GÖRÜŞ- İngiliz savunmasındaki dönüşüm ve Avrupa'da artan tehdit algısı
Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Başkanı Dr. Tolga Sakman, Avrupa'daki düzenli ordu kurma söyleminin arka planını AA Analiz için kaleme aldı.
Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Başkanı Dr. Tolga Sakman, Avrupa'daki düzenli ordu kurma söyleminin arka planını AA Analiz için kaleme aldı.
***
İngiltere hükümetinin temmuzda erken seçime gitme kararının ardından ilk dikkat çekici gelişme Başbakan ve Muhafazakar Parti lideri Rishi Sunak'ın yeniden seçilirse zorunlu askerlik hizmetini geri getirme vaadi oldu. Başbakan, 18 yaşındaki vatandaşlarının 12 ay boyunca tam zamanlı olarak orduya katılacağı ya da her ay 1 hafta sonu gönüllü olarak toplum hizmetinde bulunma seçeneklerine sahip olacağı planını duyurdu. Böylece her yıl 30 bin gencin silahlı kuvvetlerde tam zamanlı görev alması öngörülüyor ve bunun maliyetinin yılda yaklaşık 2,5 milyar sterlin olması bekleniyor. Sunak, Birleşik Krallık genelinde zorunlu askerlik ve toplum hizmetini geri getirmenin gençler arasında ortak bir amaç duygusunu geliştirmeye ve ulusal gururu tazelemeye yardımcı olacağına inandığını söyledi. Bu düzenlemeye ihtiyaç duyulma nedeni ise Başbakan'ın üzerinde durduğu "Britanya'nın bugün daha tehlikeli ve daha bölünmüş bir gelecekle karşı karşıya olduğu" ve "demokratik değerlerin tehdit altında olduğu" söyleminde yatıyor. Bunlar "gittikçe belirsizleşen bir dünyada" İngiliz toplumunun birleşmesi için adımlar olarak değerlendiriliyor.
Londra'nın yeni savunma gerçekliği
İngiliz ordusunun komutanı General Sir Patrick Sanders, ocak ayında yaptığı bir konuşmada Ukrayna'daki durumu 1914 ve 1937 krizlerine benzeterek Batı'nın yaşam tarzına yönelik yaklaşan saldırıyı yalnızca "yurttaş ordularının" yenebileceğini ifade etti. Birleşik Krallık'ın "savaş öncesi neslinin" gelecekteki çatışma olasılığına hazırlanmasının gerekliliğinin altını çizerek "tüm ulusun katılımı"nın gerekli olduğunu ekledi. General ayrıca İngiliz ordusunun büyüklüğünün neredeyse 2 katına çıkarılması çağrısında bulundu. O dönemde bunu reddeden Sunak hükümetinin bunu daha sonra seçim vaadi olarak sunmasında ise iki neden göze çarpıyor. Birincisi seçim kampanya döneminde toplumun gündeminde var olan savaş ve güvenlik sorunlarının politik bir tercihle ön plana çıkarılması ki burada diğer partilerden ayrıştığı görünüyor. Diğer ve daha temel neden ise Avrupa'da hızla değişen savunma ihtiyaç algısında İngiltere'ye yapılan baskıların artması ile Londra'nın yeni bir savunma gerçekliğine geçmiş olma ihtimali.
Bu dönüşüm aslında İngiliz Başbakanın savunmayla ilgili 3 öncelik belirlendiğini duyurmasıyla başladı. Buna göre hükümet öncelikle, 10 yıl içinde mühimmat üretimine en az 10 milyar sterlin ek yatırım yaparak Birleşik Krallık savunma sanayi üssünü harekete geçirecek. İkincisi, savunma bütçesinin en az yüzde 5'inin AR-GE'ye ayrılmasıyla Silahlı Kuvvetlerini modernize edecek. Üçüncü öncelik ise diğerlerinden farklı ve çok daha spesifik. Ukrayna'nın güvenliğini İngiltere'nin güvenliği ile denk görerek Ukrayna'nın ihtiyaç duyduğu askeri destek için tahsis edilen bütçede büyük artışlar yapılacak. "Karşılaştığımız artan tehditlere karşı değerlerimizi, özgürlüklerimizi ve refahımızı savunmaya devam etmek istiyorsak savunmaya yatırım yapmalıyız" diyerek duyurulan bu plan ile Soğuk Savaş'tan bu yana İngiliz savunmasındaki en büyük güçlenmeye işaret ediliyor ve Londra, çok kapsamlı ve detaylı bir savunma reformunu başlatıyor. Yeni tahsis edilen veya ilerleme ve büyümeyi teşvik eden fonlar, işlevi yeniden tasarlanan ana karargah yönetimi, silah teknolojisinde atılım ve üretim kapasitesinde genişleme için yeni yatırımlar ve stratejiler bu reformun bazı parçalarıdır.
