Son dakika haberi! 41 sene önce idam edilen Ülkücü Pehlivanoğlu'nun ölüm yıldönümünde, yakın arkadaşı o günleri anlattı
Son dakika gündem haberine göre 41 sene önce idam edilen Ülkücü Pehlivanoğlu'nun ölüm yıldönümünde, yakın arkadaşı o günleri anlattı 12 Eylül tanıklarından Mahir Damatlar: "Mustafa Pehlivanoğlu idam edilirken ben de çarmıha gerilmiştim" Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmesinin yıldönümünde yakın arkadaşlarından...
41 sene önce idam edilen Ülkücü Pehlivanoğlu'nun ölüm yıldönümünde, yakın arkadaşı o günleri anlattı
12 Eylül tanıklarından Mahir Damatlar:
"Mustafa Pehlivanoğlu idam edilirken ben de çarmıha gerilmiştim"
ANKARA - Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmesinin yıldönümünde yakın arkadaşlarından Mahir Damatlar, o günleri anlatarak, "Pehlivanoğlu'nu astıkları anda ben de Mamak Cezaevi'nin garnizon içindeki C5'te çarmıha gerilmiş vaziyetteydim. Orada polisler kendileri de söylüyordu. Biraz önce Pehlivanoğlu'nu burada sorguladık, ondan sonra boş çuval gibi götürdük diye onların ağzından da duyduk" ifadelerini kullandı.
12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden tam 41 sene geçti. Darbe sonrası cezaevlerinde işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti, 50 kişi ise idam edildi. Mustafa Pehlivanoğlu da 7 Ekim 1980'de 22 yaşındayken Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde asılarak idam edildi.
O dönemin tanıklarından, Pehlivanoğlu'nun yakın arkadaşlarından Mahir Damatlar, Pehlivanoğlu'nun idamını ve yaşanılanları anlattı.
İhtilal sonrası infazların ilkinin 8 Ekim'de Mustafa Pehlivanoğlu ile yapıldığını dile getiren Damatlar, "Buraya gelinceye kadar 78'in Ocak ayından itibaren Türkiye'de anormal şeyler yaşanmaya başlamıştı. İşkenceler hat safhadaydı. Malum o zaman Güneş Motel rezaletinden sonra yeni bir hükumet kurulmuştu. Mesela 100 binlerce öğrenci açıkta kalmıştı. Bu arada bir kısım öğrenciler de hızlandırılmış eğitime tabi tutularak liseler 3 ayda mezun edilir hale getirilmişti. Bunların hepsi o zamanki Ecevit hükumetinin maharetleriydi. Yani 2 yıllık okulu 4 senede zor bitiriyor birtakım öğrenciler. Memurlar sürgün ediliyor. O dönemlerde karşılıklı olaylar yoğunlaşıyor. Bazı olaylar var ki kimin yaptığı belli değil" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin Genel Merkezi'nin basıldığını hatırlatan Damatlar, "Orada iki kardeşimiz şehit oldu. Orada 6 tane el bombası kullanıldı. Bu normal bir çatışma değildi. Korgeneral Bedrettin Demirel'in daha sonra itiraf ettiği; ihtilalin olgunlaştırılması söz konusuydu. 22 ay kadar devam eden Ecevit iktidarı döneminde bu zulümler katlanarak gitti. Böyle bir dönemde Kahramanmaraş'tan ETKO diye bir örgüt çıkardılar. Ülkü
Ülkü Ocaklarının meşru bir teşkilat olduğunu ve Dernekler Masası'nda kaydı olduğunu ifade eden Damatlar, "Onun içinden güya Esir Türkleri Kurtarma Ordusu diye bir çete çıkarmaya çalıştılar. Yine Mustafa Pehlivanoğlu ve İsa Armağan ile ilgili de Balgat'taki bir kahvehane olayını bu arkadaşlarımızın üstüne yıktılar. Zeki Kaman ve Dürüst Oktay ekipleri o dönemin İçişleri Bakanı'nın bizzat kontrolünde olan sıkı yönetim Başsavcısı Nurettin Soyer'in emrinde özel bir işkence ekibiydi. Bunlar Balgat Olayı diye bir olay çıkardılar. Bu olayda Mustafa Pehlivanoğlu ile İsa Armağan'ı aileleri de olmak üzere işkence yaptılar" diye konuştu.
1980 ihtilalinden önceki iki yılın işkencelerle geçtiğini aktaran Damatlar, "Nitekim Mustafa Pehlivanoğlu ve İsa Armağan da Balgat'taki bir olaydan dolayı idam aldı. O zaman cezaevinde yatıyorlardı. Mamak Cezaevi'nden firar ettiler. Daha sonra ağustos ayında Mustafa Pehlivanoğlu, Kütahya'nın bir köyünde yakalandı. İsa Armağan'ın ise uzun bir firar hayatı oldu" şeklinde konuştu.
"Pehlivanoğlu'nu astıkları anda ben de Mamak Cezaevi'nin içindeki C5'te çarmıha gerilmiş vaziyetteydim"
Tüm ülkücülerin Mamak Cezaevi'nde C5 denilen yerde sorgulandığını bildiren Damatlar, şunları kaydetti:
"İdam edilmeden bir gün önce de 7 Ekim'de itibarıyla Pehlivanoğlu'nu tekrar C5 denilen yere götürdüler. Ben nerden biliyorum? Aynı gün ben de yakalanmıştım. Pehlivanoğlu'nu astıkları anda ben de Mamak Cezaevi'nin garnizon içindeki C5'te çarmıha gerilmiş vaziyetteydim. Orada polisler kendileri de söylüyordu. Biraz önce Pehlivanoğlu'nu burada sorguladık, ondan sonra boş çuval gibi götürdük diye onların ağzından da duyduk. İdam edilmeden birkaç saat öncesine kadar Mustafa Pehlivanoğlu'na orada işkence yaptılar. Elinden birilerini suçlayıcı belge almak istediler. Aslında Pehlivanoğlu, hakikaten karıncayı bile incitmeyecek böyle saf, tertemiz bir kardeşimizdi. Ben normal hayattan da tanırım, Ulucanlar Cezaevi'nde de beraber kaldık. Firar döneminden de tanırım. Karıncayı bile incitmeyecek bir insandı."
"Türkiye darbelerle yad edilmesin"
Ankara'da o dönem siyasi olarak 5 kişinin idam edildiğini söyleyen Damatlar, "Bunlardan 3 tanesi ülkücüdür. Pehlivanoğlu bunların ilkidir. Daha sonra Ali Bülent Orkan ve Fikri Arıkan ülkücü olarak idam edilmiştir. Necdet Adalı'dan sonra da soldan Erdal Eren infaz edilmiştir. İnfazlar Bu Cezaevinde yapılırdı. Yattığımız yer Mamak Cezaeviydi ama idam cezası alanlar son imzayı Kenan Evren attığı gün gece buraya getirilirdi ve sabaha karşı gün ışımadan burada infaz edilirdi" açıklamalarında bulundu.
"Bundan sonraki niyazımız o ki Allah bir daha bu memlekete böyle kara günler göstermesin" diyen Damatlar, "Türkiye darbelerle yad edilmesin. Bundan sonra müreffeh daha güzel yarınlara gençlerimiz hazırlansın. O dönemler kötü dönemlerdi, kara dönemlerdi. Hala o dönemlerin zihniyetini yaşayan karanlık emeller besleyen kafalar vardır ama inşallah bundan sonra bunlara fırsat verilmeyecek" değerlendirmesinde bulundu.