Grafikli Analiz - Gerçekleşmeyen Hayal: 7. Yıldönümünde Mısır Devrimi
Mısır 25 Ocak Devrimi esnasında sokaklarda en çok atılan slogan "ekmek, özgürlük ve toplumsal adalet" (ıyş, hurriye, adale ictimaiyye) kelimelerinden oluşuyordu.
AYDOĞAN KALABALIK - Mısır 25 Ocak Devrimi esnasında sokaklarda en çok atılan slogan "ekmek, özgürlük ve toplumsal adalet" (ıyş, hurriye, adale ictimaiyye) kelimelerinden oluşuyordu. 30 yıl ülkeyi yöneten Hüsnü Mübarek, baskılara fazla dayanamadı. Yüksek Askeri Konsey'in de telkinleri sonucunda 11 Şubat 2011 tarihinde çekilmek zorunda kaldı.
Görüntüde "devrim" gerçekleşmişti. Ancak sonraki süreçte, devrimci grupların kendi aralarındaki görüş ayrılıkları ve parçalanmalar, İslami hareketlerin yönetim tecrübesizliği, kadroların eksikliği ve devlet erkinin mukavemeti dengeleri değiştirdi. 3 Temmuz 2013 tarihindeki darbe ile devrim sürecine bir virgül konuldu.
Mısır tarihinin en büyük kırılmalarından biri
Tunus'ta halk hareketleri ve eylemlerle başlayan ve ardından Mısır'a sıçrayan Arap Baharı rüzgarının ikinci ayağı olarak kabul edilen Mısır 25 Ocak Devrimi'nin üzerinden tam 7 yıl geçti.
Devrim ve sonrasında yaşanan 7 yıllık bu uzun süreç, 7 bin yıllık Mısır medeniyetindeki en büyük kırılmalardan birisi olarak tarihe kaydedilecek kadar önemli. Aradan geçen 7 yıla bakıldığında, devrimde slogan olarak atılan ifadelerden "ekmek, özgürlük, toplumsal adalet, demokrasi ve onur" gibi kavramların artık Mısır kamuoyunda ve gündeminde olmadığı veya konuşulamadığı gözleniyor.
Mısır toplumu aslında günümüzde yaşananlara çok yabancı sayılmaz. Devrik Cumhurbaşkanı Mübarek'in ilk 15 yılı demokrasi, insan hakları, fikir ve ifade özgürlükleri bakımından bugünkü sürece benziyordu.
Ülkede hiç kimse siyaset konuşamıyor, sadece devlet medyası seyrediliyor ve toplum kontrol altında tutuluyordu. Doksanlı yıllarda Mısırlı birisine her hangi bir konuda fikri sorulduğunda korkar, hatta irkilir ve "ben siyaset konuşmam" derdi.
Ancak Mübarek iktidarı uzadıkça işler değişti. Rejim, varlığını idame ettirebilmek için patlama ihtimali olan balonda küçük delikler açtı. Mübarek'in özellikle de son 10 yılında düşünmek, konuşmak, hükümeti ve bakanları ağır ifadelerle bile olsa eleştirmek serbestti. Dokunulamayan sadece Mübarek ve ailesiydi.
Suriye gibi Arap ülkelerinden Mısır'a gelenler, toplu taşıt araçlarında konuşulanlar ve yönetime yapılan eleştirileri duyunca şaşkına döner ve Mısır'da ciddi bir özgürlük ortamı olduğunu söylerdi. Mısırlı uzmanlar ve Mısır'ı yakından takip eden gözlemciler, farklı alanlarda bir karşılaştırılma yapıldığında bugün gelinen seviyenin, devrim öncesindeki yılların çok gerisinde olduğunu ifade ediyor.
Mevcut durum devrim öncesinden de kötü
Görüşüne başvurduğumuz Kahire Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi öğretim görevlisi Hasan Nefa, Mısır'ın 25 Ocak Devrimi öncesinden çok daha kötü bir dönemde olduğunu düşünenlerden. Nefa, "Ülke güvenlik mantığı ile ve güvenlik güçleri tarafından yönetiliyor. Her geçen gün devrimin taleplerinden daha da uzaklaşıldığı ortada. Rejimi yöneten akıl bu şekilde fazla devam edemez ve büyük bir halk muhalefetine eninde sonunda çarpar. İşte o zaman muhalefet arasında var olan görüş ayrılıkları da ortadan kalkmış olacaktır" diye konuşuyor.
