Güney Afrika'nın milyarlarca dolarlık kaçak madencilikle mücadelesi: Vala Umgodi Operasyonu

Güney Afrika'nın milyarlarca dolarlık kaçak madencilikle mücadelesi: Vala Umgodi Operasyonu
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Güney Afrika Cumhuriyeti'nde geçen yılın kasım ayından beri yürütülen "Vala Umgodi Operasyonu", ülke ekonomisine yılda milyarlarca dolar zarara yol açan kaçak madencilikle mücadelede dönüm noktası olma özelliği taşıyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nde geçen yılın kasım ayından beri yürütülen "Vala Umgodi Operasyonu", ülke ekonomisine yılda milyarlarca dolar zarara yol açan kaçak madencilikle mücadelede dönüm noktası olma özelliği taşıyor.

Dünyanın önde gelen altın üreticilerinden Güney Afrika'da kaçak altın madenciliğinin ülke ekonomisinde yılda 3,8 milyar dolar zarara yol açtığı tahmin ediliyor.

Çoğunluğu düzensiz göçmenlerden oluşan ve uluslararası suç örgütlerinin kontrolündeki kaçak madencilik sektörü, hali hazırda yüksek suç oranlarına sahip Güney Afrika açısından ciddi bir güvenlik sorunu teşkil ediyor.

Bu nedenle kaçak madencilikle mücadele, Güney Afrika hükümetinin öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor.

Kaçak madenciler: Zama Zama

Witwatersrand Üniversitesi Afrika Maden Sistemleri Bilimsel Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Glen Nwaila, AA muhabirine, Güney Afrika'daki kaçak madencilik sorununu değerlendirdi.

Nwaila, kaçak madencilerin Güney Afrika'da halk arasında "zama zama" olarak bilindiğini belirterek, "Bu terim Zulu dilinde 'bir şans vermek" anlamına gelir" dedi.

Ülke genelinde 10 ila 30 bin kişinin bu sektörde faaliyet gösterdiğinin tahmin edildiğini anlatan Nwaila, "Terk edilmiş yahut gaz sızıntılarının olduğu faal madenlerde altın gibi değerli madenleri aramak, yaklaşık 250 bin kişinin geçim kaynağı." ifadelerini kullandı.

Nwaila, kaçak altın madenciliğinin ülke ekonomisine yılda 70 milyar Güney Afrika Randı ( 3,8 milyar dolar) değerinde kayıp yaşattığına dikkati çekerek, kaçak madenciliğin çoğunlukla silahlı suç örgütleri tarafından kontrol edilen tehlikeli bir sektör olduğunu söyledi.

Uyuşturucu kaçakçılığı, silahlı soygun ve cinayet gibi türlü suçlara da karışan bu suç örgütlerinin, kaçak madencilere şiddet ve işkence uyguladığına dair raporların varlığına değinen Nwaila, "Raporlar, bazı madencilerin zorla çalıştırıldığını, şiddete maruz kaldığını ve temel haklarından mahrum bırakıldığını gösteriyor." bilgilerini paylaştı.

Nwaila, madenlerde meydana gelen ölümlere ilişkin, "Genellikle uygun güvenlik ekipmanı olmadan terk edilmiş veya düzenlenmemiş madenlerde çalışırlar ve bu da sık sık kazalara ve ölümlere yol açar." ifadelerini kullandı.

Vala Umgodi operasyonu kapsamında kaçak madencilere gıda ve su tedarikinin kesilmesinin, insan hakları grupları ve yerel halk tarafından eleştiriyle karşılandığını belirten Nwaila, buna rağmen hükümetin madencilerin barışçıl yollarla kurtarılmasını sağlamayı başardığı operasyonunun kaçak madencilikle mücadelede bir dönüm noktası olduğunu ifade etti.

Vala Umgodi Operasyonu

Hükümetin, geçen yıl başlattığı "Vala Umgodi Operasyonu" kaçak madencilikle mücadelede yeni ve etkili bir stratejiyi temel alıyor.

Yerel dilde "deliği kapa" anlamına gelen Vala Umgodi stratejisi, güvenlik güçlerinin kaçak faaliyet yürütülen madenlerin giriş ve çıkışlarını tutup, gıda ve su tedarikini kesmesi suretiyle yeraltında aç ve susuz kalan kaçak madencilerin teslim olmasını amaçlıyor.

