Gökmedrese'nin Çinilerinin Asitle Kazındığı Iddiası
Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, tarihi Gökmedrese'nin çinilerinin asitle kazınıp maviye boyandığı iddialarına ilişkin, "Çini kaybı olan yerler, özellikle uluslararası restorasyon kuralları çerçevesinde dolgu tekniğiyle doldurulmuş ve renklendirilmiştir.
Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, tarihi Gökmedrese'nin çinilerinin asitle kazınıp maviye boyandığı iddialarına ilişkin, "Çini kaybı olan yerler, özellikle uluslararası restorasyon kuralları çerçevesinde dolgu tekniğiyle doldurulmuş ve renklendirilmiştir." dedi.
Karaca, Gökmedrese'de düzenlediği basın toplantısında, medresenin Osmanlı döneminden itibaren çok sayıda onarım gördüğünü anımsattı.
Gökmedrese'nin en kapsamlı onarımını 1823 yılında gördüğünü belirten Karaca, bundan sonra da zaman zaman kısmi müdahaleler yapılarak eserin korunmaya çalışıldığını ifade etti.
Karaca, eserin cumhuriyet döneminde çok detaylı bir restorasyon görmediğini ancak son dönem içerisinde 2006 yılında kapsamlı bir restorasyon çalışması başlatıldığını dile getirdi.
Ana yapıya müdahale edilmeden bir çalışma gerçekleştirildiğini vurgulayan Karaca, "Çini kaybı olan yerler, özellikle uluslararası restorasyon kuralları çerçevesinde dolgu tekniğiyle doldurulmuş ve renklendirilmiştir. Üzerinde çini falan yok, sadece aralarda çini görüntüleri var. Bu kaybolmasın diye bunun üzerine dolgu tekniği uygulanmış." diye konuştu.
"Orjinal çinileri tespit ettik"
Karaca, 2014 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları hakkında da bilgi vererek, şunları kaydetti:
"Minarelerde bulunan çinilerin belli noktaları ele alınacak. Yine bir revize projeyle de bunlar tamamlanabilir. Bunlar kendi tekniği içerisinde değerlendiriliyor. Mikro enjeksiyon dedikleri, araların dolgu malzemeleri kullanılarak eser bu görünüme kavuşmuş. Ancak bu da yeterli olmamış ve 10 yıl geçtikten sonra Sivas'ın iklim şartlarını değerlendirdiğimiz zaman soğuğa ve sıcağa muhatap olmasından dolayı deformasyon ortaya çıkmış. Şimdi şanslı olduğumuz noktaya geldik, buralarla ilgili çalışmaları orijinal noktalarda bulunan çinileri tespit ederek veya bir çiniden yola çıkarak diğer eksik noktaları kasım ayında tamamlamış olacağız. Duvarlarda kumlama yapılıyor, çeşitli teknikler kullanılıyor ve oradaki motifler ve desenler deforme oluyor. Bizim son geldiğimiz aşama, buraları saf suyla temizledikten sonra bu yüzeylere yine solvent içermeyen yüzey sertleştirici dedikleri uygulama yapılması. Bu yapıldıktan sonra taş su almıyor ve taşın ömrü uzuyor. Bu takriben 5-10 yıl içerisinde tekrar edilmesi gereken bir uygulama."
Karaca, Gökmedrese'de yapılan tüm çalışmaların kamera ve fotoğraf kaydının alındığını da sözlerine ekledi.
"Asitle uygulama yapılması imkansızdır"
Vakıflar Genel Müdürlüğü inşaat mühendisi Şafak Cengiz ise olmayan bir yüzeyde temizlik yapıp da yerine renklendirme yapmalarının söz konusu olmadığına dikkati çekti.
Gökmedrese'de çini kayıpları olduğunu aktaran Cengiz, şöyle devam etti:
"Ne şerefe altında ne madalyon diye nitelendirdiğimiz kaidenin başlangıcında hiçbir çini görünmüyor ve sıvanmış duruyor. 2006 yılı onarımından öncede buradaki sıva tabakaları kaldırıldı, ufak tefek çini kalıntıları yerinde korundu, konsolidasyonları yapıldı ve boş olan alanlarda geri dönüşümlü malzemeyle uzman restoratörler tarafından özgün desenine uygun olarak renklendirilerek günümüze kadar getirildi. Bu bir restorasyon tekniği, uluslararası arenada da kabul görmüş bir teknik. Ancak Sivas'ın iklim şartlarında zaman içerisinde aşınmalar meydana gelmiş. Restorasyonun yanında tarihi eserlerin bir de bakım ve onarımları vardır. Yani renklendirme yapılan yeri tekrar renklendirerek, renkleri bir kat daha sürerek korumasını devam ettirirsiniz ama bu süreç içerisinde böyle bir uygulama yapılmadığı için günümüze biraz hasarlı olarak geldi. Eserin şu andaki renklendirilmiş ve korunmuş olan özgün çinilerinin envanter çalışması yapılıyor. Envanter çalışması bittikten sonra Koruma Kuruluna sunulacak ve onay alındıktan sonra da çini uygulamasına başlanacak."
Restorasyon sürecenin aslına uygun olarak devam ettiğinin altını çizen Cengiz, "Herhangi bir tarihi yapıda asitle uygulama yapılması gibi bir şey zaten imkansızdır. Böyle bir şey de yapılmamıştır, tamamen yüzeysel bilgiyle, hiçbir kaynağa dayanmadan yapılan bir iftira diyebiliriz." ifadelerini kullandı.