Güncelleme - Sezgi Kırıt'ın Öldürülmesi Davası
Antalya'da 2009 yılında 16 yaşındaki Sezgi Kırıt'ın tecavüz edilerek öldürülmesine ilişkin dava açılan 3 sanık hakkında tutuklama kararı verildi.
Antalya'da 2009 yılında 16 yaşındaki Sezgi Kırıt'ın tecavüz edilerek öldürülmesine ilişkin dava açılan 3 sanık hakkında tutuklama kararı verildi.
Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, başka suçtan tutuklu Mehmet Mutlu Kurtlar, tutuksuz sanıklar Osman Küçük ve Emine Karpi ile maktulün annesi Hanife, babası Hasan ve kız kardeşi Sevgi Kırıt katıldı.
Duruşmada, müşteki avukatı Sibel Önder, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı temsilcisi avukatlar, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ve Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi avukatları başta olmak üzere, birçok sivil toplum kuruluşu yetkilileri de izleyici olarak hazır bulundu.
Duruşmada söz alan sanıklardan Osman Küçük, maktulle bir arkadaşı vasıtasıyla internetten tanışıp yazışmaya başladığını belirterek, Kırıt'ın kendisini 22 yaşında "Sevgi" olarak tanıttığını savundu.
Olay günü de maktulle yazışmaya devam ettiğini anlatan Küçük, "İnternette konuşmaya devam ederken benden uyuşturucu bulmamı istedi. Ben de bir arkadaşımdan esrar aldım. Saat 19.30 gibi kızı Real Kavşağı üst geçidinde yol kenarında beklerken motosikletle aldım. Motorda giderken kız bana evden kaçtığını ve eve gitmek istemediğini söyledi." diye konuştu.
Küçük, arkadaşı "Ali Karpi"yi arayarak bir kız arkadaşıyla evini kullanmak için izin istediğini, onun da bunu kabul ettiğini öne sürdü.
Ali Karpi'nin evinde kendisi ve Sezgi Kırıt dışında 4 kişinin daha bulunduğunu iddia eden Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evde Emine Karpi, Mehmet Mutlu Kurtlar, Ali Karpi ve yaşlı bir teyze vardı, yani toplamda 6 kişi vardık. Evde oturup ben, Sezgi, Ali ve Mehmet Mutlu alkol aldık. Sezgi birkaç yudum bira içti. Sessiz durduğu için Ali Karpi, kızdan pek hoşlanmadığını söyledi. Sezgi'nin suratı hep asıktı. 1-2 saat kadar oturduktan sonra Sezgi ile yan odaya geçtik. Kızla aramızda yakınlaşma oldu odada ve kendi isteğiyle Sezgi ile birlikte oldum. Daha sonra yattık ve sabah işe geç kalmamak için kalktım, gittim."
Kırıt'ın öldüğü haberini kendisini arayan Ali Karpi'den öğrendiğini iddia eden Küçük, bunun üzerine iş yerinden bir arkadaşıyla evine gittiğini, yatağın her yerinin derli toplu olduğunu ve öğrendiği kadarıyla da Emine Karpi'nin kızın cesedini bezle sildiğini savundu.
Küçük, olayla ilgili polisi aramak istediğini fakat başka suçtan aranması bulunan Mehmet Mutlu Kurtlar tarafından tehditle engellendiğini iddia etti.
Bunun üzerine kızın cesedini valize koyduklarını ve kiraladıkları arabayla Isparta yoluna gittiklerini anlatan Küçük, şöyle konuştu:
"Arabada sadece Ali Karpi ve ben vardım. Isparta'da bir göl yakınına geldik. Ali, kızı gömmek istedi ama gönlüm razı gelmedi. Cesedi valizden çıkardık, elimdeki maketle kızın üzerindeki kıyafetleri kesip çıkardım, saç ve DNA izi kalmasın diye. Daha sonra kızı boş bir alana atarak uzaklaştık."
Mahkeme heyeti başkanının, Adli Tıp Kurumu raporu sonucunda, cesedin üzerinde darp ve kırık bulguları bulunduğunu sorması üzerine sanık Küçük, maktulü hiçbir şekilde darbetmediklerini, vücudundaki izler ve kırıklar hakkında bilgisinin olmadığını öne sürdü.