Ayrıca Sunak, İngiltere'nin savunma harcamalarını 2030 yılına kadar yüzde 2,5'e çıkaracağını açıkladı. Böylece, şu anda yüzde 2,3 civarında olan harcamalar 2030'da yaklaşık 9 milyar artarak 87 milyar sterline çıkacak. Sunak bu planı açıklarken, Rusya, İran ve Çin gibi devletlerden oluşan bir eksenin, demokrasileri baltalamak ve dünya düzenini yeniden şekillendirmek için giderek daha fazla birlikte çalıştığını ve aynı zamanda kendi ordularına, siber yeteneklere ve düşük maliyetli teknolojilere de yoğun yatırım yaptığını belirtti. Bununla mücadele için de İngiltere'nin harcamalarındaki bu artışın Avrupa güvenliği için önemini vurguladı.
Artan tehdit algısının Avrupa'daki yankıları
İngiltere'deki tüm bu gelişmeler, birçok açıklamanın içerisinde de vurgulanan Avrupa'ya karşı artan tehdit algısından kaynaklanıyor. Avrupa'nın kendi başına dirençli olması için, öngördükleri Rus ilerleyişini durduracak kapasiteyi her alanda ortaklarıyla inşa etmeleri gerekiyor. NATO Askeri Komitesi Başkanı Hollandalı Amiral Rob Bauer, komitenin mart ayındaki toplantısının ardından Avrupalıların savaşa hazırlanması gerektiğini doğrudan ifade etti. Barış istiyorsak savaşa hazır olmalıyız doktrini uzun zamandır kıtada duyulmadı ancak artık Avrupa devletleri ve Avrupa Birliği'nin (AB) resmi belge ve demeçlerinde bu söyleme rastlamaya başladık. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise "Putin'in hırsının Ukrayna'da bitmediğini biliyoruz" diyerek Avrupa'nın buna hazırlanması gerektiğini belirtti. Leyen, hibrit tehditlere karşı kapasitenin geliştirilmesi için çalışmalarda ise Brüksel'i işaret etti. Bunun için İngilizlerin de daha fazla inanç ve kapasite ile sistemin içerisinde olmasına ihtiyaç var. Almanya ise konuya "Eğer Birleşik Krallık hala Avrupa güvenliğinde öncü bir rol oynamak istiyorsa harcamalarını artırması, ordusunu güncellemesi gerekiyor" şeklinde yaklaşıyor.
Tüm bu söylemlerle birlikte Avrupa Birliği Konseyi, AB güvenliği ve savunmasına ilişkin raporu da mayıs ayı içerisinde onayladı. Bu rapora göre Ukrayna'ya kesintisiz destek vurgulanıyor. Savunma ürünlerinin bulunabilirliğinin sağlanması ve AB'nin Savunma Teknolojik ve Endüstriyel Üssünün (EDTIB) üye devletlerin silahlı kuvvetlerinin ve gerektiğinde ortaklarının ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde güçlendirilmesi ile AB'nin harekete geçme yeteneğinin artırılması ihtiyacının altı çiziliyor. AB'nin dayanıklılığını güçlendirmek ve stratejik alanlara erişimi güvenli hale getirerek her türlü hibrit tehdit için hazırlık yapılmasının önemine dikkat çekiliyor. Son olarak da AB'nin müşterek değerlere ve çıkarlara dayalı, ortaklarla özel olarak hazırlanan ve karşılıklı yarar sağlayan ortaklıkları daha da güçlendirmeye, derinleştirmeye ve genişletmeye devam edeceği taahhüt edildi.
