Haberal'ın Doktorları Hakkında Açılan Davaya Devam Edildi

Haberal'ın Doktorları Hakkında Açılan Davaya Devam Edildi
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ergenekon davasının tutuklu sanığı CHP milletvekili Prof.Dr.Mehmet Haberal'ın hastaneden taburcu olabileceğine dair sağlık raporunun mahkemeye gönderilmemesine ilişkin 5'i doktor 8 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ergenekon davasının tutuklu sanığı CHP milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın hastaneden taburcu olabileceğine dair sağlık raporunun mahkemeye gönderilmemesine ilişkin 5'i doktor 8 sanığın yargılanmasına devam edildi. İfade veren doktorlar, söz konusu raporun mahkemeden gizlendiği iddialarını yalanladı.

İstanbul 15.Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuksuz sanıklar İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Prof. Dr.Erhan Kansız, Prof. Dr. Hatice Sezer Karcıer, Prof. Dr.

Nazmi Gültekin,Erkan Özhun, Songul Arı ve Muhammet Hüsrev hazır bulundu.

Duruşmada söz alan dönemin İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde görevli Prof. Dr. Cengiz Çeliker, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, Haberal'ın sağlık durumunun kötüye gitmesi ve hayatı risk taşıması nedeniyle raporun uygulanmadığını ifade etti. Mesleğini yapmaya çalışırken terör örgütüne yardım etmekle suçlanmasının onur kırıcı bir durum olduğunu ifade eden Prof. Dr. Cengiz Çeliker, "Hipokrat yeminine sadık kalarak hastanın sağlığına ilişkin şeyler dışında hiçbir şey yapmadım" dedi.

Mehmet Haberal'ı Enstitüye yatmadan önce tanımadığını belirten Çeliker, Haberal'da 'Ventriküler taşikardi' atağının saptandığını, diğer tedavi yöntemlerini de reddettiği için ilaçla tevdi yönteminin uygulandığını söyledi. Tedavinin etkili ve yeterli şekilde yapılabilmesi için hastanede uzun süre tedavi edildiğini ifade eden Çeliker, uzun süre hastanede yatması için Haberal'a ayrıcalıklı davranmadığını belirtti.

Hekimlik hastaya zarar vermeden, hastanın hayatını riske atmadan yapılan bir meslektir diyen Çeliker "Hayati risk taşıyan hasta etkili tedavi yapılmadan taburcu edilir ve hasta hayatını kaybederse sorumlu doktor hakkında 'bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten' dava açılabilir. Hasta cezaevinde kaybedilirse etkili ve yeterli tedavi uygulamadan oraya gönderenler suçlanacaktı" şeklinde konuştu.

Davanın sanıklarından İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü eski Müdürü Erhan Kansız da, suçlamaları reddederek, enstitü müdürü olarak görev ve yetkilerinin hasta tedavisi ile ilgili olmadığını söyledi. Enstitü müdürlerinin Dekanlarla aynı görevi yaptığını belirten Erhan Kansız, "Hastanın taburcu edilmesine ilişkin işlemleri, hastanın tedavisini yapan hastadan sorumlu olan doktor yapar. Ne enstitü müdürü, ne bölüm başkanı ne de başka bir doktor yapabilir. Mehmet Haberal'ın taburcu edilmesine ilişkin işlemleri tedavisini yapan sorumlu doktoru Prof. Dr. Vedat Sansoy'du. Bu göz ardı edilerek tarafıma haksız suçlama yapılıyor. Söz konusu rapor yazılı ve görsel basında da yer aldı. Raporun gizlendiği ve geçersiz kılınmaya çalışıldığı iddiası tamamen gerçek dışıdır" dedi.

Duruşmada daha sonra söz alan Prof. Dr. Hatice Sezer Karcıer'de hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi. Karcıer devlet hastanesinde yıllardır doktorum hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum derken gözyaşlarını tutamadı. Karcıer daha sonra savunmasını yazılı olarak mahkemeye sundu.

Duruşmada daha sonra söz alan Prof. Dr.

Nazmi Gültekin ve Prof. Dr. Zerrin Yiğit'te haklarındaki suçlamaları reddederek beraatlerini istediler. Mahkeme diğer sanıkların ifadesinin alınması için duruşmayı erteledi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Haberal'ın İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde tedavi görmeye başlamasından bir süre sonra taburcu edilmesine yönelik heyet raporu düzenlendiği, ancak bu raporun işleme konulmadığı gibi yargılamanın devam ettiği İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne de gönderilmediği kaydediliyor.

İddianamede, söz konusu raporun adli mercilerden saklandığı ve bu rapordan sonra farklı tarihlerde şüphelinin yatarak tedavisinin hayati öneme haiz olduğunu gösterir raporlar düzenlendiği, sanık hakkında düzenlenen raporların bir kısmının sanık müdafileri aracılığıyla mahkemeye ulaştırıldığı ifade ediliyor.

İddianamede, şüpheliler Prof. Dr. Zerrin Yiğit, Prof. Dr. Cengiz Çeliker, Prof. Dr.Erhan Kansız, Prof. Dr. Hatice Sezer Karcıer, Prof. Dr.

Nazmi Gültekin,Erkan Özhun, Songul Arı ve Muhammet Hüsrev'in "silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi istenmişti. - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title