AK PARTİ'Lİ KURTULMUŞ: TERÖR ÖRGÜTLERİNE SİLAH VERİLMESİN, İKİ HAFTA SONRA HİÇBİRİ KALMAZ
AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, emperyalist güçlerin Ortadoğu'da karışıklık yaratarak güç devşirmek istediğini belirterek, "Büyük ülkeler, emperyalist ülkeler terör örgütlerine silah vermesinler.
Ak Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, emperyalist güçlerin Ortadoğu'da karışıklık yaratarak güç devşirmek istediğini belirterek, "Büyük ülkeler, emperyalist ülkeler terör örgütlerine silah vermesinler. Lojistik vermesinler. İstihbarat desteği sağlamasınlar, hatta siyasi destek sağlamasınlar, dünyanın hiçbir yerinde bir iki hafta sonra hiçbir terör örgütü kalmaz" dedi. AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, bir dizi açılış ve temaslarda bulunmak üzere Mardin'e geldi. Valiliğini ziyaret edip, Valilik şeref defterini imzaladıktan sonra Vali Mahmut Demirtaş ile bir süre basına kapalı olarak görüşen Kurtulmuş, ziyaretinin ardından sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle istişare toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya, Mardin Valisi Mahmut Demirtaş, Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, AK Parti İl Başkanı Faruk Kılıç, İl Emniyet Müdürü Mahmut Karabulut, kaymakamlar ve ilçe belediye başkanlarının yanı sıra kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
'ÜLKE ÇOĞRAFYASINDA GÜÇLÜ OLACAĞIZ'
Medeniyetler beşiği Mardin'de bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Kurtulmuş, emperyalist güçlerin Ortadoğu'da karışıklık yaratarak güç devşirmek istediğini söyledi. Kurtulmuş, "Bizim amacımız ise daha fazla bütünleştirmektir. Daha fazla bu coğrafyanın nimetlerinden bütün halkların istifade edebileceği bir ortamı sağlamaktır. Bunun için bölge halklarının tamamının geleceği barıştan, esenlikten, kardeşlikten, kalkınmadan ve dayanışmadan geçiyor. Bunu sadece 84 milyon vatandaşı olmaktan onur duyduğumuz bu ülkenin vatandaşları için söylemiyorum. Bu söylediklerimin tamamını bölge halklarındaki bütün kardeşlerimiz için söylüyorum. Irak'taki, Suriye'deki, Kürt, Türkmen, Arap, Sünni, Şii kardeşlerimiz için de diğer din mensubu olan coğrafyamızın ortakları için de bunları söylüyorum. Bu coğrafyada insanların tamamının geleceği, ırkların tamamının geleceği, mezheplerin tamamının geleceği dostluktan, kardeşlikten, ittifaktan ve dayanışmadan geçiyor. Her kim ayrılık söylüyorsa, her kim bu bölgede birtakım grupların biri birinden ayrılmasının peşinden koşuyor bilerek veya bilmeden bu işe alet oluyorsa bilin ki bölge halklarının hayrına hiçbir şey söylemiyor. Çünkü biliyoruz ki, Türk'ün kaderi, Kürt'ün kaderinden ayrı değildir. Çünkü biliyoruz ki Arap'ın kaderi, Kürt'ün kaderinden ayrı değildir. Çünkü biliyoruz ki, Sünni'nin kaderi Şii'nin kaderinden ayrı değildir. Çünkü bizim derdimiz birliktir, bizim derdimiz beraberliktir, kardeşliktir, insanlıktır. İnsanların yaradılışından eşitliğidir. Bu istikamette yürüyeceğiz. Bunu yaparken de bu ülkede bu coğrafyada güçlü olacağız. İki ayağımız da sağlam basacak" dedi. Mardin'in, Sümerlerin, Asurluların, Artukluların, Selçukluların, Osmanlıların çok derin izlerini bıraktığı bir medeniyet ve kültür şehri olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bugün itibariyle de çok büyük potansiyelleri olan Anadolu'muzun nadide şehirlerinden birisidir. Allah biliyor, her Mardin'e geldiğimde coşkuyla geliyorum. Giderken de üzülerek buradan ayrılıyorum" diye konuştu.
