Göçmenliğin Medyadaki "Multikulti" Yorumu
Andaç Hongur - Almanya ile imzalanan ilk "işçi göçü" anlaşmasının 50.yılı anısına dörtleme olarak hazırlanan "Almanya'da Yarım Asır" belgesellerinin ikincisi "Multikulti Haberler", medyanın bakış açısından Almanya'daki Türkiyeli göçmenlerin 50...
Andaç Hongur - Almanya ile imzalanan ilk "işçi göçü" anlaşmasının 50. yılı anısına dörtleme olarak hazırlanan "Almanya'da Yarım Asır" belgesellerinin ikincisi "Multikulti Haberler", medyanın bakış açısından Almanya'daki Türkiyeli göçmenlerin 50 yılına ve entegrasyon sürecindeki etkilere ışık tutuyor.
Yönetmenliğini Semra Güzel Korver'in üstlendiği "Multikulti Haberler" belgeseli, yarın TRT İstanbul Radyosu'nda ilk kez seyirciyle buluşacak. Bir yılda tamamlanan belgeselde, ZDF Genel Yayın Yönetmeni Peter Frey, RTL'nin ünlü sunucusu Nazan Eckes, Bild Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann, ARD editörlerinden Erkan Arıkan, Der Spigel Editörü Bernhard Zand, RBB Editörü Cem Dalaman, WDR Türkçe Yayınlar Müdürü Murad Bayraktar gibi isimlerin duygu ve düşüncelerine yer verildi.
Yönetmen Korver, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, "Almanya'da Yarım Asır" serisinin ilk belgeseli "Alamanya Alamanya"da, Türkiyeli göçmenlerin kimlik, aidiyet, dil; "Multikulti Haberler"de de medyanın bakış açısından Türkiyeli göçmenlerin 50 yılı ve entegrasyon sürecindeki etkilerinin ele alındığını anlattı. Korver, dörtlemenin diğer iki bölümünün ekonomi ve eğitim alanlarında göçmenliği ve entegrasyonu sorguladığını belirtti.
Göç alan bazı Batılı ülkelerin göçmenlerin entegrasyonu için benimsediği
"çok kültürlülük" politikasını tanımlayan "Multikulti"nin, Almanya'daki bir radyonun adı olduğunu dile getiren Korver, "Radyo Multikulti, 1994 yılında kuruldu. Aralarında Türkçe'nin de bulunduğu 18 dilde yayın yapıyordu. 2008 yılında kapatılan radyo, Almanya'nın göç politikasındaki değişimin simgelerinden birisi oldu. Film adını hem bu radyo kanalından hem de Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Konseyi'nin sık sık gündeme getirdiği çok kültürlülük-multikulti politikalarına bir atıf olarak aldı" diye konuştu.
-"Medya, toplumun her kesimine sevgi duygusunu verebilmeli"-
Korver, 8 yıldır Avrupa Konseyi, AB, Avrupa Yayın Birliği ve Güneydoğu Avrupa Yayın Birliği'nde yabancılar, medya ve göçmenler üzerine uluslararası boyutta çeşitli çalışmalar yaptığını ifade ederek, Almanya'ya göçün 50. yılı anısına yapılacak program için yola çıkarken, projeyi oluşturan ana başlıklar arasında medyayı değerlendirdiğini söyledi.
Medyanın önemli bir konu olduğunu fark ederek, "Almanya'da Yarım Asır" dörtlemesinin bir bölümünü çok kültürlülük-medya ve entegrasyon konusuna ayırmaya karar verdiğini belirten Korver, "Bu proje ile en azından ilgili kurumlar, medya kuruluşları ve sivil toplum örgütleri arasındaki tartışma ve duyarlılığa boyut kazandırabilir, yeni fikirlerin doğmasına yardımcı olabiliriz diye düşündük" dedi.
Korver, yapısında kültürel farklılıklar barındıran toplumlarda, medyanın toplumsal barış sağlamada son derece önemli rolü olduğunun altını çizerek, "Çok kültürlülüğün, kültürel çeşitliliğin getirdiği yeni fırsatları haberlerine ve programlarına yansıtan, toplumun her kesimine aidiyet hissi veren, bütünsel bir medyaya gereksinim var. Medya, toplumun her kesimine sevgi duygusunu verebilmeli, birbirini anlayan, kabul eden, birbirine saygı ve empati ile yaklaşan bir toplum oluşmasına katkı sağlayabilmeli" görüşlerini dile getirdi.
-Yanıt aranan sorular-
Almanya'nın yüzde 20'sinin göçmen, Alman medyasında çalışanların yüzde 3'ünün göçmen kökenli olduğunu kaydeden Korver, belgeselde ele alınan konuları,
"Türkiye kökenli ve Alman gazetecilerin, Alman medyasının önemli kuruluşlarından yöneticilerinin bakış açısından göç", "göçmenlik, medya ve entegrasyon, İslamafobi değerlendirmeleri", "1964 yılında kurulan ve bir fenomene dönüşen ilk Türkçe radyolardan Köln Radyosu'nun öyküsü", "Radyo Multikulti", "Türkçe yayınların Almanca öğrenilmesine etkisi" şeklinde sıraladı.
Korver, belgeselde "Yarım asırlık göçün ardından Almanya'da Türkiyeli göçmenler medyada nasıl algılanıyor, haberlere nasıl yansıyor, nasıl yorumlanıyor-", "Almanya'daki göçmenlerle ilgili önyargılarda medyanın rolü nedir-", "11 Eylül'ün ardından katlanarak artan İslamafobi'nin etkileri medyada nasıl devam ediyor-" sorularına yanıt aradıklarını anlattı.
Belgeselin en dikkati çekici yönününü, "çok kültürlü toplumlarda medyanın etkisinin altını çizmesi" şeklinde tanımlayan Korver, "Siz çok kültürlü bir toplumda yaşıyorsanız, sizin kültürünüz, kimliğiniz, inançlarınızla ilgili her gün olumsuz, klişe ve yanlış bilgilerle dolu haber ve yayınlarla karşılaşırsanız, nasıl kendinizi o toplumun bir parçası o topluma ait görebilirsiniz ki..." dedi.
-"Medya profesyonellerine çok büyük bir sorumluluk düşüyor"-
Yönetmen Semra Güzel Korver, TRT olarak belgeselin Almanya'da gösterilmesini istediklerini ve bunun için bazı girişimlerde bulunduklarını ifade ederek,
"Multikulti Haberler"in ardından göçmenlere yönelik farklı çalışmalar yapmayı planladığını bildirdi.
İnsanların birbirini kabul ederek ve saygı duyarak barış içinde hayatına devam edebileceğini vurgulayan Korver, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunun oluşumda, toplumun her kesimine görev düşüyor ama biz medya profesyonellerine de çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Meslek eğitimi alan gençlerin özellikle bu konuda da bilinçlendirilmeleri gerektiğine inanıyorum. Hatta çocukluktan itibaren tolerans değil de saygı ve kabul kavramlarını öğrenmeli ve öğretmeliyiz diye düşünüyorum. Çok kültürlülüğün nasıl bir zenginlik olduğunu, bunu kabul etmenin ve saygı duymanın, farkına varmanın, hissetmenin ve öğrenmenin de bir süreç olduğunu vurgulamak istiyorum."
Yayıncı: Sibel Ertürk Kurtoğlu - İSTANBUL