "Sıfır Atık" hedefine dikkat çekti
İSTANBUL - Sağlıklı beslenmenin yanı sıra aynı zamanda minimum gıda israfı ile gıda bilincini artırmayı amaçlayan Danimarka Başkonsolosluğu, sürdürülebilir bir çevre vizyonuyla faaliyet gösteren CarrefourSA ile gıdada sıfır atık konusunu vurgulamak amacıyla Maltepe Park Hiper'deki Lezzet Arası restoranında bir araya geldi.
Danimarka Başkonsolosu Thierry Hoppe ve CarrefourSA CEO'su Kutay Kartallıoğlu'nun katılımıyla gerçekleşen etkinlikte Türk Mutfağı Araştırmacısı, Yazar ve Şef Vedat Başaran ve Danimarka Mutfağı Milli Takım Şefi Tommy Jespersen, gıda israfına dikkat çekmek adına Türk ve İskandinav mutfaklarından seçme lezzetleri "Sıfır Atık" hedefiyle pişirdi. Şefler, hem "Sensa T" isimli dijital tartı ile pişirdikleri yemeklerdeki her bir üründen çıkan atık oranını hesapladı, hem de gıda ambalajlarını sıfır atık kutularında ayrıştırarak geri dönüşüme kazandırdı.
"Sensa T" ile atık gıda oranı ölçülebiliyor
Türk Mutfağı Araştırmacısı, Yazar ve Şef Vedat Başaran ile Danimarka Mutfağı Milli Takım Şefi Tommy Jespersen, gıda israfına dikkat çekmek amacıyla Lezzet Arası'nda Türk ve İskandinav mutfaklarından balık ve tatlıdan oluşan bir menü hazırladı. Şefler, menüyü hazırladıktan sonra Fazla Gıda tarafından geliştirilen "Sensa T" isimli bir dijital tartı sayesinde yemeklerde kullanılan ürünlerden ne kadar atık çıktığını hesapladı. Sensa T, oluşan gıda atıklarının gerçek zamanlı ölçümlerini yaparak verileri anlık raporlar şeklinde sunuyor. Raporlara göre atığı ve oluştuğu noktayı tespit ederek hangi yemekten ne kadar atık oluştuğu ortaya çıkarılarak bir sonraki yemeğin planlanması bu hesaba göre yapılabiliyor. Bu sayede gıda atıklarına yönelik sağlanan iç görü ile atık oranı düşürülebiliyor
"Aslında gıda israfı, cebimizden boşa harcanan para"
Danimarka Başkonsolosu Thierry Hoppe yapılan atıkların olumsuz yönleri hakkında konuştu. Hoppe, "Bugün burada gıda israfı hakkında bilinçlenme çalışmalarına destek vermek için bulunuyorum. Bir yönüyle ifade etmek gerekirse aslında gıda israfı, cebimizden boşa harcanan para. Danimarka'da bir süredir bu konuda çalışmalar yapılıyor ve fark edilmiş ki yapılan alışverişin en az yüzde kullanılmadan,5'i çöpe gidiyor. Boşuna cebimizdeki parayı çarçur etmiş oluyoruz. Çevre ile ilgili felaketler de artık hayatımızın vazgeçilmezlerinden olduğu bu yaz sonunda yaşadığımız orman yangınları, aşırı kuraklıklar, aşırı yağışlar bunlarla da ilgili neler yapabiliriz diye düşündüğümüzde gıda israfını engellemek çevreyi korumak için de en önemli unsurlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Sera gazı etkisi oluşturan unsurlardan yüzde 10'u üretilen ama hiç tüketilmeyen gıdalardan oluşuyor. Dolayısıyla bu çok ciddi bir miktar, eğer israf edilen ürünleri bir ülke olarak değerlendiriyor olsaydık, dünyanın en büyük üçüncü ülkesi olurdu. Çin'den ve Amerika'dan sonra, bu kontekste düşününce olayın boyutlarını ve ne kadar büyük olduğunu anlamak belki daha çarpıcı olabilir. Dünyada maalesef açlık da bir yandan devam ediyor. Bu gıda israfını önlesek her gün ortalama 800 milyon insan açlık çekerken bu da üretim ile bir yandan engellenmiş olur" dedi.