'DAHA ZOR BİR DÖNEME GEÇTİMİZİ GÖRÜYORUZ'
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Avrupa Birliği içerisindeki farklılıkların telafi edilerek başka bir güç merkezi haline gelme çabaları. Rusya'nın hem Karadeniz'de hem Akdeniz'de önemli bir güç olmak için ileriye doğru atmış olduğu adımlar. ABD'nin, Asya'daki ülkelerin, Afrika'daki ülkelerin çok topyekün, bu anlamda özellikle içinde bulunduğu bölgeyi de ilgilendiren yeni bir güç dengesi, yeni bir güç denklemini kurmak üzere olduğunu hepimiz görüyoruz. Bu anlamda dünya ekonomi politiğinin eski alışkanlıklarının kökten değişeceği bir dönemin içerisine çoktan girdik. Bu dönemin içerisinde özellikle birçok alanda yeni rekabet alanları ortaya çıkıyor. Hatta bu rekabet alanlarının birkaç adım sonra da çatışma alanları haline dönüşmesi kaçınılmazdır. Biz bunu belki 15- 20 sene evvel söylüyorduk. Dünyanın bu gidişatı böyle olursa 'su savaşları, enerji savaşları ve özellikle gıda savaşlarının olması kaçınılmazdır' diyorduk. Şimdi bunların önümüze çıktığı bir dönem var. ve dünya ekonomi politiğinde yeni bir dengenin yeni bir denklemin kurulmakta olduğunu görüyoruz. Daha zor bir döneme geçtiğimizi görüyoruz. Dünyadaki üretimin, üretim merkezlerinin değişmekte olduğunu görüyoruz. Lojistik ve özellikle ulaşım imkanlarının çok ciddi şekilde fotoğraf değiştirdiğini görüyoruz. ve sadece bunu bir resim olarak önünüze koymak istiyorum."
'EMPERYALİST GÜÇLER TERÖR ÖRGÜTLERİNE SİLAH VERMESİN'
Kurtulmuş, "Büyük ülkeler, emperyalist ülkeler terör örgütlerine silah vermesinler. Lojistik vermesinler. İstihbarat desteği sağlamasınlar, hatta siyasi destek sağlamasınlar, dünyanın hiçbir yerinde bir iki hafta sonra hiçbir terör örgütü kalmaz" diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Silah vermeseydiniz bu kadar çok lojistik sağlanmazsa bu DEAŞ örgütü dediğiniz örgüt nasıl ortaya çıkacaktı. ya da hemen burnumuzun dibinde ellerine silah tutuşturulan PYD'si, YPG'si, nasıl ortaya çıkacaktı, Suriye'yi, Irak'ı hallaç pamuğu gibi atacaktı. ya da Afrika'nın ortalarında, daha bir bardak temiz suyu olmayan insanların eline 10 binlerce dolarlık silahları verip onları Boko haram vs. örgütlendiren kimlerdir. Bu kirli oyunun arkasında dünyadaki siyasetteki değişimin denge değişiklerinin içerisinden bazı ülkeler kendilerine güç devşirmek istiyorlar. Bu coğrafya bereketli hilalin tam da kilit taşıdır. Anadolu coğrafyası, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Filistin toprakları, Afrika'nın kuzeyine kadar olan coğrafya tarih boyunca güç merkezlerinin savaş için tutuştuğu ve kimin daha etkili olursa dünyada etkili olduğu bir coğrafyadır. Bu coğrafyanın amiral gemisi, bu coğrafyanın kilit taşı Türkiye'dir. Türkiye'nin bu bölgede güçlü durması, ayakları üstünde güçlü durması ve çevresindeki değişikliklerden etkilenmeden büyük ve güçlü Türkiye istikametinde yoluna devam etmesi, sadece Türkiye'nin hayrına değil, başta komşularımız Suriye ve Irak olmak üzere bütün bölge halklarının hayrınadır."