Gökhan Günaydın: "Yakında Kurulacak Halk İktidarıyla Kamu Hazinesine Uzanan Eller O Hazineden Çektirilecektir"
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Baba Karayolları Genel Müdürü. Sonra şirket CEO'su, sonra Ulaştırma Bakanı. Şirketin taleplerini Ulaştırma Bakanı olarak imzalayan kişi. Bakan yardımcısı sıhri akraba, oğlu da kontrol. İşte biz buna AKP'nin soygun düzeni diyoruz. Bu çerçevede finansman dahil maliyeti 32 milyar doları geçmiş olan karayolları, otoyolları ağının üstelik de süreleri 2040'lı yıllara kadar uzatılmış oluyor. Bütün bu soygun gözlerimizin önünde oluyor... Bu soygun düzeni bu iktidarla beraber başladı ve devam ediyor. Şunu ifade edelim ki; yakında kurulacak halk iktidarıyla bunların tamamı etkin soruşturma kovuşturma süreçlerine tabii olacak ve kamu hazinesine uzanan eller o hazineden çektirilecektir" dedi.
(TBMM) - CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Baba Karayolları Genel Müdürü. Sonra şirket CEO'su, sonra Ulaştırma Bakanı. Şirketin taleplerini Ulaştırma Bakanı olarak imzalayan kişi. Bakan yardımcısı sıhri akraba, oğlu da kontrol. İşte biz buna AKP'nin soygun düzeni diyoruz. Bu çerçevede finansman dahil maliyeti 32 milyar doları geçmiş olan karayolları, otoyolları ağının üstelik de süreleri 2040'lı yıllara kadar uzatılmış oluyor. Bütün bu soygun gözlerimizin önünde oluyor... Bu soygun düzeni bu iktidarla beraber başladı ve devam ediyor. Şunu ifade edelim ki; yakında kurulacak halk iktidarıyla bunların tamamı etkin soruşturma kovuşturma süreçlerine tabii olacak ve kamu hazinesine uzanan eller o hazineden çektirilecektir" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında; yap-işlet-devret modeliyle yapılan otoyollarda sözleşmenin ardından işletme süresi ve araç geçiş garantilerinin değiştirildiğini, Cahit Turan'ın CEO sıfatıyla önce öneriler sunduğunu, daha sonra Bakan sıfatıyla bu önerileri kabul ettiğini belgelerle açıkladı.
Günaydın, şöyle konuştu:
"Bugün yap işlet devret modelleri üzerinden Türkiye'de kamu hazinesinin nasıl soyulduğuna ilişkin hem arka plan hem de açık örneklerle bilgi sunmak ve kamuoyunu aydınlatma amacındayız. Biliyorsunuz 3996 sayılı kanun ve 2011/1807 sayılı bazı yatırım ve hizmetlerin yap işlet devret modeli çerçevesinde yaptırılması hakkında kanunun uygulama usül ve esaslarına ilişkin Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen usül ve esaslar çerçevesinde Türkiye'de çeşitli otoyollar yapılmaktadır. Bunlar Gebze Orhangazi İzmir. Kuzey Marmara otoyolunun Odayeri Paşaköy kesimi. Kuzzey Marmara otoyolu Kınalı Odayeri kesimi. Bu yine Kurtköy Akyazı kesimi, Ankara Niğde otoyolu, Menemen Aliağa Çandarlı Otoyolu ve Malkara Çanakkale otoyolunun yapımı tamamlanmış ve açılmıştır. Bu yedi otoyol dışında Aydın Denizli Otoyolu, Mersin Erdemli Taşucu Otoyolu, Kuzey Marmara Otobanı, Nakkaş Başakşehir yani Kanal İstanbul diye lanse edilen bölüm, Ankara Kırıkkale ve Antalya, Alanya yollarının da yapımı planlanmaktadır. Bunlardan Aydın Denizli otoyolunun süreci tamamlanmak üzeredir. Mersin Erdemli Taşucu otoyolu kredi bulunamaması ve firmanın iyileştirme nedenleri talepleri nedeniyle yapımın hiç başlanmamıştır. Ankara Kırıkkale ve Ankara Alanya otoyolları ise beş, altı ay önce ihale edilmiş, hazırlık aşamasındadır. Şimdi burada bu otoyollar nasıl ihale ediliyorlar? Yap işlet devlet modeliyle ihale ediliyorlar. En kısa işletme süresini veren firmaya da bu ihaleler teslim edilmektedir. Ancak bu firmalar en kısa yapım süresini aldıktan sonra çeşitli gerekçelerle ve bürokrasi ve siyaseti kullanarak bu süreleri uzatmakta ve bu alanda inanılmaz kamu zararına neden olunmaktadır.
