Görmeyenler Ses Duymayanlar Göz Olacak
Yaşar Üniversitesi ile İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle hayata geçen Sinema terapi projesi kapsamında, görme engelli öğrenciler ile işitme engelli öğrenciler, öğretmenleriyle birlikte aldıkları eğitimin ardından kısa film çekmeye başladı.
Yaşar Üniversitesi ile İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle hayata geçen Sinema terapi projesi kapsamında, görme engelli öğrenciler ile işitme engelli öğrenciler, öğretmenleriyle birlikte aldıkları eğitimin ardından kısa film çekmeye başladı. Görme engellilerin seslerini kaydettiği, işitme engellilerin de görüntülerini çektiği kısa filmler, Türkiye ve Polonya'da gerçekleştirilecek sempozyumlarda sunulacak.
Avrupa Birliği Bakanlığı AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı'nın desteklediği Hayat Boyu Öğrenme Programı Comenius kapsamında sürdürülen "Sinema terapi" projesi kapsamında, Yaşar Üniversitesi ve İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü, engelli olmanın başarıya engel olmadığını göstermek için yeni bir projeyi hayata geçirdi. Çalışma çerçevesinde, İzmir Bornova Aşık Veysel Görme Engelliler Ortaokulu ile Tülay Aktaş İşitme Engelliler Ortaokulu'ndan seçilen 10 öğrenci ve 6 öğretmen, Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Film Tasarım Bölümü Öğretim Görevlisi Kerem Kaban'dan, 'senaryo yazımı, kısa filmin temel ilkeleri ve yapımı' ve 'ekipman kullanımı' konularında eğitim aldı. Kendi çevrelerindeki kişiler ve yaşanan olaylarla ilgili senaryo yazan engelli öğrenciler, Kerem Kaban ve öğrencilerinin eşliğinde kısa filmlerinin çekimlerine başladı. Görme engelli öğrenciler ses ve müzik tasarımı aşamasında, işitme engelli öğrenciler ise görüntü yönetimi aşamasında aktif olarak rol alarak güçlü yönlerini öne çıkardı ve farklı bir alanda ilk defa birlikte çalışma örneğini sergiledi.
TÜRKİYE'DE BİR İLK
İzmir Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı, projenin temel amacının, engelli olmanın başarıya engel olmadığını göstermek olduğunu belirtti. Film çekmenin ilk düşünüldüğünde görme veya işitme engelli bir insanın yapabileceği bir iş olmadığı gibi göründüğünü, ancak bunun doğru olmadığını ortaya koymak istediklerini kaydeden Bardakçı, "Yaptığımız çalışma ile görme ya da işitme engelli olmanın, film çekmeye engel olmadığını gösterdik. Birbirlerine ses ve göz oldular birlikte çalışırlarsa neler başarabileceklerini kanıtladılar, ortaya da çok güzel ürün çıkarıyorlar. İlk etapta öğretmenlerimiz ve 10 öğrencimize eğitim verildi. Onlar da kendilerinden sonra gelecek öğrencilere bu eğitimleri verecekler. Böylece bu projenin uzun yıllar sürdürülmesini hedefliyoruz" diye konuştu.
Öğretim Görevlisi Kerem Kaban ise, "Görme ve işitme engelli kişilerin, kendi dünyasında nasıl yaşadıklarını anlamak ve onların da bu dünya içinde bize aktaracakları görsel-işitsel formları sanat ve estetikle birleştirerek yeni ve yaratıcı çalışmalar yapmalarını sağlamayı hedeflediklerini" söyledi. Böylece, kendi dünyalarını, sesler ve görüntüler yoluyla bize anlatmalarını sağlayacaklarını anlatan Kaban, şöyle konuştu: " Belirlenen gruplara periyodik olarak çeşitli dersler vererek filmi ortaya çıkaracak beceriyi kazanmalarını amaçladık. Projenin hazırlık ve sonuç aşamalarından belgesel film hazırlanacak. Bu filmler Türkiye'nin yanı sıra proje ortağımız Polonya'da Mart ayındaki Filmoterapi/Metamorfoz adlı konferansta katılımcılara da sunulacak." - İZMİR