"Parmak izi kalmaması için cesedi bezle sildim"
Diğer tutuksuz sanık Emine Karpi ise sanık Osman Küçük'ü kardeşi Ali Karpi aracılığıyla tanıdığını belirterek, olay günü evde uyuduğu için kızın eve getirilişini hatırlamadığını söyledi.
Karpi, bir ara uykudan kalktığında evin salonunda kardeşi Ali Karpi ve oğlu Mehmet Mutlu Kurtlar ile Osman Küçük ve Sezgi Kırıt'ın oturduğunu gördüğünü ifade etti.
Olay sabahı maktulün yattığı odaya gittiğini ve kendisini kahvaltıya çağırmak istediğini savunan Karpi, "Kızın yattığı odaya gittim, seslendim, duymadı, dürttüm, yine tepki vermedi. Vücuduna dokundum, buz gibiydi. Kalbine falan baktım ve kızın öldüğünü anladım, hemen kardeşime haber verdim." dedi.
Mahkeme başkanının cesede duş aldırıp aldırmadığını sorması üzerine Karpi, kızı banyoda yıkamadığını, sadece vücudunda dokunmadan dolayı parmak izinin kalmaması için bezle sildiğini anlattı.
Duruşma, sanık ifadeleri ve tarafların beyanlarının alınmasıyla sürüyor.
Fotoğraf çeken izleyicinin telefonuna el konuldu
Bu arada, duruşmaya katılan kadın izleyicinin, çekim yaparak sosyal medyada paylaştığının fark edilmesi üzerine mahkeme başkanı tarafından uyarılarak cep telefonuna el konuldu. Bu kişi hakkında ifadesinin alınması için cumhuriyet savcılığına yazı yazılmasına karar verildi.
"Ölüm nedeni tespit edilemedi"
Duruşmaya verilen arada basın açıklaması yapan müşteki avukatı Sibel Önder, Sezgi Kırıt'a uyuşturucu ve alkol verildikten sonra tecavüz edildiğini söyledi.
Cesedin üzerinde 3 erkeğe ait sperm bulunduğunu belirten Önder, Adli Tıp Kurumu raporunun Kırıt'ın ölüm nedenini tespit edemediğini anlattı.
Diğer sanık da dinlendi
Duruşmanın öğleden sonra devam eden oturumunda, sanık Mehmet Mutlu Kurtlar'ın ifadesi alındı.
Kurtlar, suçlamaları kabul etmedi. Olayla ilgili bilgisinin olmadığını belirten Kurtlar, "Osman Küçük ile kızın arasında ne olduğunu bilmiyoruz. Annem kızı kahvaltıya çağırmak için odaya gittiğinde kızın öldüğünü söyledi. Ambulans çağırmadık. O dönemde başka suçtan aramam olduğu için korkudan polise haber de veremedik." dedi.
Tanık Ozan Küçük de ifadesinde Osman Küçük'ün ağabeyi olduğunu belirterek, maktul ile ağabeyinin internette tanıştığını ifade etti. Küçük, ağabeyi ile kızın yazışmalarına göz ucuyla baktığını, daha sonra ağabeyinin kızla buluşmak için akşam haberleştiğini kaydetti.
Olay gününden sonra ağabeyinin aynı iş yerinde bulunduğunu belirten Ozan Küçük, "Ali Karpi, ağabeyimin yanında olduğum sırada telefon açtı. 'Kız ölmüş' denilince ağabeyim, Ali Karpi ve Cemil isimli bir şahısla eve gittik. Evde Mehmet Mutlu Kurtlar, annesi Emine Karpi ve yaşlı bir kadın vardı. Eve gidip cesede baktığımda cesette dış görünüş itibarıyla hiçbir darp izi görmedim. Ağabeyim polise haber vermek istedi. Fakat Ali Karpi, Mehmet Mutlu Kurtlar ve annesi tarafından engellendi. Bildiğim kararıyla Mehmet Mutlu Kurtlar'ın başka suçtan arandığı için haber vermedi." diye konuştu.
Davaya katılan sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve müşteki avukatları, sanıklardan ayrı ayrı şikayetçi olduklarını belirtti.
Sezgi Kırıt'ın ablası Sevgi Kırıt ise duruşmada verdiği ifadede, tanıkların açıklamalarını kabul etmediklerini belirterek, sanıkların atılı suçtan ayrı ayrı cezalandırmalarını ve tutuklanmalarını talep etti.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Mehmet Mutlu Kurtlar, Osman Küçük ve Emine Karpi'nin, "delilleri karartma" ve "kaçma şüphesi" nedeniyle tutuklanmalarına karar vererek duruşmayı erteledi.
