Gönül Dağı'nın Seyfettin'i izleyicilerin gözbebeği oldu
Yayına başladığı ilk günden bu yana büyük beğeni toplayan ve müdavimleri her geçen gün artan TRT 1'in sevilen dizisi Gönül Dağı, izleyenleri sarıp sarmalayan, içine alan samimi öyküsü ve birbirinden ilginç karakterleriyle dikkat çekiyor.
Dizide, Belediye Başkanı Münir beyin ( Ege Aydan) şoförü, sağ kolu olan Seyfettin de izleyicilerin gözbebeği oldu…Çalışkan, saf, açıksözlü, biraz patavatsız ancak sevimli bir belediye çalışanı olan Seyfettin'i canlandıran Sercan İnceer, " Gönül Dağı, insanların kendinden birşeyler bulup içselleştirdikleri bir dizi. Hal böyle olunca merak unsuru oluşuyor, insanların heyecanla takip ettikleri bir görsel şölene dönüşüyor" diyor.
"SEYFETTİN BİRAZ PATAVATSIZ… AKLINA GELENİ SÖYLÜYOR…"
Belediye Başkanı Münir beyin şoförlüğünü, yardımcılığını yapan Seyfettin'in, kendisini tamamiyle işine adamışsaf bir Anadolu genci olduğunu belirten Sercan İnceer, canlandırdığı karakteri şöyle özetliyor:
"Seyfettin, Münir Başkana, Gedelli halkına çok bağlı bir genç... Babasını küçük yaşta kaybetmiş ve Münir başkanı babasının yerine koymuş. İşi konusunda çok hassas, belirli kuralları ve prensipleri var. Onların dışına pek çıkamıyor. Bir taraftan da meraklı ve heyecanlı bir karakter…Tabii böyle olunca karakteri gereği biraz da patavatsız… Aklına geleni söylüyor, herhangi bir filtreden geçirmeden…"
"GÖNÜL DAĞI GENÇ MUCİTLERİ MOTİVE ETTİ"
Gönül Dağı'nın, ekranlarda yer alan diğer dizilerden farklı olarak icadlar yapan gençlerin öyküsünü anlatarak ülkemizde gizli kalmışmucitleri motive ettiğini kaydeden İnceer şunları söylüyor: "İcatlar, dizinin temelini oluşturan ana ögelerden biri ve bence çok anlamlı… Aslında sosyal medyadan da takip ettiğim kadarıyla diziden etkilenen birçok genç mucit var. Yine birçok gencimizin de bu konuda kendilerine güvenlerinin arttığını ve motive olduklarını gözlemledik…. Gönül Dağı'nı diğer dizilerden ayıran ve seyirci sayısının her hafta katlanarak artmasının en önemli nedenlerinden biri budur…"
"EGE AYDAN'LA ÇALIŞMAK MÜTHİŞ KEYİFLİ…"
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otelcilik bölümünün ardından Konservatuvar da bitiren Sercan İnceer, Gönül Dağı'nda birlikte rol aldığı usta oyuncu kadrosundan her gün yeni şeyler öğrendiğini vurgulayarak "Beraber oynadığım ustaların hepsi muhteşem, hepsinden birçok şey öğrendim. Gerek mesleğe dair gerekse hayata dair… Önceden bayılarak izlediğim oyuncularla şu an beraber çalışmak paha biçilemez bir duygu… Daha çok Ege abiyle sahnemiz var, onunla çalışmak müthiş keyifli... Çok da iyi anlaştık, bu da haliyle sahnenin enerjisine yansıyor ve samimiyet katıyor…" diyor.
"MESLEĞİME AŞIĞIM…"
Eskişehir'deki Turizm eğitiminin ardından Amerika'ya giderek 8 ay burada yaşayan Sercan İnceer, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Okulum sayesinde 8 ay Amerika'da çalışma ve yaşama fırsatım oldu. Bu da benim hayatımın dönüm noktalarından biriydi. Bakış açımı genişletmemi sağladı. İngilizcemi geliştirmemi ve başka kültürleri tanımamı sağladı.
İngilizce hazırlıkla beraber 5 sene Eskişehir'deydim. Üniversite hayatım boyunca tiyatro yaptım, defalarca turnelere gittim. Bu süreç beni konservatuvara girmeye itti ve okulu bitirince 2. Üniversite olarak İstanbul'da konservatuvar okudum. Mesleğime aşığım diyebilirim. Ailem de her anlamda beni çok destekledi. Sanatın her dalıyla, daha çok müzikle dopdolu bir çocukluk geçirdim, babam beni bebeklikten itibaren piyano ve bağlama çalarak büyüttü. Hiç yeteneğim olmasa da annemin çizdiği resimlerden yaptığı el işlerinden etkilenmedim desem yalan olur. Özet olarak, beni hep destekledi ailem. İyi ki varlar…"
10 PARMAĞINDA 10 MARİFET…
Genelde haftanın 3-4 günü sete gittiğini, kalan zamanını ise pandemi nedeniyle film ve dizi izleyerek, kitap okuyup enstrüman çalarak geçirdiğini kaydeden İnceer şunları söylüyor:
"Normal zamanda olsa Eskişehir'de yapılacak çok şey olur sosyal bir şehirdir burası… Ancak bu pandemi koşullarında asosyal oldu güzel Eskişehirim... Set dışındaki boş vakitlerimi daha çok evde film ve dizi izleyerek kitap okuyarak ve enstrüman çalarak geçiriyorum.
"GİTAR, BAĞLAMA, BENDİR VE DARBUKA ÇALIYORUM…"
Sanatın diğer dallarına ve felsefeye çok ilgiliyim. Gitar, bağlama, bendir ve darbuka çalıyorum. 7-8 tane bestem var ve umarım en kısa zamanda stüdyoya girip kayıtlarını alabilirim. Yani müzikle yakından ilgileniyorum. Doğa fotoğrafları çekmeyi çok seviyorum. Spor yapıyorum, basketbol oynadım lise ve üniversite yıllarımda profesyonel olarak. Bu sıralar tenise merak saldım. Fırsat buldukça oynuyorum. Arkadaşlarımla seyahat etmeyi yeni, bilmediğim yerler keşfetmeyi kamp yapmayı çok seviyorum..."