Devrimin gerçek çizgisine ancak en sağ ve en soldaki grupların demokrasi, kanun ve kurumlar devleti hedefinde bir araya gelmesiyle dönebileceğine vurgu yapan Nefa, "Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın (İhvan) fikri ve siyasi tutumunu iyice gözden geçirmesi ve ülkedeki diğer vatanperver grupları, onlardan bir parça olduğuna ikna etmesi gerekiyor" ifadelerini de kullanıyor.
El-Ahram Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Atıf Sadavi de bütün devrimlerde olduğu gibi 25 Ocak Devrimi'nin de bazı konularda başarılı olduğunu, ancak bazı hedeflerinin çok gerisinde kaldını söylüyor.
"Mısır'da devrimden önce ülke liderine adeta bir 'ilah' gibi bakılıyordu. Devrim, cumhurbaşkanının ve dahi rejimin devrilebileceğini halk kitlelerine gösterdi. Ülkede halihazırda siyasal, ekonomik, toplumsal ve hatta fikri alanda ciddi hayal kırıklıkları yaşanıyor" diyen Sadavi şunları söylüyor: "Devrimin başarısız hale getirildiği fikri de Mısır kamuoyunda oldukça yaygın. Ancak gözden kaçırılan bir şey var o da devrimin bir 'fikir' olduğu gerçeği. Devrim 25 Ocak'ta başladı ve durmuş değil; devam eden bir süreç. Devrimin sloganı olan 'ekmek, özgürlük ve toplumsal adalet' aslında ekonomi, siyaset ve toplumsal alanlarda yapılması gereken reformların özetiydi. Bugün bu hedefler gerçekleştirilmemiş olsa bile, fikir olarak hala yaşamaktadır."
Devrimlerde önemli olan şeyin hayal kırıklığı yaşamamak olduğunu dile getiren Sadavi, hatalar olsa bile halihazırdaki yönetimin 25 Ocak Devrimi öncesine dönemeyeceği görüşünde.
"Derin devlet izin vermedi"
Amerikan Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Said Sadık ise devrimin önemli kazanımları olduğu kanaatinde. Cumhurbaşkanlığı süresinin 4 yıla düşürüldüğünü ve sadece 2 dönemle sınırlandırıldığını hatırlatan Sadık, toplumda bir açılım yaşandığı kanaatinde.
Ülkede kısmen bir özgürlük ortamı oluştuğunu savunan Sadi, "Bununla beraber ekonomik kriz, işsizlik ve toplumsal kırılmalar, halkların gösteri ve devrimlerden ümidini kesmesine neden oldu. Devrim hareketlerinin bir lideri yoktu ve haliyle sonraki süreçte toplu hareket edilemedi. Derin devlet de buna izin vermedi" diye konuştu.
Sadık şöyle devam etti: "2013'e kadar devrim hedeflerine doğru hızlı bir şekilde ilerleme gözlendi. Bu dönemde bazı grupların devrimi sahiplenmek istemesi, genç devrimcilerin tecrübesizliği, hedeflerin Mısır'ın içinde bulunduğu reel şartlar ile çatışması devrimin başarısız olmasının nedenlerindendir."
Mısır'da Cemal Abdunnasır ve arkadaşlarının Kral Faruk'u devirdiği "23 Temmuz 1952 Devrimi"ni daha büyük ve daha kadim bir devrim olarak niteleyen Sadık, şimdilerde iktidarda bu zihniyetin olduğunu düşünüyor.
25 Ocak 2011 tarihinde başlayan ve 11 Şubat'ta Mübarek'in çekilerek yetkilerini Askeri Konsey'e devretmesiyle sona eren Mısır 25 Ocak Devrimi, toplamda 18 gün sürdü. Mübarek'in çekilme kararı, devrimin odağındaki Tahrir Meydanı başta olmak üzere ülke genelinde coşkulu kutlamalarla karşılandı.
Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 18 gün aralıksız devam eden gösterilerde 384 eylemci hayatını kaybetti. Toplam yaralı sayısı ise 846 olarak duyuruldu. Ancak devrim sonrasında kurulan "Gerçekleri Araştırma Heyeti" ölü sayısının 846 olduğunu açıkladı.