Resmi verilere göre, geçen yılın kasım ayından bu yana ülkenin 5 eyaletinde 3 bine yakın madencinin güvenlik güçlerine teslim olduğu operasyon, Güney Afrika'nın kaçak madencilikle mücadele kapsamında şimdiye kadar en etkili operasyonlarından biri olarak gösteriliyor.

Yeraltındaki madencilerin aç ve susuz bırakılması, insan hakları örgütlerinin tepkisine neden olsa da hükümetin bu konudaki net ve tavizsiz tavrı dikkati çekiyor.

Yeraltında açlık ve yamyamlık : Stilfontein madeni

Kuzey Batı eyaletindeki terkedilmiş bir altın madeni olan Stilfontein madenine yönelik operasyon, bu açıdan önemli bir örnek teşkil ediyor.

Polisin, Kasım 2024'ten itibaren gıda ve su tedarikini kesmesinin ardından, teslim olmakta direnen yüzlerce madencinin yeraltındaki aç ve susuz direnişi, geçen aylarda ülke gündeminde önemli yer tutmuştu.

Cumhurbaşkanlığı İşleri Bakanı Khumbudzo Ntshavheni'nin, kaçak madencilerin gerekirse "dumanla dışarı çıkarılacağı" açıklaması, kamuoyunda tepkilere neden olmuştu.

Hükümet yetkilileri, madencilerin kendi imkanlarıyla çıkış yapabildiklerini belirterek, gecikmeli çıkışların kaçak madencilerin kolluk kuvvetlerince tutuklanmamak için kullandığı bir taktik olduğunu ifade etmişti.

Madencilikten Etkilenen Toplulukların Eylem Birliği (MACUA) isimli Güney Afrikalı insan hakları örgütü, Stilfontein'de mahsur kalan madencilerin açlıktan ölen arkadaşlarının cesetlerini yedikleri iddiasıyla 3 Ocak'ta Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.

Anayasa mahkemesinin kararı üzerine hükümet 13 Ocak'tan itibaren başlattığı kurtarma operasyonunda 216 madencinin yanı sıra 78 madenci cesedi çıkarılmıştı.

Resmi verilere göre, 1818 madencinin çıkarıldığı madende, kurtarma operasyonu öncesi çıkarılan 9 madenci ve sonrasında hastanede hayatını kaybeden 1 madenci dahil, toplamda 88 kişinin hayatını kaybetmişti.

Ölen madencilerin kimlikleri tespit edilemiyor

Öte yandan, Stilfontein madeninde hayatını kaybeden 88 madenciden şimdiye kadar yalnızca 2'sinin kimliği tespit edilebilmiş durumda.

Yetkililere göre bunun nedeni, çıkarılan madencilerin çoğunluğunun yabancı uyruklu kişilerden oluşması.

Resmi verilere göre, madenden çıkarılanlardan 1818 kişiden yalnızca 26'sı Güney Afrika vatandaşı iken, 1125'i Mozambik, 465'i Zimbabve, 200'ü Lesotho, 1'i Malavi ve 1 Kongo uyruklu düzensiz göçmenler.

Bu durum kaçak madencilik ve düzensiz göç sorunu arasındaki ilişkiyi ortaya koyması açısından önem taşıyor.

Çetenin ele başı firari

Hükümetin eleştirilere rağmen kararlılıkla yürüttüğü operasyon Stilfontein madeninde tamamlanırken, polis, geçen hafta düzenlenen kurtarma operasyonunda çıkarılan kaçak madenciler arasında yer alan ve gözaltına alınamadan kayıplara karışan çete elebaşını arıyor.

Stilfontein madeninde faaliyet gösteren çetenin Lesotho uyruklu elebaşı James Neo Tshoaeli'nin, yetkililerin yardımıyla kaçtığı tahmin ediliyor.

Polisten yapılan açıklamada, "Kaplan" lakaplı Tshoaeli ve kaçmasına yardım eden yetkililerin yakalanması için tüm kaynakların seferber edildiği belirtilirken, bu durum operasyonun başarısına gölge düşüren "utanç verici" bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Öte yandan, Vala Umgodi operasyonu ülke genelinde kararlılıkla devam ediyor.

500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title