"Atıksız bir yemek yapmak mümkün"
Danimarka Mutfağı Milli Takım Şefi Tommy Jespersen, atıksız yemek yapmanın mümkün olabildiğini söyledi. Jespersen, "Bugün ana yemek olarak bir balık yanında da ayva ile yapılmış bir tatlı pişireceğim. Bu yemekleri yaparken altını çizmek istediğim unsur atıksız da pişirilebilir. Mesela balığı yaparken sadece filetosunu kullanmayıp fırında değerlendirip onun özünü, suyunu alıp herhangi bir yemeye bir farklı aşamasında kullanmak gibi biraz daha farklı düşünerek hiç atıksız bir yemek yapmak mümkün." diye konuştu.
"Biz sıfır atağa çok önem veren bir şirketiz"
CarrefourSA CEO'su Kutay Kartallıoğlu, şirketlerinin sıfır atık alanındaki yaptığı çalışmalarından söz etti. Kartallıoğlu, "Bugün Danimarka konsolosluğunu ağırlıyoruz. Danimarka Konsolosluğundan Thierry Hoppe aramızda. Biz sıfır atağa çok önem veren bir şirketiz. Maalesef biliyorsunuz bu iklim krizi ve dünyadaki kaynakların gittikçe tükenmesiyle insanlık yavaş yavaş bir dar boğaza doğru sürükleniyor. Bunun önüne geçebilmek için her kurumun, her ülkenin, her vatandaşın yapması gerekenler var. Biz de CarrefourSA olarak üzerimize düşe sorumlulukları yerine getirme gayretindeyiz. Sıfır atık için çok uğraşıyoruz özellikle taze gıdalarda 120 mağazamız bugün itibariyl sıfır atık belgesine sahip oldular. 2020 içinde tüm 700 mağazamızı tamamlamayı hedefliyoruz. Bir yandan gıda atıklarını, gıda israfını minimuma indirmek için tedarik zincirimizde çok önlem almaya gayret ediyoruz. Soğutuculu araçlar, daha dayanıklı tohumlar, bunlar üzerine uğraşıyoruz. Ekiplerimiz özellikle yerli milli bizim toprağımızdan çıkan tohumlar üzerine çiftçilerimiz ile çalışıyorlar, görüşüyorlar. Bununla birlikte sıfır atığı desteklemek babında içerideki personelimize eğitimler veriyoruz. Sebze, meyve nasıl dizilir, nasıl sergilenir? Nasıl biz atıktan kurtulacak mutlaka atık olacaksa da bunu sosyal yardım dernekleriyle çalışarak ihtiyacı olan toplum kesimlerini daha atık olmaksızın ulaştırma gayreti içinde oluyoruz." ifadelerini kullandı.
"Devlet politikalarının da bu işin altına girip bu meselenin üzerine çalışmaları lazım"
Türk Mutfağı Araştırmacısı, Yazar ve Şef Vedat Başaran, ise "Hedefimiz büyük kurumların bu işin altına girmeleri lazım. Yani netice itibariyle bilinçsiz kullanımlar yanlış kullanım tercihleri bir de eski geleneklerden kopuşlar, bizi maalesef başka bir yere doğru yöneltiyor. Neyi söylemeye çalışıyorum? Gastronomi çok önemli bir proje haline ve obje haline geldi. Herkes gastronomi ile ilgileniyor, sosyal medyanın da çok yoğun olduğunu görüyoruz. ve birçok da reyting aldığını görüyoruz. Şimdi bu sürecin içinde bizim derlemeye çalıştığımız mesele şu geçmiş dönemlerde insanlar kıt imkanlarla ele geçirdikleri gıdaları doğru bir şekilde kullanıp israf etmeden hayata sürmeleri ve atıksız bir şekilde kullanmaları, şimdi eskiden atık diye bir şey söz konusu değildi. Bundan yüz yıl önce şimdi atık diye bir meselenin nereden kaynaklandığının çözümlerine bakmak lazım. Nereden kaynaklanıyor? Biz bunu nasıl çözeceğiz? Onun için büyük kurumları bu işin altına girip hatta devlet politikalarının da bu işin altına girip bu meselenin üzerine çok çalışmaları lazım. Çünkü profesyonel sektör de aksine daha fazla olduğunu görüyoruz. Evlerdeki artık daha nispeten az. Ama anne gelenekleri, anne kültürlerini terk etmiş olan evlerde de maalesef atıklar ilerliyor. Şimdi atıkları kontrol edebilmek dünyada bir ülkenin ana gelirlerinden de biri haline gelmiş durumda. Bununla ilgili çok çalışmalar var. Ama büyük kurumlarla beraber restoran sektörü ve otel sektörünün de bu işin altına kurumsal olarak girip aynı zamanda okullardaki eğitimleri de buna yönelik olarak yapmak lazım" dedi.