"Sözü edilen otoyolların finansman maliyeti hariç bedelleri 22 milyar dolardır. Finansman maliyeti dahil 32.9 milyar dolardır"
Örneğin Gebze Orhangazi İzmir Otoyolu ihaleye göre işletme bitiş tarihi 2041 olmasına rağmen 2044'e kadar uzatılmış durumdadır. Kuzey Marmara Otoyolu Odayeri Paşaköy otoyolu 2026'da 2032'ye uzatılmış durumdadır. Kınalı Akyazı bölümü 2025'ten 2031'e, Kurtköy Akyazı bölümü 2024'ten 2031'e, Nakkaş Başakşehir 2044, Ankara Niğde 2030'dan 2035'e, Menemen Aliağa Çandarlı ise 2027'den 2029'a uzatılmış durumdadır. Size meselenin büyüklüğünü anlatabilmek açısından bir rakam vereyim. Sözü edilen otoyolların finansman maliyeti hariç bedelleri 22 milyar dolardır. Finansman maliyeti dahil 32.9 milyar dolardır. Şimdi diyeceksiniz ki; 'bu ihaleyi aldıktan sonra yapım sürelerini nasıl uzatıyorlar?' İşte mesele burada. Bakın size buna ilişkin Kuzey Marmara Otoyolu'ndan bu işlerin nasıl tezgahlandığını açık örneklerle anlatacağım. Kuzey Marmara otoyolu, Kınalı Odayeri kesimi için dört yıl dokuz ay 12 gün. Kuzey Marmara Otoyolu Akyazı kesimi için ise üç yıl dokuz ay 12 gün işletme süresi veren firmalar kazanmışlardır. Nedir bu firmalar? Birinci ihaleyi Kalyon Kolin Hasen ortak girişimi. İkinci ihaleyi ise Cengiz Limak ortak girişimi almıştır.
"Cahit Turhan sen buraya ihaleye teklif verirken bu değişiklik taleplerinin farkında değil miydin?"
Ancak bu arkadaşlar bu sürelerle yapılması mümkün olmayan otoyollar için çeşitli gerekçelerle uzatma talep etmişlerdir. Mesele tam da burada başlamaktadır. Burada gelin size bir Türk bürokratını tanıtayım; adı Mehmet Cahit Turhan. 1960 doğumlu arkadaş. 2003 yılında Karayolları Genel Müdürü oluyor. 2006'dan 2015'e kadar da Karayolları Genel Müdürlüğü görevini sürdürüyor. 2016'da Karayolları Genel Müdürlüğü'nden alınıyor Cumhurbaşkanı danışmanı oluyor kısa bir süre. Sonra Danıştay üyeliğine atanıyor. Hemen arkasından 2016-2018 dönemi arasında Kuzey Marmara Otoyolu Limak Cengiz Kalyon konsorsiyumu CEO görevine atanıyor. Yani Karayolları Genel Müdürü, Danıştay üyeliği yapıyor kısa bir süre, Cumhurbaşkanlığı danışmanlığı yapıyor toplamı bir yıl değil. Arkasından Kara Yolları Genel Müdürlüğü'nün iş yaptırdığı konsorsiyuma CEO oluyor. Bu da yetmiyor. 2018-2020'de bu iki yıl da Ulaştırma Bakanı olarak görev yapıyor. Bunun kamu görevlilerinin kendi imza ve yetki alanlarında çalışan şirketlere özel sektör yöneticisi olma konusunda yasakları delen bir uygulama olduğunu ortaya koyayım. Peki bununla ne yapıyorlar? Tarih 2 Eylül 2016. Cahit Turhan bu toplantıya sözü edilen konsorsiyumun CEO'su olarak katılıyor. ve diyor ki bu toplantıda 'bakın her ne kadar biz bu Kuzey Marmara Otoyolu'nu böyle ihaleyle kazanmışsak da bu otoyolda şöyle güzergah değişikliklerine ihtiyaç var, böyle tünellere ihtiyaç var, böyle yollara ihtiyaç var. Dolayısıyla buralarda proje değişiklikleri yapın' diyor. Peki soralım. Sen buraya ihaleye teklif verirken üç yıl dokuz ay, dört yıl bilmem kaç ayla bunları alırken bu değişiklik taleplerinin farkında değil miydi? Dediğim gibi önce düşük teklif verip ihaleyi alıyorlar. Sonra eski Karayolları Genel Müdürü şimdinin konsorsiyum CEO'su bu değişiklikleri yapın diyor.