"Gün Sezgi'nin günü"
Avukat Sibel Önder, duruşma çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, bugünün "Sezgi'nin günü" olduğunu söyledi.
Duruşmanın ilk celsesinin tamamlandığını belirten Önder, "Mahkeme heyeti derneklere de müdafilik yönünden karar verdi. En sevindirici haber de 3 sanığın da tutuklanmalarına karar verilmiş olması. Çok mutluyum, artık Sezgi'nin çok ciddi bir sesi var." dedi.
Bu cinayete bir başlık koyamadığını ifade eden Önder, "adam olduğunu düşünen erkeklerin insanlıktan çıkıp canavara dönüşünü" anlatmak istediğini dile getirdi.
Önder, gazetelerde üçüncü sayfa haberi olan ve gündemden hızla düşen kadın cinayetlerinin önüne geçebilmek ve cezai yaptırımların ses getirici olması açısından hukuki mücadelelerin, artık hep 15 yaşında kalacak Sezgi ve tüm kadınlar için daha hızlı yol almasını istediklerini vurguladı.
Kadınlar tek yürek olsa bile adaletin onlara yardım etmesi gerektiğini ifade eden Önder, "Benim 7 yıllık savaşım bugün ses getirdi. Bu süreci tamamladıktan sonra iddianame hazırlanana kadar süreçte sayın savcımız Murat Kaya'ya teşekkürü bir borç biliyorum. Destek olan bütün derneklere ve platformlara teşekkür ediyorum. Sezgi artık biziz." diye konuştu.
Tutuklama kararının aileyi mutlu ettiğini aktaran Önder, ailenin artık kızlarının ruhunun rahat olduğundan emin olduklarını belirtti.
Önder, "Adalet yerini buluyor. Önemli olan da buydu. 7 yıllık savaşımız sonuç verdi." dedi.
Daha dinlenecek tanıklar olduğuna da işaret eden Önder, tanıkların tesir altına alınması, delillerin yok edilmesi ve sanıkların kaçma ihtimali göz önünde bulundurularak sanıkların bundan sonraki duruşmalara tutuklu olarak geleceklerini söyledi.
Önder, 9 Eylül'e ertelenen duruşmada bir karar çıkmasını beklediklerini kaydetti.
Önder, basın açıklamasının ardından konuyu gündeme getiren gazeteci Ayşe Arman'ı telefonla arayarak sanıkların tutuklandığı haberini verdi.
"Özgecan davasına benzer bir karar bekliyoruz"
Davaya müdahil olarak katılan Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) temsilcisi avukat Fatma Kaptanoğlu ise 7 yıl sonra ortaya çıkan ve aydınlatılan Sezgi cinayetinin davasını takip etmek için geldiklerini söyledi.
KADEM'in öncelikli alanının kadına yönelik şiddetle mücadele olduğuna işaret eden Kaptanoğlu, "Biz bu mücadelede adaletin tesisini sağlama noktasında taraf olmak için bugün buradayız. 9 Eylül'e ertelenen duruşmada da burada olmaya devam edeceğiz. Sevindirici olan 3 sanığında ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verilmiş olması. Müdahil olmamız kabul edildiği için davanın ilerleyen aşamalarında temyiz hakkımız da olacak." dedi.
Bu tarz davalara müdahil olmalarının sebebinin gerek hakimlerin gerekse kamuoyu vicdanı noktasında taraflarını belli etmek olduğunu vurgulayan Kaptanoğlu, "Özgecan davasında da hiçbir sanığa indirim kararı uygulanmadı. Ağırlaştırılmış hapis cezası verildi. Özgecan davası bizim için ilkti. Sezgi davasında da benzer bir karar bekliyoruz." diye konuştu.
Olayın geçmişi
Antalya'da Ağustos 2009'da evden ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan 16 yaşındaki Sezgi Kırıt'ın cesedi, Isparta'nın Gönen ilçesine bağlı Koçtepe köyünde tanınmaz halde bulunmuştu.
Olayla ilgili Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar Osman Küçük, Emine Karpi ve Mehmet Mutlu Kurtlar'ın "mağdurun ölümüne neden olacak şekilde çocuğun cinsel istismarı, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "suçların işlenmesine yardım etmek" suçlarından 31 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Sanıklardan Ali Karpi ise soruşturma sürerken geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybetmişti.