Haberler

Grafikli - Fetö'cü Savcılardan Dink Soruşturmasına "Darbe"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

SİBEL KURTOĞLU - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan ve asıl sorumlulara ulaşılamadığı için 9,5 yıl devam eden soruşturmada görev yapan 7 savcıdan 4'ünün Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile bağlantıları tespit edildi.

HANİFE SEVİNÇ - SİBEL KURTOĞLU - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan ve asıl sorumlulara ulaşılamadığı için 9,5 yıl devam eden soruşturmada görev yapan 7 savcıdan 4'ünün Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile bağlantıları tespit edildi.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de genel yayın yönetmeni olduğu Şişli'deki Agos gazetesinin önünde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.

Özel yetkili İstanbul cumhuriyet savcıları Selim Berna Altay ve Fikret Seçen tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, Samsun Otogarı'nda yakalanan fail 17 yaşındaki Ogün Samast, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in de aralarında bulunduğu 12'si tutuklu 18 şüpheli hakkında 20 Nisan 2007'de iddianame hazırlandı.

İddianame, yine dönemin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sadece tetikçi Samast ve etrafındaki kişilerle sınırlı tutulan iddianame, hem Dink ailesini hem de kamuoyunu tatmin etmedi. Soruşturmanın, cinayetin asıl sorumlularına, kamu görevlilerine, polise ve jandarmaya ulaşmadığı eleştirisi, gündemden hiç düşmedi. Bu nedenle yargılama süreci devam ederken, soruşturma da hiç kapanmadı.

Soruşturmayı bir süre daha yürüten Fikret Seçen'in İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili olmasının ardından dosya, dönemin özel yetkili savcılarından Cihan Kansız'a teslim edildi. Kansız'ın da bir süre sonra başsavcıvekili olarak atanmasından sonra herhangi bir ilerleme yaşanmayan soruşturma dosyası, bu kez özel yetkili savcılardan Mustafa Çavuşoğlu'na devredildi. Savcı Çavuşoğlu döneminde ilk kez kamu görevlileriyle ilgili soruşturma açıldığı gündeme yansıdı ancak kimlerle ilgili olduğu konusunda Dink ailesinin avukatlarına bile bilgi verilmedi.

Dink cinayetine ilişkin yürütülen soruşturmaların tümü daha sonraki süreçte özel yetkili cumhuriyet savcılarından Muammer Akkaş'a verildi. Akkaş, 3 yıl baktığı soruşturmada, sadece sanıklardan Erhan Tuncel ve Ogün Samast'ın tanık olarak ifadesine başvurdu. Akkaş'ın, 25 Aralık soruşturmasında usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle meslekten ihraç edilmesi üzerine dosya, Yusuf Hakkı Doğan'a verildi.

Savcılar Fikret Seçen, Cihan Kansız, Mustafa Çavuşoğlu ve Muammer Akkaş'ın yürüttüğü 7 yıl boyunca Dink soruşturmasında "bir arpa boyu yol" katedilemedi.

4 savcının FETÖ bağlantısı

Dink soruşturmasına 9,5 yılın ardından bakıldığında, sırasıyla görev yapan 4 savcının da FETÖ/PDY bağlantılı olması dikkati çekiyor.

Fikret Seçen, 2005'te atandığı Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde 2007'den itibaren özel yetkili savcı sıfatıyla Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan biri oldu. Zekeriya Öz hep ön planda olduğu için ismi pek duyulmadı.

Ergenekon soruşturması kapsamında daha sonra sahte olduğu anlaşılan delillerin bulunduğu Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki aramayı yapan Seçen hakkında, "Askeri Casusluk" davasında sanıklar lehine verilen TÜBİTAK raporunu dosyaya koymadığı iddiasıyla dava açıldı. Seçen, 24 Kasım 2015'te yurt dışına kaçtı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca (HSYK) görevden uzaklaştırılan Seçen hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.

Ergenekon soruşturmasına da bakan Cihan Kansız, bir dönem İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği de yaptı. "İnternet Andıcı" soruşturması kapsamında, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un "şüpheli" olarak ifadesini alan, Odatv iddianamesini de hazırlayan Kansız, 17-25 Aralık'ın ardından yürütülen kumpas soruşturmaları kapsamında önce Sakarya'ya düz hakim olarak atandı, ardından HSYK tarafından açığa alındı.

FETÖ/PDY'nin "Selam Tevhid" soruşturmasında kumpas yaptığına ilişkin yürütülen soruşturma sonunda açılan davada sanık olarak yer alan Cihan Kansız hakkında tutuklama amaçlı yakalama kararı çıkartıldı. Kansız'ın firar ettiği öğrenildi.

Savcı Mustafa Çavuşoğlu hakkında da FETÖ/PDY'nin "Selam Tevhid" soruşturmasında kumpas yaptığına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında dava açıldı. Hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı bulunmayan Çavuşoğlu, emekli oldu.

