Gültekin Çizgen'e Saygı Gecesi"
Sanatçı Gültekin Çizgen, Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen "Ustalara Saygı" etkinliğine konuk oldu.
Sanatçı Gültekin Çizgen, Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen "Ustalara Saygı" etkinliğine konuk oldu.
Akatlar Kültür Merkezi'deki programda "çağdaş sanatın Hezarfen'i" olarak adlandırılan Çizgen'in kişiliği ve sanatı, sanatçı arkadaşları, yakın dostları ve yakınları tarafından anlatıldı.
Etkinliğin açılışında konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Beşiktaş'ın Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinden bugüne kadar bir kültür merkezi haline geldiğini söyledi.
Hazinedar, Çizgen'le birlikte fotoğraf festivali yaptıklarını belirterek, "4 yılda 4 uluslararası festival gerçekleştirdik ve festivalimiz dünya fotoğraf literatürüne girdi ve burada şüphesiz ilk adımın atılmasında katkısı oldu." dedi.
Gültekin Çizgen de 3 farklı müze kurduğuna işaret ederek, "İlki Selimiye'deki Florence Nightingale Müzesi, ikinci olarak da Eskişehir'deki sanatsal cam müzesini kurduk. Bana Hezarfen dedikleri şudur; yani birçok işle aynı anda uğraşan divanelere Hezarfen diyorlarmış. Son olarak da Fatih Belediyesi ile birlikte Kadırga'daki İstanbul Fotoğraf Müzesi'ni kurduk." diye konuştu.
Çizgen, hayatı boyunca sanatın farklı alanlarında 102 kitap kaleme aldığını dile getirdi.
İstanbul Fotoğraf Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Selim Seval ise Çizgen'in sanatçı kişiliğine değinerek, şunları anlattı:
"Günümüzde maalesef birçok kavramın içi boşaltıldı. Baktığımız zaman herkes sanatçı, etrafta sanatçı bolluğu var. Fakat sanatçılık 'ben sanatçı oldum' demekle olmuyor. Sanatçı bir yaşam biçimi, doğuştan gelen bir yetenek. Bu da yetmiyor, Gültekin ustamız kadar çalışkan olmak gerekli. Dolayısıyla Gültekin ustamızın sanatçı ünvanı kendisine toplum tarafından verilmiş bir ünvan. Bu kolay elde edilmiyor. Çok az bu sıfata sahip olan kişi var maalesef toplumumuzda."
Seval, Çizgen'in çok çalışkan olduğuna işaret ederek, "Gültekin hocamız sadece fotoğrafçı değil. Sanatın pek çok alanında faaliyet gösteren bir kişi. Nitekim İstanbul Fotoğraf Müzesi'ni kurduk. Gültekin Bey orada duvara resim asmadan, yerleri temizlemekten, çöpleri taşımaktan her işi bilfiil yaptı. Kendisine fotoğraf camiası olarak, saygımız ve sevgimiz çok büyük." ifadelerini kullandı.
Gültekin Çizgen'in kızlarından Aylin Gözen de "Babam hayatıma girdiğimde ben 5 yaşındaydım. Hayatım boyunca da hiç babasız kalmadım. Babam daima okuyan, araştıran, okuduklarından bir sürü şey çıkaran, çok yönlü bir sanatçı. Hayatı kitapları arasında araştırmalarla geçiyor. Eğitimin ve yaşın öğrenmekle alakası olmadığını, ilk hayat dersi olarak ondan aldım." dedi.
Başak Çizgen de çocukluğunun ailece evde yapılan sanat sohbetleri ile geçtiğini anlatarak, "Bu bizim geri kalan hayatımızda sahip olduğumuz estetik gözün en önemli temeli oldu. Pek çok farklı disiplinde başarılı olan sanatçı olmanın yanında insanların hayatına dokunan yönleri vardır onun. Yeni tanıştığı kişilerle sohbet ederken bile önce 'nereden faydam olur' diye düşünür babam." değerlendirmesinde bulundu.
Etkinlikte ayrıca fotoğraf yazarı ve araştırmacısı Tekin Ertuğ, yazar Ali Saydam, sinemacı Necip Sarıcıoğlu, Prof. Emre İkizler, Nural Denker, Kazım Kurt, Leyla Alaton, Ekrem Özen ve Ali İbrahim Yalçın konuşma yaptı.
Revnak Halk Müziği Korosu'nun da kısa bir konser verdiği programda, Gültekin Çizgen'in çalışmalarından fotoğraflar ve filmler izlenime sunuldu.