Avrupa ordularında savaşa hazırlık
İngiltere'deki mevcut ve olası adımlar Avrupa'nın genelinden farklı düşünülemez. AB'nin tüm işbirliği araçları, fonlar, politikaların ortaklaştırılması ile savunma sanayiinde üretimin artırılması ve stratejik paylaşım gibi adımları yanında ulusal olarak da gelişmeler mevcut. Kıtada genel olarak orduların güçlendirildiğini takip ediyoruz.
Mart ayında Danimarka, zorunlu askerlik hizmetini ilk kez kadınları da kapsayacak şekilde genişletme ve standart hizmet süresini artırma planlarını duyurdu. 2026'da yürürlüğe girmesi planlanan bu uygulama Danimarka'nın, Norveç ve İsveç'in yanı sıra, kadınların silahlı kuvvetlerde hizmet etmesini zorunlu kılan üçüncü Avrupa ülkesi olmasını sağlıyor. Ayrıca zorunlu askerlik hizmetinin hem erkekler hem de kadınlar için 4 aydan 11 aya uzatılacağı da belirtildi. Bununla birlikte ülke askeri harcamalarını da mevcut GSYİH'nın yüzde 1,4'ünden yüzde 2'ye çıkaran bir dizi reform açıkladı.
İsveç 2010 yılında zorunlu askerliği kaldırdı, ancak 2017'de yeniden yürürlüğe sokmuştu. 2023 sonunda yapılan düzenlemeyle sosyal hizmet zorunluluğunun da yeniden yürürlüğe sokulması kararı alındı. Norveç'te ise 2016'dan bu yana erkeklerin yanı sıra kadınların da askere başvurması zorunlu oldu.
Avusturya'da geçen yıllarda yaşanan yoğun tartışmalara rağmen zorunlu askerlik yürürlükten kaldırılmadı. 18-35 yaşları arasındaki erkekler 6 aylık temel askerlik eğitiminden geçiyor. Letonya'da bu yıldan itibaren 18-27 yaş grubundaki erkeklere 11 aylık zorunlu askerlik getirildi. Litvanya 2008'de kaldırdığı zorunlu askerlik uygulamasını 2015'te yeniden yürürlüğe koydu. Yunanistan'da 18-45 yaş grubundaki erkekler için askerlik zorunludur. İsviçre ve Finlandiya'da da 18 yaşından sonra erkekler için askerlik hizmeti zorunlu tutuluyor.
Almanya'da hükümet çeşitli ülkelerdeki zorunlu askerlik modellerini inceleyerek zorunlu askerliği değerlendiriyor. Ana muhalefet partisi CDU ise zorunlu askerliğe kademeli geri dönüş planını parti programına dahil etti.Bu ülkelerin birçoğundaki uygulamada askerlik için başvurmak ve ilk prosedürler zorunlu, ancak ihtiyaç ve uygunluk şartlarına göre bunlardan bir kısmı silah altına alınıyor. Avrupa hükümetlerinde, bu sayıların yakın zamanda, içinde bulunulan şartlar nedeniyle artması yönünde bir eğilim mevcut. Bununla birlikte genel olarak tüm bu ülkelerde zorunlu askerlik hizmetinin yeniden değerlendirilmesi 2014'te Rusya'nın Kırım ilhakı ile başlayan ve 2022'de Ukrayna savaşı ile artan tehdit algısıyla ilişkili.
Mühimmat, araç ve teçhizat açısından eksiklerini belirleyen ve bunu tamamlamak için farklı stratejileri bir süre önce hayata geçirmeye başlayan Avrupa için ikinci aşama olan insan faktörü üzerine çalışmaların hızlandırıldığını görüyoruz. Tüm teknolojik donanımlarına rağmen, "savaşı asker kazanır" eğilimindeki vurguya uygun olarak, orduların personel sayısı ve donanımını geliştirmeye çalışmasının, yaklaşan savaş tehdidine karşı atılan bir adım daha olduğunu görebiliriz. Ayrıca Avrupa refah toplumunda bir süredir unutulan değerlerin yeniden inşası ile hem toplumsal birliktelik hem de ulusun savunulmasında vatandaşların sorumluluğunun hatırlatılması planlanıyor. Bu da sadece kışlalarda değil politik alanda da dönüşümün sinyallerini veriyor.
[Dr. Tolga Sakman, Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM) Başkanıdır.]
Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.