Bir dönem Dink cinayetine bakan savcı Muammer Akkaş, 25 Aralık soruşturmasında usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle meslekten ihraç edildi. FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında hakkında tutuklanmak üzere yakalama kararı çıkarılan Akkaş da firar etti.

Akkaş hakkında FETÖ/PDY'nin "Selam Tevhid" soruşturmasında kumpas yaptığı suçlamasıyla dava açıldı. Muammer Akkaş hakkında FETÖ/PDY'nin 25 Aralık soruşturmasında usulsüz dinlemeler yaptığı gerekçesiyle de iddianame hazırlandı. İddianame, mahkemenin incelemesinde bulunuyor.

Kansız, Akkaş ve Çavuşoğlu'nun da aralarında bulunduğu 54 hakim ve savcının "Selam Tevhid" soruşturmasında kumpas yapıldığı iddiasıyla yargılanmasına yeni adli yılda başlanacak.

FETÖ'cü savcılardan sonra dosya hız kazandı

Soruşturmayı 2014'te devralan Yusuf Hakkı Doğan, FETÖ'cü savcıların ardından soruşturmaya farklı bir boyut kazandırdı. Soruşturmayı, sanık avukatlarının yıllardır dile getirdiği ancak dokunulmayan kamu ayağına uzatan Doğan, ilk kez kamu görevlilerinin ifadelerine başvurdu.

Doğan'ın kendi isteğiyle Yargıtay üyeliğine seçilmesinin ardından dosya, savcı Gökalp Kökçü'ye verildi.

Kökçü de cinayetin kamu ayağına odaklandı. Anayasa Mahkemesi'nin "etkili soruşturma yapılmadığı" gerekçesiyle "ihlal" kararı vermesi üzerine, kamu görevlilerinin de soruşturulmasının önü açıldı.

Cinayette ihmali olduğu gerekçesiyle dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, PDY soruşturmasında tutuklu bulunan dönemin eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'nın da aralarında bulunduğu 26 kişi hakkında "tasarlayarak kasten öldürmek, silahlı örgüt kurmak ve üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme, görevi kötüye kullanma ve kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçlarından dava açıldı.

Fail Ogün Samast'ın itirafları, Dink cinayetinin FETÖ/PDY bağlantısını gözler önüne serdi. Kamu görevlilerinin ifadeleri savcılığa önemli bilgiler sağladı. İfadelerin ardından harekete geçen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, soruşturmada yeni deliller de elde etti.

Dink cinayetine ilişkin ana dava ile yeni açılan dava birleştirildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 35 sanığın yargılandığı davanın bir sonraki duruşması, 8 Ağustos'ta yapılacak.

Soruşturma jandarmaya uzandı

Savcı Gökalp Kökçü, elde ettiği yeni deliller doğrultusunda soruşturmayı jandarma görevlilerine kadar genişletti. Bu kapsamda aralarında jandarmaların da bulunduğu 27 şüpheli gözaltına alındı.

Kökçü, şüphelilerle ilgili tutuklama istemli sevk yazısında, "15 Temmuz başarısız darbe kalkışmasına giden süreçte Hrant Dink cinayeti, bu amaç için attırılan ilk kurşun" değerlendirmesini yaptı.

Soruşturma kapsamında Jandarma Uzman Çavuş Abdullah Dinç ile eski uzman jandarma olan Esenyurt Belediyesi Zabıta Müdürü Yusuf Bozca tutuklandı. Gözaltındaki 25 kişinin emniyetteki işlemleri ise devam ediyor.

Şüpheli, FETÖ/PDY'yi işaret etti

Yusuf Bozca emniyet ifadesinde, "Dink cinayetinin FETÖ/PDY üyelerince organize edildiğini ve darbe girişimi temellerinin bu cinayetle atıldığını" anlattı.

Bozca, "Hrant Dink cinayeti, FETÖ/PDY'ye mensup kişilerce organize edildi ve cinayetin işlenmesine göz yumuldu. Bu cinayet sonrasında jandarmada ve emniyet birimlerinde tasfiyeler başladı. Bu tasfiyelerden sonra Fetullahçı yapılanmaya mensup kişiler, tasfiye edilen kişilerin yerlerine görev aldı. 2007 yılından gelmiş olduğumuz süreç göz önüne alındığında, 15 Temmuz günü gerçekleşen darbe girişiminin temellerinin bu cinayetle atıldığını düşünüyorum. Tüm olayları bir bütün olarak değerlendirdiğimde, Yüzbaşı Muharrem Demirkale ve onunla aynı görüşe sahip olan TSK personellerinin Hrant Dink cinayetinin işlenmesinde dahli olduklarını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA / Güncel
THY, İstanbul Havalimanı'ndan 38 seferini iptal etti

THY, İstanbul için 38 seferin iptalini duyurdu

İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atandı

İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Tunceli ve Ovacık Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından belediye önünde protestolar başladı

Kayyum kararının ardından belediye önünde protestolar başladı

title