Gökçe Gökçen: Güvenpark Patlaması Davası'nda Kamu Görevlileri Yargılanmıyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Güvenpark Patlaması Davası'nda hiçbir kamu görevlisinin yargılanmamasını eleştirerek olayla ilgili yürütülen yargılamaları sorguladı ve adli süreçte yaşanan sıkıntılara dikkat çekti.
(ANKARA)- CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Güvenpark Patlaması Davası'nı değerlendirirken, davada hiçbir kamu görevlisinin yargılanmamasına tepki gösterdi. Gökçen, "Hiçbir kamu görevlisi bakımından soruşturma izni verilmiş değil, hiçbir kamu görevlisi yargılanmış değil" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ve Muğla Milletvekili Cumhur Uzun ile birlikte Güvenpark Patlaması Davası sonrası Ankara Adliyesi'nde açıklama yaptı. Gökçen, şunları söyledi:
"Hiçbir kamu görevlisi bakımından soruşturma izni verilmiş değil, hiçbir kamu görevlisi yargılanmış değil. Çünkü olaydan önce yapılmış olan bazı uyarılar var. Örneğin, Amerika Büyükelçiliği'nin yapmış olduğu uyarılar var. Bunlarla ilgili mahkeme yazı yazmış değil. Yazı yazarak bu bilgilerin nereden alındığı bu uyarıların neden yapıldığı ne zaman yapıldığına yönelik bazı bilgilerin alınması gerekir.
Bir vakfın TÜRGEV'in öğrencilerine mesaj attığına yönelik ciddi iddialar varken bununla ilgili bu iddiaların soruşturulması konusunda bile mahkeme, avukatların taleplerini kabul etmedi bugüne kadar. Bununla birlikte saldırıyı yapmış olan teröristin kiraladığı araçla adım adım çıkarken defalarca polisin aranmış olması aracı kiralayan kişinin defalarca telefonla polise, emniyete bilgi vermiş olması... 'Ankara sınırlarından çıkacak, ben aracı takip edebiliyorum, benim aracım, kiralamıştım' dediği kişi ne yazık ki şu an yurtdışına kaçmış durumda. Öncesinde engelleyemediğiniz başkentin göbeğinde gerçekleşmiş olan ne yazık ki terör saldırılarıyla dolu Türkiye'nin bir taraftan IŞİD terörüyle bir taraftan da terör örgütleriyle saldırılardan PKK saldırılarından devamında 15 Temmuz'da FETÖ saldırısıyla uzun ve kanlı bir süreç yaşadığı vatandaşlarımızın endişeye düşmüş olduğu bir süreçte başkentin göbeğinde yapılan bir saldırıyı bilemiyorsanız, önleyemiyorsanız bununla ilgili bir istihbarat alamıyorsanız ama devamında saldırıyı gerçekleştirmiş olan kişinin yurtdışına çıkmış olması şu anda bu yargılamanın özünü sakatlamış durumda ve olayı planlayanlar, gerçekleştirenler, yurtdışında olduğu zaman siz bu olayın tüm boyutlarıyla ele alınmasını da engellemiş oluyorsunuz."
Danıştay'ın içtihatını değiştirmesine tepki...
Mağdur ailelerin idareye karşı açtıkları tazminat davalarıyla ilgili olarak da bilgi veren Gökçen, şöyle devam etti:
"İdari dava süreciyle ilgili hepimizi kaygılandıran özellikle ailelerin anlatırken gözlerinin dolduğu, öfkelendikleri ve bize yaslarını tekrar hatırlatırken bu hukuki mücadele hakkında da ne kadar bilgi sahibi olduklarını gösterdikleri başka bir boyutu var meselenin.
Danıştay'ın bir kararı var. Önce daire kararı daha sonra İdari Dava Daireleri Kurulu kararı var. Burada yürütülen bir ceza yargılaması varken diğer tarafta da bir idari yargılama yürütülüyor. Bu yargılama sonucunda Danıştay tarihinde ilk kez şunu söylüyor, 'Devletin terör konusunda bir kusursuz sorumluluğu yoktur' diyor. Bu ne demek devletin kusurlu sorumluluğu vardır, kusursuz sorumluluğu vardır. Kusurlu sorumlulukta ihmal var mı buna bakarsınız ama kusursuz sorumlulukta şuna bakarsınız, hiçbir yurttaşımız, kendisini güvenlik altında olmayan bir şekilde hissetmesin diye toplumsal bir dayanışmayı gösterir. Yanii törere karşı hep beraber duruşumuzu gösterir.
Danıştay yüz yıllık içtihatını değiştirerek, 'kusursuz sorumluluğunun olmadığını' söylemiş oldu ve bundan sonra verilecek kararlar bu yönde çıkarsa oğlunu, kızını, çocuklarını kaybetmiş olan ailelere daha önce ödenen tazminatlar faizi ile geri alınacak. Böyle bir skandal olmasını istemiyoruz. Ailelerin derdi tabi ki para değil, maddiyat içinde değil hiç kimse. Devletin teröre karşı gerçekten güçlü bir duruşunun olması terör nereden gelirse gelsin orada vatandaşların hiçbir şekilde yalnız bırakılmadığını göstermesi ancak olaylaran tam olarak açığa çıkarılmasıyla mümkün olabilir."