"Hazineden milyarlarca dolar bu firmalara maalesef transfer yapılmış oluyor"
Size bir evrak daha dağıttım. 28 Ağustos 2019 tarihli. Bu kez Ulaştırma Bakanı olarak kendisinin talep ettiği değişiklikleri bu kez Ulaştırma Bakanı olarak onaylıyor. Yani düşünün bu Mehmet Cahit Turhan, konsorsiyum CEO'su olarak taleplerde bulunuyor. Sonra dönüyor. Ulaştırma Bakanı olarak bu taleplerin tamamını kabul ediyor. Böylece ortaya çıkan kamu zararı en az beş milyar dolar. Peki ne yapmışlar? Örneğin garanti geçiş süreleri. Kınalı Odayeri kesiminde birinci kesimde garanti geçiş 75 binken 2019 yılında, 2020 yılında bu 118 bine çıkartılıyor. ve 127 bin 143 bin diye devam ediyor. Aynı şekilde diğerlerinden örnek verelim. Örneğin Kurtköy Akyazı kesiminde kesim dörtte garanti süre garanti trafik 2019'da günlük 125 bin iken 2020'de bir yıl sonra 294 bine çıkartılıyor. 2024'te bu 224 bin, 2027'de bu 262 bine çıkacak. Böylece aslında sözü edilen işletmelerin kamuya devri hem ötelenmiş oluyor hem de bu garanti geçiş trafikleri sağlanamadığı için hazineden milyarlarca dolar bu firmalara maalesef transfer yapılmış oluyor.
"Bu soygun düzeni bu iktidarla beraber başladı ve devam ediyor"
Bunun altında kimlerin imzası var bakalım. Bakan olarak Mehmet Cahit Turhan'ın imzası var. Genel müdür olarak Abdulkadir Uraloğlu'nun imzası var. Abdulkadir Uraloğlu'nu hatırlıyor musunuz? Abdulkadir Uraloğlu şu andaki bakan. Peki bakan yardımcısı olarak kimin imzası var? Enver İskurt. Enver İskurt, Cahit Turhan'ın yanından hiç ayırmadığı ve sıhri hısımı olan bir başka kişi. Bu da yetmiyor. Cahit Turhan'ın oğlu Mustafa Nusret Turhan da Kuzey Marmara Otoyolu'nda, karayolları bünyesinde kontrol şefi olarak görev yapıyor. Yani baba Karayolları Genel Müdürü. Sonra şirket CEO'su, sonra Ulaştırma Bakanı. Şirketin taleplerini Ulaştırma Bakanı olarak imzalayan kişi. Bakan yardımcısı sıhri akraba, oğlu da kontrol. İşte biz buna AKP'nin soygun düzeni diyoruz. Bu çerçevede finansman dahil maliyeti 32 milyar doları geçmiş olan karayolları, otoyolları ağının üstelik de süreleri 2040'lı yıllara kadar uzatılmış oluyor. Bütün bu soygun gözlerimizin önünde oluyor... Bu soygun düzeni bu iktidarla beraber başladı ve devam ediyor. Şunu ifade edelim ki; yakında kurulacak halk iktidarıyla bunların tamamı etkin soruşturma kovuşturma süreçlerine tabii olacak ve kamu hazinesine uzanan eller o hazineden çektirilecektir."
"Kürşad Zorlu'yu kişi olarak hiç tanımam"
Günaydın, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin "İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu'nun CHP'ye transfer olacağı, bu yüzden sizinle ve İmamoğlu ile görüşme yaptığı ile ilgili bir iddiaa var. Görüşme yaptınız mı, transfer olacak mı" sorusuna Günaydın, "Kürşad Zorlu'yu kişi olarak hiç tanımam. Seçimler öncesi CHP heyeti olarak İYİ Parti heyetine gittiğimizde o görüşme heyetinde yoktu ama orada gördüm kendisini. Kamuoyundan tanıyorum. Ne yüz yüze bir tanışıklığım var ne bir toplantı yaptım ne cep telefonunu bilirim. Dolayısıyla konunun benimle uzaktan yakından bir alakası yoktur" yanıtını verdi.